AİHM kararına uymayan Erdoğana dava açtı

kimligie_alevi_yazilmamasina_sorusturma_yok_h7014AİHM kararına rağmen kimlikte dini değişmedi Nüfus cüzdanında din hanesine ‘Alevi’ yazılması için AİHM’de açtığı davayı kazanan Alevi vatandaş Sinan Işık, 3 yıldır mahkeme kararının uygulanmaması üzerine mahkeme kararını uygulamayan R.T. Erdoğan aleyhine dava açtı
27 Aralık 2012 21:02

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusu dilekçesi…

Avrupa  İnsan  Hakları Mahkemesine nüfus cüzdanlarındaki “dini” kolonunun kaldırılması için dava açan alevi vatandaş Sinan IŞIK bu davayı kazandı. Işık, TC hükümeti Başbakanı R.T. Erdoğan’ın AİHM’in kararına uymaması, K.Kılıçdaroğlu’nun da ana muhalefet partisi genel başkanı olarak bu konuda gerekeni yapmaması sebebiyle  İzmir Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunup dava açtı.

İzmir Cumhuriyet Savcılığına

Şikayet Eden : Sinan IŞIK

Adresi :

Sanık : Recep Tayyip ERDOĞAN Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
Adresi : Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi – ANKARA
Sanık : Kemal KILIÇDAROĞLU Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı
Adresi : Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi – ANKARA

Suç Tarihi : 02-02-2010 tarihinden beri devam ediyor.

Olaylar
1. Şikayetim üzerine 07-05-2004 Tarihinde İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde başlayan KİMLİĞİMDEN İSLAM İBARESİNİ SİLİN, YERİNE GERÇEK İNANCIM OLAN ALEVİLİK-İ YAZIN istemli dava, yerel mahkemece görüşülüp, Diyanet İşleri Başkanlığından ( DİB ) alınan görüş doğrultusunda reddedildikten sonra, davayı temyiz etmem nedeniyle, dava Yargıtay-ca yeniden görüşülüp, yerel mahkemenin vermiş olduğu karar uygun bulunarak talebim reddedildi…
2. Bu aşamadan sonra anayasal ve uluslar arası hukuktan edinilmiş olan hakkımı kullanmak üzere davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi-ne ( AİHM ) götürdüm…
3. 2005 tarihinden başlayarak devam eden AİHM yargılama süreci, 02-02-2010 tarihinde açıklanan karar ile sonuçlanmış oldu…
4. 02-02-2010 tarihinde açıkladığı kararında sayın AİHM, şikayetimi haklı buldu ve kimliklerdeki din hanesinin hem laikliğe aykırı bir uygulama ve hem de AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMES-İNİN ( AİHS ) DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ DÜZENLEYEN 9. MADDESİNE AYKIRI VE İNSAN HAKLARI İHLALİ olduğu tespitine vararak, bu sorunun çözümü anlamına gelen KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN kararını verdi…
5. Türkiye Cumhuriyeti devletinin altına imza attığı AİHS sözleşmesinin, iç hukukun üstünde olduğunu vurgulayan anayasasının 90. maddesinde de ifadesini bulan ve AİHS-nin uluslar arası yargı organı olan AİHM-nin 02-02-2010 tarihli KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN KARARI yazılı ve görsel medya tarafından dünya kamuoyuna duyurulduktan sonra, dönemin ve günümüzün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı sıfatını taşıyan sayın Recep Tayyip ERDOĞAN-a basın mensuplarının AİHM KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN KARARI hakkındaki düşünceleri sorulduğunda, basına yansıyan ve tekzip edilmeyen beyanatı özet olarak “ KARARI NORMAL BULDUĞU“ şeklinde olmuştur…
6. AİHM kararlarının uygulanma şekli itibariyle, verilen bir karara 3 ay içinde itiraz edilmediğinde o karar yürürlüğe girer ve gereği yapılır… Ortaya konulan AİHM kararının üzerinden 3 ay geçmesine rağmen, devleti temsilen yürütmenin başındaki sayın başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ve dolayısıyla kabinesindeki ilgili bakanlıkça AİHM kararına itiraz edilmediği görüldükten sonra, konunun önemi ve hassasiyeti nedeniyle ilk günden itibaren yazılı ve görsel basında bol miktarda yer alması ve sayın başbakanın yukarıdaki beyanatı sonucu bu konuda oluşan kanaat, AİHM kararının en kısa sürede hayata geçirileceği yönünde olmuştur… Bir çok ünlü gazetecinin köşe yazılarında belirttiği görüşleri de genel kanaat yönünde olmuştur… Şahsen buna inanan biri olmasam da, basının ve ulusal vede uluslar arası kamu oyunun baskısı sonucu mecbur kalınıp yerine getirileceğine dair bir kanaat bende de oluşmuştu…. Tüm bu baskı unsurları bir tarafa, zaten ortada duran bir AİHM kararı vardı ve uygulanmak zorundadır diye düşünmekteydim…
7. Tüm beklentilerim ve gereklilik hallerine rağmen, kararın uygulanmasında karşılaşılacak zorlukları da düşünerek, sayın hükümet-e ve dolayısıyla icranın başındaki sayın başbakan-a makul bir süre tanımak amacıyla bekledim… 02-02-2010 tarihinde verilen AİHM kararının üzerinden 8 ay geçmesine rağmen, sayın başbakan veya ilgili bakanlık tarafından bu konuda hiçbir açıklama yapılmadığı ve olumlu bir adım atılmadığı görülünce, sayın başbakanı uyarmak ve AİHM kararını bir an önce hayata geçirmesini istemek amacıyla, 2010 yılının Ekim ayında bir uyarı yazısı yazıp, AİHM kararının bir an önce uygulanmasını talep ettiğim ve kendilerine bir ay daha süre verdiğimizi içeren dilekçeyi basın önünde açıklayarak başbakanlığın ilgili birimine imza karşılığı avukatımla birlikte elden teslim ettik…
8. Şikayet dilekçemizde belirttiğimiz 30 günlük süre dolduğunda tıpkı daha önce olduğu gibi, sayın başbakan veya ilgili bakanlık tarafından konuya ilişkin olumlu bir adım veya açıklama gelmeyince, yine AİHM uygulamaları gereği olarak, AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmadığını takiple görevli olan Avrupa Bakanlar Komitesine ( ABK ) bir uyarı yazısı yazarak durumu kendilerine bildirdik…
9. 2010 yılının Aralık ayı başlarında yazılı dilekçeyle durumu bildirdiğimiz Avrupa Bakanlar Komitesi ( ABK ) duruma müdahale ederek, davalı ve aynı zamanda suçlu konumundaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti temsilcilerine yani sayın hükümete uyarıda bulunarak, kararın uygulanmama gerekçesini sormuşlardır… Bunun üzerine ABK-ne yazılı açıklama ile cevap veren sayın hükümet inandırıcı olmayan bazı gerekçelerle kendini savunmuştur ve fakat kararın ne zaman uygulanacağına dair her hangi bir bildirimde bulunmamıştır…Aradan geçen yaklaşık üç yıllık süreye ve uluslar arası baskıya rağmen, KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN yönündeki AİHM kararı hayata geçmemiş ve, geçeceğine dair beklenti, kanaat ve umutlar giderek azalmıştır…
10. KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN yönünde verilmiş olan AİHM kararının hayata geçmesi için vatandaşlık kanununda yasal düzenleme yapılması gerekmektedir… Hal böyle olunca bu işlemin yapılması için öncelikle ülkeyi yöneten hükümetin başındaki başbakanın gerekli emirleri vermesi gerekmektedir… Bu zaman zarfında demokrasimizi ileri götürecek adımlar atıyoruz iddiasıyla 2010 yılının 12 Eylül tarihinde bir Anayasa referandumu da yapılmasına rağmen KİMLİKLERDEKİ DİN HANESİ konusunda hiçbir adım atılmaması sayın başbakanın bu konuda ki tutumunun habercisi olmuştur…
11. Şahsım, yargı/AİHM ve devlet yönetimi arasında bu olaylar cereyan ederken, devlet yönetiminin dizaynında hükümetten sonra ikinci derecede ve hatta ileri demokrasilerde hükümetten de öncelikli sorululukları bulunan Ana Muhalefet Partisi konumundaki Cumhuriyet Halk Partisi-nin, AİHM kararının hükümet tarafından BİLEREK UYGULANMAMASI KONUSUNDA ne bir itiraz ve ne de her hangi bir girişimde bulunulmamış olması, bu haksızlığın ve YARGI KARARINA KARŞI DİRENİŞİN DAYANAKLKARINDAN BİRİ HALİNE GELMİŞTİR… Türkiye Cumhuriyetini kuran ve Laiklik ilkesini devlet yönetimine yerleştiren parti olarak on yıllarca oy verdiğim Cumhuriyet Halk Partisinin ( CHP ) bu duyarsızlığı, bende derin üzüntü ve hayal kırıklığı yaratmış, kendimi açıkça ALDATILMIŞ hissetmeme sebep olmuştur… Hal böyle olunca, bu konuda en az hükümet kadar suçlu olduğuna inandığım CHP-nin genel başkanı sayın Kemal KILIÇDAROĞLU-nun da suç işlediğine inanmaktayım…
12. 02-02-2010 tarihinde AİHM-nin vermiş olduğu KİMLİKLERDEKİ DİN HANESİ KALDIRILSIN KARARI, sizinde çok iyi bileceğiniz gibi kişiye özgü bir karar değildir… 75 milyon civarında olduğu söylenen ülkemiz nüfusunun tümünü ilgilendirmektedir… Bu kararla yalnız şahsıma ait kimlikteki din hanesi kaldırılmayıp, tüm vatandaşlarımızın kimliklerindeki din hanesinin aynı anda kaldırılması anlamına gelmektedir… AİHM kararlarının bağlayıcı ve aynı zamanda iç hukukumuzun da üstünde olduğu hükme bağlandığına göre, sayın başbakanın İNSAN HAKLARINI VE KANUNLARI HİÇE SAYARAK AİHM KARARINA BİLEREK DİRENMESİ ULUSAL BİR SUÇ İŞLEDİĞİ ANLAMINA GELMEKTEDİR. .. Aynı zamanda CHP-nin de böylle bir hukuksuzluğa sessiz kalması SUÇA İŞTİRAK ANLAMINA GELMEKTEDİR…
13. Bu nedenlerle, sayın başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ile Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı sayın Kemal KILIÇDAROĞLU-ndan şikayetçiyim…
14. Sanıkların eylemi suç teşkil ettiğinden gerekli cezai kovuşturmanın yapılarak kamu davası açılması ve sanıkların cezalandırılması için Savcılığınıza müracaat zorunluluğu hasıl olmuştur. Saygılarımla arz ederim…

Deliller: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Karar No : Sinan Işık- Türkiye 21924/05
Karar tarihi : 02-02-2012

Ayrıca bu dava hakkında yazılı ve görsel basında çıkan haberler elimde mevcuttur… Dava açıldığında tüm bilgi ve belgeleri sayın mahkemeye sunacağımı beyan ederim…

EN SON EKLENENLER