Kerbela’dan Kobanê’ye

ALİ KENANOĞLU

İşgal mantığını anlamaya çalışmak ve bu işgali destekleyecek aklı, inancı haklı, meşru görmenin neye tekabül ettiğini incelemek-irdelemek gerekir. Düşünsenize sizin yaşadığınız topraklarda kendinizi yönetecek bir sistemi kurmuş yaşayıp gidiyorsunuz, birileri geliyor ve ‘hayır sizin bu sisteminiz yanlış o sistemi ben kuracağım ve ben sizi yöneteceğim’ diyor ve siz bunu reddettiğiniz zaman sizinle savaşıyor, evinizi ocağınızı, kentinizi yakıp yıkıyor. Erkeklerinizi öldürüp kadınlarınıza tecavüz ediyor, kızlarınızı satıyor ve birileri de bunu haklı görüp destekliyor. Bu caniliğe gerekçeler yaratıyorsunuz, kimisi İslamın emri, kimisi ulus devlet anlayışı, kimisi bölgesel bütünlük, ülkemizin sınır güvenliği gibi bir sürü zırvayla bu caniliği haklı meşru görebiliyor, kimisi destekliyor kimisi de çaktırmadan ellerini ovuşturabiliyor.

Biz Aleviler bu caniliğin Kerbela’dan bu tarafa mağdurlarıyız. Dersim bu mantıkla işgal ve imhaya tabi tutulmadı mı? Birileri Dersim’e medeniyet getirmek için çoluk çocuk demeden insanlarımızı mağaralarda topa tutup zehirli gazlarla katletmedi mi? Neymiş; Dersim’de aşiret sistemi varmış, ağalar halka zulmediyormuş, medeniyetin oralara girmesine müsaade etmiyormuş, vergi vermiyormuş gibi bir yığın zırvayla bu katliamlar yapıldı. Sanki siz Dersim’e girip aşiretleri ortadan kaldırdıktan sonra başımız göğe erdi, mutluluktan, huzurdan refahtan ne yapacağımızı şaşıracak duruma geldik!

Dün Kerbela’da nasıl bir vahşet yaşanmışsa, Dersim’e hangi gerekçeyle girilip katliam yapılmışsa bugün de Kobane’ye aynı gerekçeyle girilip Kerbela zulmü yapılmak istenmektedir. Şengal’de yaptıkları gibi.

Rojava halkı işgal kuvveti değildir, kendi topraklarında kendi kurduğu sistemle yaşamaya çalışan ve kimsenin malına, canına, kadınına, çocuğuna, toprağına göz dikmeyen bir yönetim anlayışı içinde yaşamaya çalışan bir halktır.

Adına bugün IŞİD denilen ve tarihin farklı zamanlarında farklı adlarla mazlum halkların malına canına kasteden bu caniler şimdi Kobane’ye girmeye çalışıyor. Kobane artık bir semboldür, tıpkı Dersim tıpkı Kerbela gibi. Kobane zalime karşı mazlumun direnişinin bir sembolüdür, Kobane ağır silahlara karşı yaşam alanını savunan halkın bedenini ortaya koyduğu bir direnişin sembolüdür. Artık Kobane sadece Kobane değildir.

Biz Aleviler sistemin bize ezberlettiklerinden kurtularak Kobane’ye böyle bakmalıyız. Kobane asimilasyona, inkara, imhaya karşı duruştur. Kobane Alevi çocuklarını katleden, sadece Alevi oldukları için boğazları kesilen mazlum halklarımızı katleden IŞİD zihniyetine karşı verilen bir onur savaşıdır. Bu savaşta bizim yerimiz Kobane halkının yanıdır. Bizim yerimiz Türkiye’de içimizde var olan IŞİD anlayışına karşı bir direniş öyküsü yazan Kobane savaşçılarıdır. Kobane düştükten sonra bu caniler daha da şımaracaklar ve daha da canileşecekler. Kürtlerin imhası ile zaten listenin başından hiç düşmeyen Alevilere yönelik saldırı ve katliamları hızlandıracaktır. Öyleyse bu canilere karşı ve onlara destek olanlara karşı birlikte mücadele zamanıdır. 12 Ekim Ankara mitinginin ana konusu olan ‘eğitimde hak ihlallerinin’ de bir parçası olan bu selefi işgalci anlayışa karşı bir duruşa çevirmeliyiz.

12 Ekim Ankara Mitingi Kerbela’dan Kobane’ye süren zihniyete ve onun destekçilerine karşı yapılacak bir miting olacak. Bu canilere bu zihniyete karşı sesimizi daha gür çıkartmak için tüm canları 12 Ekim’de Ankara’ya bekliyoruz.

EN SON EKLENENLER