Alevilerin 8 Şubat mitingine herkes katılmalıdır

HÜSEYİN ALİ

Aleviler 8 Şubat’ta Kadıköy’de miting yapacak. Alevi çocukları bir gün okula gitmeyecek. Türkiye’de hala kimliği resmi olarak tanınmayan ve olduğu gibi kabul edilip temel hakları tanınmayan Alevilerin örgütlenmesi ve örgütlü olarak haklarını ortaya koyması önemlidir. Zaten demokrasi de her topluluğun örgütlü olup kendi kimliğini ortaya koyması, kendisiyle ilgili kararları kendisinin vermesi ve kendi kendisini yönetmesidir. Bu açıdan Alevilerin örgütlü toplum olarak taleplerini dillendirmesi demokrasi açısından çok önemlidir.

Aleviler bazı dönemler ve istisnalar dışında devlete bulaşmamış, devlet dışı toplum olarak yaşamını sürdürmüş bir inanç topluluğudur. Zaten bugün sayılan tüm pozitif özellikleri devlete bulaşmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Eğer devletleşseydi, devletle iç içe olsaydı bugünkü olumlu özelliklerini kaybederdi. Alevilik inancı iktidar ve devlet için bir araç haline gelirdi. Eğer Aleviler bugün hala bir toplumsal inanç ve kültür olarak varsa, iktidarcı devletçi siyasetin aracı haline getirilememişse, bu tabii ki olumlu değerler taşımak anlamına gelmektedir. Kapitalist modernite çağında inanç baskısı ortamında inançlarını var ettikleri ve kültürlerini oluşturdukları topraklarından koparılmışlardır. Hem kökten kopma, hem de şehirlerin kapitalist modernite yaşamı ortamında inanç ve kültürlerinde belli bir aşınma ve asimilasyon ortaya çıkmıştır. ‘Şehirlerdeyiz, bazı değerleri artık kırsal alanda olduğu gibi koruyamayız’ gibi gerekçelerle yaklaşımlar olsa da, bu tür eğilimlere karşı Alevi inancı ve kültürü bir direniş göstermektedir.

Aleviliğin en önemli karakteri toplumsal olmasıdır. Zaten devlet dışı kalmak özünde komünal ve demokratik yaşamdır. Komünal ve demokratik yaşam Aleviliğin özüdür. Eğer bu değerlerden uzaklaşma varsa Alevilikten uzaklaşma vardır. Alevi inancını da, ibadetini de, felsefesini de toplumsallıktan ayrı düşünmek Alevilikten kopmaktır. Toplumcu olan da demokratik olmak zorundadır. Toplum, öz demokratik karakteriyle ayakta kalır. Komünal olanın demokratik, demokratik olanın komünal olmak zorunda olduğu gerçeği, en fazla da bozulmamış, aşınmamış ve çok yönlü asimile olmamış Alevi gerçeğinde rahatlıkla görülebilir.

Alevilerin hakim inanç karşısında asimile olmaması için direnmesi çok değerlidir. Osmanlı ve Türkiye tarihinde tamamen Sünni İslam haline getirilmek için çok yönlü zulüm ve baskı uygulanmıştır. Bu konuda bazı sonuçlar alınmıştır. Öyle ki, Elazığ, Bingöl ve Muş hattında yakın zamana kadar Alevi olan Sünni aileler, çevreler ve köyler bulunmaktadır.

Ancak asimilasyonu sadece böyle keskin bir dönüş olarak görmek de yetmez. Bugün Alevilik inancı ve kültürü kapitalist modernite ortamında inanç değerlerinin ve kültürünün özünden boşaltılması inanç değiştirilmesi kadar tehlikeli hale gelmiştir. Özellikle komünal demokratik yaşamın var olduğu kırsal yaşamdan kopup şehirlere gelindiğinde devletle tanışma ve iktidar amaçlı siyasi çevrelerle ilişkilenme Aleviliği özünden koparan durumlar ortaya çıkarmıştır.

Alevilerin haklarının tanınması, özgür ve demokratik yaşamlarının kabul edilmesi, her türlü baskıdan uzak bir yaşama kavuşmaları önemlidir. Ancak devlet şunu versin, bunu versin demek yanlıştır. Bu da Aleviliğin asimile edilmesi tuzağına düşmektir. Bu açıdan devletten uzak durulmalıdır. Gölge etme, baskıya araç olma, hakim inançların temsilcisi gibi önümüzde durma başka bir ihsan istemiyoruz denilmelidir. Bu açıdan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması talebi çok demokratik ve değerlidir. Dedelere maaş bağlanması Aleviliği içten fethetmektir denilip reddedilmesi çok önemlidir. Devlet dışı kalmak, devletten uzak durmayı ifade eden her söz, her duruş Alevicedir. Bunun altını çizmek gerekir. Yoksa Sünniliğe şöyle hizmet ediliyor, şöyle bütçe payı ayrılıyor, bize de ayrılsın demek yanlıştır. Ne Diyanetin bütçesi olmalıdır, ne de Alevilere bütçe ayrılmamasında Diyanet’in emsal gösterilmesi doğrudur. Devlet, inançların özgür ve demokratik olarak kendisini ifade etmesi için kolaylık göstersin; zorluk çıkarmasın denilebilir. Yoksa devlet bize şu kadar bütçe katkısı sunsun demek Aleviliğe ihanettir. Bunu diyenler ne dediklerinin farkında değildirler. Böyle bir talep, Hızır Paşa sofrasında oturmaktır. Devletin karakteri ne oluşa olsun, bu tür istemler bu anlama gelir. İyi devlet, kötü devlet yoktur; bir devlet, diğer devletten daha az kötüdür. Kapitalizm çağında para çok önemli hale gelmiştir. Herkes parayla geçinmek için her şeyi yapmaktadır. Zaten her alandaki bozulmanın kaynağı budur. Dolayısıyla Aleviler devletten hiçbir şey istememelidirler; kendi kıt kanaat imkanlarıyla inançlarını, kültürlerini yaşatmayı bilmelidirler. Böyle yaparlarsa değerlidir. Diğer türlü, inançlarını da doğru temsil edemezler, koruyamazlar ve yaşatamazlar.

Alevilerin inanç, kimlik ve kültür özgürlüğünü sonuna kadar destekliyoruz. Kendi olmak hiçbir biçimde asimile olmamak, kafasını verip inancından vazgeçmemek çok değerli ve kutsal bir duruştur. Aleviler kendi olmaktan, demokratik duruştan vazgeçemezler. Kimin demokrasi ve özgürlük talebi varsa onun yanında olurlar; onu desteklerler. Farklı etnik ve dinsel toplulukların kimliğinin var olmasını ve özgür yaşam haklarını kendi hakları gibi savunurlar. Çünkü başkalarının özgür ve demokratik yaşamasını savunmayanlar kendi özgür ve demokratik yaşamını da savunamazlar ve kazanamazlar. Kürtler, Alevilerin inanç özgürlüğünü, özgür ve demokratik yaşamını savunmadan kendi özgür ve demokratik yaşamlarını savunamazlar. Bu nedenle 8 Şubat mitingine bulundukları alanda tüm Kürtler katılmalıdır. Kuşkusuz Aleviler de Türkiye’de başta Kürtler olmak üzere kimliği, varlığı inkar edilen halkların özgür ve demokratik yaşamını savunmadan kendi özgür ve demokratik yaşamlarını savunamazlar. Kaldı ki Türkiye sınırları içinde Alevilerin çoğunluğu Kürt’tür. Bu nedenle Alevilerin sorunu Kürtlerin sorunudur, Kürtlerin sorunu da Alevilerin sorunudur.

8 Şubat yürüyüşüne tüm demokrasi güçlerinin katılması çağrısını yapıyoruz. Tüm devrimci ve demokrasi güçleri Alevilerin taleplerini kendi talepleri ve hakları gibi savunmalıdırlar.

EN SON EKLENENLER