En doğal hakkımız olan nefsi ve meşru müdafaa haklarımızı kullanacağız

BAKİ DÜZGÜN

AKP’nin dış politikada radikal dinci örgütleri gizli veya aleni destek verip etkili kılmasında yaşadığı uluslararası izolasyonu da düşünürsek; Türkiye’de 57 yerde üstlenmiş bir NATO ve binlerce istihbarat ağı ve elemanıyla Türkiye’nin iç ve dış politikalarını sistematik olarak denetleyen, güdümlendiren küresel güç odaklarının tüm bu gelişmelerden önceden haberdar olduğu bilgisinin yüzdesine inancımız çok yüksektir.

Rus resmi haber ajansı Sputnik’e ulaşım engellenmeden önce şöyle bir haber paylaşılmıştı:

“ABD’nin eski Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin ulusal güvenlik danışmanı John Hannah Foreign Policy dergisinin sitesinde yayınlanan yazısında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için ‘tehlikeli şahıs’ ifadesini kullanarak, ‘Er ya da geç bir hesaplaşma günü yaşanması ihtimal dâhilindedir” diye yazmıştır.

Baktığımızda yaklaşık 1 ay sonra, dediği gibi oldu gelişmeler!..

Hatta 15 Temmuz Cuma günü akşam saat 6.37 de konsolosluğu aracıyla vatandaşlarına yaptığı uyarıda yaklaşık 4-5 saat sonra olacakları bildirmiştir.

ABD falcı, büyücü, kâhin keramet sahibi değildir.

Onların her konu ile ilgili; A, B, C hatta dünyanın en uzun alfabesi Kamboçya alfabesinden daha fazla planları vardır. Daha öncede örnekleri vardır. ve Görüldü de işte; bu darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanınca, biraz bekleyip “değerlendirmeleri yaptık ve en çok biz memnun olduk” diyeceklerdir. Zaten ilk açıklamaları da buna benzerdir:

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na ABD’nin, Türkiye’nin demokratik yollarla seçilmiş sivil hükümetine ve demokratik kurumlarına mutlak destek sunduğunu ilettiğini bildirdi.

bu açıklamanın hangi planları uyarınca yapıldığı bizim için fark etmiyor. Türkiye’de dış odaklı güçlerin özelliklede ABD’nin desteği ve kışkırtması olmazsa, kolay kolay darbe yaşanmaz.

Ülkemizde daha önceden birçok darbe girişimi ve darbe yaşadık, bu konuda tecrübeliyiz. Tarih bilinci ve zaman gösteriyor ki ülkemizdeki hiçbir darbe halkımıza, halklarımıza fayda sağlamamıştır. Ayrıca dünyanın neresinde olursa olsun hiç bir darbe savunulmaz ve savunulmamalı da. Geçmişte yaşadığımız darbeler, daima daha çok sömürülmemiz ve bağımlı hale gelmemize neden olmuştur…

Açık ve net söylüyoruz.Elbetteki AKP’ye ürettiği politikalarına,uygulamalarına karşıyız.AKP’den kurtuluşun yolunun, dış güçlerle işbirliği yapan darbeciler ve darbelerle yapılmasınada karşıyız.

Ama sanki daha önce senaryosu yazılmış,danışıklı dövüş gibi bir filimli darbe (kalkışma) izlemiş bulunmaktayız.

Bu kalkışma altında toplum dizayn etme istekleri ve amaçları gözle görülmektedir.

Cumhur başkanının ve başbakanın meydanlara çıkmaya çağırdığı bir bakışta tanıyacağımız IŞİD’le benzer görüntüler sergileyen AKP militanları, polisle bir cephe oluşturup birlikte hareket etmektedirler.

Ve görüldüki” Demokrasiyi savunuyoruz” diyerek artık her fırsatta “Yetişin din elden gidiyor” bahanesiyle ” Ya Allah, bismillah, Allahüekber” diyerek can almaya hazır bir haldedirler. Teslim olmuş emir kulu bir zavallı askerin üzerine elli kişi çöküp gırtlağını,kafasını kesmeyi kendilerine hak gören bu gözü dönmüş gerici güruhların görüntüleri cumhuriyetin kurulduğu dönemlerdeki gerici ayaklanmaları hatırlatmaktadır.

Tüm ülkedeki cami imamları büyük efendilerin emir erleri olarak vakitli vakitsiz,sürekli ezanlar, selalar okuyup ardından halka sokağa dökülme çağrısı yaparak siyasi erke bağlı olduklarını bir kez daha ispatlamış üstelik “Allah’ım bizi okumuşların şerrinden koru”diye Dua ederek de efendilerini memnun etmişlerdir.

BİZ ALEVİLER OLARAK DİYORUZKİ

İç ve dış barışı esas alan çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı bir yapıyı kapsayan demokratik ülke, özgür yaşam, adil, eşit yurttaşlık taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz.

—Hükümet silâhaltına alınmış zorunlu askerliklerini yapan er ve erbaşları, isyan, darbe, kalkışma sorumlularından ayırarak derhal serbest bırakmalı ve korumalıdır.

—Devlet (iktidar) , (kalkışmanın!) bastırılması ve soruşturulması sırasında hukuk devleti, bağımsız mahkeme, tarafsız, adil yargılama hakkıyla cezalandırma anlayışına yönelmelidir.

—İşkence yapmak bir insanlık suçudur.İktidar yandaşlarının, isyancıların eşleri ve yakınlarına yönelik cinsel aşağılama ve saldırı içeren nefret söylemlerine başvurmalarını önlemeli, sorumluları yargıya sevk etmelidir.

-Darbe karşıtı gösteriler sırasında linç edenler! Kanunsuzlaşanlar İçin soruşturma başlatmalı ve suçluların cezalandırılmalarını sağlamalıdır.

-“Darbe karşıtı” gösterilerin AKP’li olmayan yurttaşlara ve onların yaşam alanlarına saldırı fırsatı olarak değerlendirip buralara yönlendiren kişi, kişilere ve güç odaklarına hiçbir şekilde hoşgörü gösterilmemelidir.

-Tehlikeli provokasyonlar ve ortamı gerici tahrikler kesilmelidir. Ve bu yönde teşvik ve telkinlerden kesinlikle kaçınılmalıdır.

-“ Vatandaşın ruhsatlı silah almasında önüne engel kaldırılıp milletimizin ruhsatlı silah almasının önü açılacak.” gibi bir yaklaşımdan derhal vaz geçilmelidir.

-“İdam” taleplerine anlayış gösterileceği vaatlerine son verilmelidir.

VE DİYORUZKİ

Artık vicdanları merhamet, yüreği insan sevgisiyle dolu tüm insanlara, inanç kurumlarımıza, bileşenlerimize,tüm demokratik kurum ve kuruluşlara ortak bir toplantı düzenleme çağrısında bulunmak ve “çağrıda bulunacaklarla” toplanıp durum değerlendirmesini yapmak,acil ortak bir direniş kararı almak zorunluluk halini almıştır.

Aksi taktirde sokağa saldıkları iç savaş provalarıyla,katliamları gerçeğe dönüştürmeyi kafasına koymuş bu katil ve canileri durdurmak hayli zor olacaktır. Bunun önlemenin tek yolu güçlü ve örgütlü kitlesel bir karşı koyuşla mümkündür.

ÇÜNKÜ Darbe girişiminin ardından yapılan sokağa çıkma çağrılarına uyarak sokaklara çıkan AKP’li gruplar kendilerinden görmediği herkese, halka saldırmaya devam ediyor. Başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminin ardından devlet yetkilileri tarafından yapılan sokağa çıkma çağrılarına uyarak özellikle İstanbul’un devrimci mahallelerini ve Alevilerin yoğun olduğu yaşam alanlarını hedef alan bu AKP’li gruplar Gazi Mahallesi’nden sonra Okmeydanı’nda da saldırmışlardır. Yetmemiş Alevilerin yaşadığı Malatya Paşaköşkü Mahallesi’nde provakasyon girişimleri hala sürmektedir. Mahalle halkı faşist ve dinci çetelerin mahalleye girmek istediğini ve Provakasyon girişimin 2 gündür devam ettiği ifade ediyorlar. Bir başka yerde benzer olayların olmayacağının garantiside yoktur. Yine bir güruh garın önünde kaybettiğimiz dostlarımızın resimlerine saldırmış bulunmaktadır. Nasıl bir cinnet hali içinde olduklarının kanıtıdır bu.

Sokağa fırlayanlara ve bunları yapanlara baktığımızda demokrasiyi falan korumak için değil, efendilerini korumak ve içlerindeki şeriat özlemlerini hayat geçirmek için İŞİD ve Benzeri örgütlü, giyim, kuşamlı,tıraşlı olduklarını görüyoruz.

Biz Aleviler hak’a, hakka, insana, eşitliğine ve özgürlüğüne değer veren , dürüst, mert yiğit ve aydın insanlarız. Tarihimizde kimseyi yakmamışızdır. Kafa kesmemişizdir. Kimseyi öteki görmemişizdir. Kimseleri odalara binalara koyup yakmamışızdır. Yakanları belediye başkanı, milletvekili hatta bakan yapmamışızdır.

Sazlarımız, şiirlerimiz, türkülerimiz vardır.

10 bin, 50 bin, 100 binlerce katledildik.

İncindik…//

“İncinsen de İncitme “ dedik her zaman

Biz aleviler Ateşi söndürmek için üstüne atılan suyun canının yanacağına üzülecek kadar Hakk’a gönüllerimizdeki vicdan gözüyle bakarız.

Ama gelinen nokta ve şartlar gösteriyorki artık yapılan,yapılacak her türlü saldırıya karşı hayatın her alanında, her yerde karşı koyacağız. Ve en doğal hakkımız olan nefsi ve meşru müdafa haklarımızı kullanacağız.

BİLİNE.

Saygılarımla

Baki Düzgün

Alevi Bektaşi Federasyonu

Genel Başkan’ı

 

EN SON EKLENENLER