…, darbeci şahane!

Türkiye’de yeni şeyler oluyormuş. Çok acımasız ve insanlıktan nasipsizler – dünün muhterem hoca efendisi, bugünün “FETÖ’su, PDY”- toplulukların üzerine ateş açtırmış, tankları insanların üstüne sürdürtmüş, savaş uçaklarına yerleşkeleri bombalattırmış. Sokaklar insan cesetleriyle dolmuş, yüzlerce insan ölmüş…

Canlı yayınla tüm dünyanın gördüğü bu manzarayı bizde gördük. Bu insanlıktan, vicdandan nasibini almamış görüntü, bu resim yeni mi? Bunların hiçbiri bu topraklarda yaşanmıyor mu?

Devrimci, demokrat ve yurtseverlerin mitinglerinde, yürüyüşlerinde göstericilerin üzerine silah sıkılırken, Kürtler tank paletleri altında ezilmiş çocuklarının cesetlerini toplarken, zıhlı araçlar arkasında bağlanmış cesetlerle şehir turları atılırken ve Kürt şehirleri yerle bir edilirken sorun yok muydu?

Hayır…

“Demokrasimizi” kurtarıp, OHAL ile taçlandıranlar bunlar olurken ne yapıyorlardı. Bugün “darbe” girişiminde bulunanlarla boy boy medyada poz veriyorlardı. Kahraman ilan edilip madalya takıyorlardı.

Kürtler, Aleviler, demokratlar katledildikçe, katillere rütbe dağıtıyorlardı. Makam tahsis edip, kendilerini örgütlüyorlardı.

“Bitsin bu hasret dön gel” diyorlardı.

“Keser döner sap döner gün gelir hesap döner”.

Kürtleri, Alevileri, devrimcileri, yurtseverleri, katletme yarışına girenler, birbirine girdiler. Kürt illerinde edindikleri katletme alışkanlığıyla, rahatlığıyla bunu tüm Türkiye’ye yaydılar.

Bu manzaranın bir tarafı olurken, linç görüntüleri eşlik etti ekranlardan. Bayram havasında, davul zurnayla askere gönderilen ve bu katillerin emrine tahsis edilen yaşları 20 olan gençler, “demokrasi bekçileri” tarafından kimi iddialarda başları kesilmek suretiyle, kimi yerlerde tekme tokat, kimi yerlerde kemerlerle dövülerek katlediliyorlardı. Ele geçirilenler, teslim olanlar üst üste istif edilerek, Kürt illerinde yaptıkları gibi çırılçıplak soyularak demokrasi dersine tabi tutuluyordu.

Yüzleri gözleri dağıtılmış generaller, yaverler, askerlerin resimleri devletin resmi ajansından servis edilerek işkence yapmaktan çekinilmediğini gösteriyorlardı. Korkuyla teslimiyeti toplumun tüm kesimine yaymaya çalışan bu bakış açısının, bu uygulamaların, yakaladıkları “darbecilerden” farkı neydi?

“Demokrasi için” sokağa çağrılan vatandaşların, Alevi, demokrat ve devrimcilerin etkin olduğu mahallelere saldırı girişiminde bulunması neyle izah edile bilinir.

Ağzı burnu dağıtılmış “darbeci” askerlerin “itirafları” ise bu işin en ironi yanı olsa gerek.

Bir fıkra vardır; “CIA ve MİT hangi istihbarat örgütünün daha iyi olduğu konusunda bahse girmişler. Kurallar belirlenmiş. Ormana bir zürafa salınacak, saklanması için iki gün süre verilecek, bu sürenin sonunda zürafayı en kısa sürede bulup yakalayan taraf bahsi kazanmış olacak.

Her şey hazırlanır, zürafa ormana bırakılır, iki gün sonra önce CIA ajanları aramaya başlar. Uydu fotoğrafları, termal kameralar, ormandaki ajanlar vs. derken iki saat içinde zürafa elleri kolları bağlı, paket şeklinde tutuklanarak getirilir.

Sıra MİT’e gelmiştir. Zürafa tekrar ormana bırakılır, iki gün sonra mit ajanları aramaya başlarlar. Bir sat geçer, iki saat geçer, beş saat geçer ses yok. Bir gün olur ses yok. İkinci günün sonunda karga tulumba vaziyette ağzı gözü patlamış, kafası kolu kırılmış, her tarafı mosmor bir fil jürinin karşısına getirilir.

“İşte zürafayı yakaladık” der mit ajanı. Jüri şaşırır.

“Bunun neresi zürafa yahu, basbayağı fil bu” der.

Fil bunu duyar duymaz ağlamaya başlar ve “abi ne alakası var, ne fili, anam avradım olsun zürafayım ben” der.

Anlaşılan o ki; kanlı “darbe” girişiminde bulunanlardan, ister zürafa, ister fil ne istenirse o çıkacak. “Darbeyi” “haber alamayan” göremeyenler nasıl olurd a bir günde binlerce insanı, askerde, emniyette, eğitimde, adalette, ticarette tespit edip görevlerine son verebiliyor. Dünyanın anladığını, gördüğünü herkes görüyor.

Kısacası, “senin yaptığının alasını yaparım” diyen bir bakış bu ülkeye demokrasiyi getiremez. İktidarlarını OHAL ile yeniden düzenleyenlerin ise getirmesi beklenemez. Kürtler, Aleviler başta olmak üzere demokrasi güçleri acilen yan yana gelmelidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri