Darbe girişimi ve yurt dışı etkileri

İSRAFİL ERBİL

Yurt dışında yaşayan vatandaşlar olarak AKP’nin, Cadı avına, yandaş algı operasyonuna ve halkları kutuplaştırmasına karşı mücadele etmeliyiz.

15 temmuz AKP tarafından fırsata çevrilmiştir. Darbe önlendi, demokrasi geldi denilen ülkemizde daha fazla insan hakkı ihlalleri ve baskı uygulanmaktadır.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlar olarak AKP’nin, Cadı avına, yandaş algı operasyonuna ve halkları kutuplaştırmasına karşı mücadele etmeliyiz. AKP’nin Türkiye’de yaratmış olduğu ‘’herkes AKP’lidir’’, ‘’herkes AKP taraftarı olmak zorundadır’’ algısını reddediyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dillendirilen ve adeta tehdit içeren ‘’taraf olmayan bertaraf olur’’ söylemlerini söz sahibine iade ediyoruz.

Bu nedenle;

Yurt dışında yaşayan vatandaşlar olarak hertürlü darbeye karşı olmamız gerektiği gibi hertürlü zorbalığa, zoraki yandaşlığa, bayrak istismarına ve ırkçı kutuplaşmalarada karşı durmaliyiz.

15 temmuzdan itibaren Britanya da yaşayan vatandaşlarında AKP tarafından sokağa çağrıldığına şahit olduk. AKP’nin sokağa çağırdığı çevreleri daha önceleri Londra’da yapılan hak ihlalleri ya da katliamları protesto için yapılan eylemlerde hiç görmedik.

Bugüne kadar kendi yandaşları olarak tanımladıkları çevreleri, çıkarları çatıştığında hain ilan eden bir anlayış asla devlet yönetemez. Devlet yönetme algıları kendi çıkarlarının örtüştüğü yere kadar olur.

Bugün terörist diye dışladıkları kesimlerle yıllarca yandaş olarak birlikte iş tuttular. AKP li politikacıların kendilerine yakın hissettikleri iş adamları ile çeşitli oyunlar ve ilişkiler içinde olduklarını mesela Yunus Emre Kültür Merkezi binasını yandaş bir iş adamı adına devletin parası ile satın alarak tekrar yıllığı bir pound’a devlete kiralaması gibi oyunlar çevirdiğini biliyoruz.

Örneğin 2010 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından açılışı gerçekleştirilen Londra Yunus Emre Kültür Merkezi’ne tüm İslami yandaş örgütleri ve cemaatleri davet edilirken Alevi kurumları ve demokratik kurumlar dışarıda bırakılmıştı. 15 temmuzdan sonra aynı AKP Londra başkonsolosunu görevden aldı ve bazı kültür merkezlerine de tehditler gönderdi.

Devletçilik anlayışını AKP’cilik olarak tanımlayan ve demokrasi anlayışını da AKP ve Erdoğancı olarak algılatan bu süreç çok tehlikeli tarihsel bir süreçtir.

Bu nedenle Britanya ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşayan tüm Türkiye vatandaşlarına çağrımızdır;

Avrupa da yaşayan vatandaşlar olarak en azından burjuva demokrasisinin ne anlama geldiğini yaşayarak tecrübe etmiş olan bizler, AKP’nin yaratmaya çalıştığı biat algısına teslim olmamalıyız. Kardeşliği, eşitliği ve yurt dışında yaşamaktan kaynaklı ortak sorunlarımızda buluşmayı esas almalıyız. Bizlerin Avrupa da yaşamasını sağlayan demokratik koşulların kendi ülkemizde de hayata geçirilmesi için çalışmalar yapmalıyız. Türkiye yöneticilerinden şahsi hiçbir beklentimiz yoktur. Bu nedenle o yöneticilerin bizlere takım taraftarı gibi siyasi taraftar muamelesi yapmalarına izin vermeyelim ve onların bizim  tecrübelerimizden yararlanmaları için rehberlik edelim.

Avrupa’da yaşayan Türkiye halklarının AKP tarafından birbirlerine karşı düşmanlaştırılmasına asla izin vermeyelim. Nerede bir haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik ve anti demokratik uyugulama varsa hep birlikte karşısında duralım.

Daha dün yandaş, arkadaş olduklarını bugün terörist ilan eden AKP, bugün arkadaş olduklarını da yarın zamanı geldiğinde en ağır şekilde cezalandıracaktır. OHAL koşullarından korkan ve AKP’nin kendi iktidarını koruması için dosthane yaklaşımlarına kananlar yarın pişman olacaktır. Çünkü bugünkü siyasi iktidar çıkarları için katliam yapacakkadar vicdansız ve insanlıktan uzaktır. Osmanlı padişahlarını kendisine örnek alan bu anlayış gerekirse iktidarı için, kendi çocuklarından bile vazgeçebilir.

İsrafil Erbil

Britanya Alevi Federasyonu Başkanı

EN SON EKLENENLER