Aleviler Güç Birliği’yle kendilerini savunacak

ABF Genel Başkanı Baki Düzgün, Türkiye’de savaş ve kandan beslenen bir yapı olduğunu, buna karşı Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği altında mücadele vereceklerini söyledi. Düzgün, Alevilere yönelik saldırılara dikkat çekti ve “Biz Güç Birliği’yle birlikte hem Alevilere hem de tüm ötekilere yönelik saldırılar olduğu taktirde meşru savunma hakkımızı kullanacağız” dedi.

Meclis tarihindeki en çoğulcu yapının oluşmasına yol açan 7 Haziran 2015 seçimlerinin inkar edilmesi ve savaş konseptinin devreye sokulmasıyla birlikte demokratik çevreleri bir araya getirip, ortak bir mücadele hattı izlemek için verilen yoğun çabalar sonuç verdi. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da yapılan bir toplantıda Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği kuruluşunu ilan etti. Aynı zamanda savaşa karşı barış mücadelesini de öne çıkaracak olan Güç Birliği, 1 Eylül Dünya barış günü etkinliklerinin hazırlıklarını da sürdürüyor.

Onlarca farklı kurumun bir araya getiren Güç Birliği içinde Alevi toplumu aktif rol oynayacak. Alevi toplumun en kitlesel kurumu olan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Baki Düzgün, içinde bulundukları Güç Birliği’ne dair değerlendirmelerde bulundu.

Kürt illerinde başlayan savaş süreci ardından ABF bileşenlerinin açlık grevi eylemlerini hatırlatan Düzgün, Güç Birliği’nin oluşma zeminini, “Savaşlar olmasın, çocuklar ölmesin’ şiarıyla eylemelerimize başlamıştık. Bu ülkede 40 yıldır savaş var. Çocuklar ölüyor. Her gün şehirlere cenazeler gidiyor. Bunları yaşamamız için barış ve demokrasi mücadelesi gerekiyor. Ve bunun tek yolu da demokratik kurumların ve samimi siyasi partilerin bir araya geldiği cephenin oluşmasından geçiyordu. Bizde Güç Birliği’ni oluşturma kararı aldık” sözleriyle ifade etti.

‘Kandan beslenen bir yapı var’

Türkiye’de kandan beslenen bir yapı olduğunu ve buna karşı ezilenlerin yan yana gelerek mücadele kararlılığı gösterdiğini ifade Düzgün, “10 Ekim Ankara katliamı öncesinde KCK, barışa dair umut veren açıklamalar yapmıştı. Ardından Gar katliamı yaşandı. KCK yine bir deklarasyon yayınladı çağrılara yanıt verdi. Ancak bu kez de 50’den fazla yurttaşın katledildiği yurtseverlerin düğününde, Antep’te bomba patlatıldı. Buna karşı en doğru şey ortak demokrasi mücadelesinin yükseltilmesi” dedi.

‘İç savaş tehlikesini görüyoruz’

Düzgün, Güç Birliği oluşması için Alevi kurumlarını uzun süredir yoğun çaba harcadığını ifade etti. Alevilerin, Türkiye’de bir iç savaş ihtimalini gördüğü ve bunun tedirginliği içinde olduğunu belirten Düzgün, “Biz Aleviler olarak Güç Birliği’ni gelişmesi için bundan sonra da her türlü sorumluluğu yerine getireceğiz. Bir iç savaştan en çok zarar görecek olan Alevi ve Kürtlerdir. İlk hedef her zaman onlar olmuştur. Sınıf eksenlik mücadele veren emek örgütleri her zaman hedeftir. Biz bu tehlikeyi görürken nasıl sessiz kalamazdık ve Güç Birliği hamlesini yaptık. Barışın gelmesi, özgürlüklerin genişletilmesi için öncü rol oynamaya kararlıyız” şeklinde konuştu.

‘Eşit yurttaşlık’

Düzgün, Güç Birliği’nin ileriki günlerde yeni bir program açıklanacağını ifade etti. Güç Birliği’nin programı ve talepleri arasında “eşit yurttaşlık” talebinin olduğunu da dile getiren Düzgün, “Biz Aleviler için eşit önemli olan yurttaşlık her inanç ve kimliğin özgürce aynı yaşamsal koşullara sahip olmasıdır. Toplumsal bir sözleşme altındaki ortaklaşmadır. Sorunlarımızın büyük bir bölümünü çözeceğini düşünüyoruz. Güç Birliği altında da eşit yurttaşlıkta ısrarımızı sürdüreceğiz” dedi.

‘Kendimizi savunacağız’

Düzgün, darbe girişimi ardından cemevleri, dergâhlar ve Alevi mahallelerine yönelik saldırılara işaret etti ve “Artık çok net şekilde Aleviler saldırılara karşı meşru savunma hakkını kullanacaktır. Mahallelerimize, Alevi kurumlarının yöneticilerine sürekli tehditler söz konusu. Türkiye’yi geren OHAL ve KHK gibi kararlar alınacağını ortamı yumuşatan politikalara gidilmeli. Biz Güç Birliği’yle birlikte hem Alevilerin hem de tüm ötekilere yönelik saldırılar olduğunu taktirde meşru savunma hakkımızı kullanacağız” dedi.

‘CHP tabanını Güç Birliği’ne katmak istiyoruz’

Düzgün, Alevi kitlelerin oy verdiği CHP yönetiminin, Güç Birliği’ne katılma davetini reddetmesi ve Yenikapı’da “milli mutabakatı” seçmesini de değerlendirdi. CHP yönetimi ve tabanı arasında önemli farklılıkların olduğunu söyleyen Düzgün, şunları ifade etti: “CHP tabanını büyük bir bölümü Yenikapı ittifakından rahatsız. Büyük bir kesim mücadele etmeyi arzuluyor. Biz bu kesimleri Güç Birliği içine katmak istiyoruz” dedi.

Düzgün, Güç Birliği’nin şu anki haliyle sınırlı kalmayacağı yerellerde bulunan bir çok kurumu da dahil ederek, genişleyeceklerini aktardı.

‘Sokaklara hakim olacağız’

Düzgün, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Güç Birliği’nin alanlara çıkacağını söyledi ve şunları ekledi: “Artık klasik anlamda basın açıklamaları ve benzeri pratiklere dahil olunmayacak. Sokakları tutacağız. Kitlesel mitingiler örgütleyeceğiz. Daha güç bir şekilde sokaklara hakim olacağız.”

DİHA

EN SON EKLENENLER