TAZ: Türk hükümeti basın özgürlüğüyle savaşta

Pascal Beucker/TAZ

Almanya’daki iki gazeteciler sendikası Türkiye’de çok sayıda televizyon kanalı ve radyonun kapatılmasını öfkeyle karşıladı.
Hem Alman Gazeteciler Cemiyeti (DJV) hem de ver.di sendikası içindeki Alman Gazeteciler Birliği (DJU), Federal Hükümet’ten Türkiye’de basın özgürlüğü için açık tavır almasını ve daha kararlı çaba harcamasını talep etti.

Türk yetkililer Perşembe günü 12 televizyon kanalı ve 11 radyonun yayın iznini milli güvenlik açısından tehdit oluşturdukları‘ gerekçesiyle iptal etti. Televizyon ve Radyo Konseyi (RTÜK) sözcüsü kapatma nedeninin terörizme yardım etmek olduğunu açıkladı.
RTÜK, son yaptırımları Temmuz ayındaki darbe girişimi sonrası yürürlüğe sokulan OHAL kararnamesine dayandırıyor. Kararnameye göre ülke güvenliğini tehlikeye sokan medya ve yayınevleri, mahkeme kararı olmaksızın hükümet tarafından kapatılabiliyor.  

Kapatılanların çoğunluğu Kürtlerden yana kanallar. Aralarında Şirinler ve Arı Maya gibi çizgi filmleri Kürtçe yayınlayan çocuk kanalı Zarok TV de var. Ama listede, 2013’teki Gezi olayları sırasında Hayat TV olarak yayın yapan ve tanınmış muhalif Hayatın Sesi TV de yer alıyor. Daha önce de, Temmuz ortasında, OHAL kararnamesiyle üç haber ajansı, 16 televizyon kanalı, 23 radyo, 14 dergi, 45 gazete Gülenciler’e yakınlıkları bahane edilerek kapatılmıştı.

Temmuz ayı ortalarında İstanbul’da şimdi yasaklanan Hayatın Sesi TV’yi ziyaret etmiş olan DJV Başkanı Frank Überall, “Recep Tayyip Erdoğan’ın basın özgürlüğüne karşı savaş açtığı gittikçe daha açık olarak görülüyor” dedi. Erdoğan’ın darbe girişimi sonrası uygulamaya sokulan OHAL yasaları temelinde özel yetkilerini muhalif düşünceleri susturmak için suistimal ettiğini söyleyen Überall, TAZ gazetesine, “Hükümete yönelik her türden eleştiriyi kesmek için temel haklara baskı yapılan bir politikanın tanığıyız.‘ açıklamasında bulundu.

ELEŞTİREL GAZETECİLİK SUSTURULUYOR

DJU Başkanı Ulrich Jansen; Türk devlet başkanının muhalif sesleri kesmeyi hedeflediğini belirterek‚ “Erdoğan özgür bir toplumun temellerinden olan basın ve düşünce özgürlüğünü giderek daha fazla kısıtlıyor. Tek tek saldırılar sadece kapatılan medya organlarında mağdur edilen veya tutuklanan gazetecileri değil muhalif olan herkesi ürkütme amacı taşıyor” dedi.

Türksat’ın RTÜK’ün direktifiyle televizyon kanallarını karartmasının ardından kapatılan bu televizyonların internet sayfalarına erişmek de engellendi. İki tanesi ise tamamen yasaklandı. Van TV’den Hülya Emeç, DPA’ya verdiği demeçte yapılan baskınla televizyona ait olan herşeye el konulduğunu, Van TV’nin 50 çalışanının bir gecede işsiz kaldığını açıkladı.

DJV şefi Überall, Alman hükümeti ve AB’nin yapılanlar karşısında sessiz kalmayarak sesini sertleştirmesi talebinde bulundu. “Her ne kadar Türkiye’nin uluslararası politikada ihiyaç duyulan bir ülke olduğu bilinse de temel hakların korunması talebi unutulmamalı”‘ dedi. DJU Genel Müdürü Cornelia Haß da; Alman hükümetinden basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamalara karşısında sesini yükselterek, demokrasinin kısıtlanmasına somut tavır almasını istedi.  

Bu Cumartesi Almanya‘nın değişik şehirlerinde televizyon kanallarının kapatılmasına karşı dayanışma eylemleri yapılacak. Her iki sendika da eylemlere katılma çağrısı yaptı. Köln’de yapılacak eylemde konuşmacı olan DJV Başkanı Frank Überall, gazetecilerin dayanışmalarını göstermek için eylemlere katılacağını açıkladı.

Çeviren: Semra Çelik

Alman Gazeteciler Birliği: Basın özgürlüğünü savunma vakti

EN SON EKLENENLER