Basın özgürlüğü için güçlü bir TGS yaratmalıyız

Alicem AYDIN

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Kurulunu tamamlayarak merkez yönetimini değiştirdi. 
Yeni yönetimde Genel Başkanlık görevine seçilen Gökhan Durmuş, önümüzdeki sürecin gazeteciler için çok zor geçeceğini, TGS’nin de bu zorluklarla başa çıkabilecek bir politika üreteceğini kaydetti. Gazeteciler özgür olmadan toplumun objektif, tarafsız habere ulaşamayacağını belirten Durmuş, halkın da gazeteciler ile birlikte bunun için mücadele etmesi gerektiğini kaydetti. Durmuş, cezaevlerinde bulunan gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını istedi. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş gazetemizin sorularını yanıtladı.  
 
Zor bir dönemde genel kurulunuzu yaptınız ve büyük oranda yönetiminizde değişiklik yaptınız. Bu sürecin altından kalkabilecek bir ekip mi kurdunuz? 

Türkiye basın ve ifade özgürlüğü hatta demokrasi açısından çok sıkıntılı günlerden geçiyor. OHAL uygulamaları ile gazeteciler tutuklanıyor, medya kuruluşları kapatılıyor, memurlar açığa alınıyor, Ortadoğu’da hızla bir savaşın içine giriyoruz ve bunun karşısında ciddi bir muhalefet örülemiyor. Çünkü toplumun geneli üzerinde bir baskı var. Muhalif medya kuruluşlarının kapatılmasıyla, kalanların da kapatılmakla tehdit ediliyor olmasıyla iktidar tarafından uygulanan yanlış politikaların eleştirisinin halka ulaşması engelleniyor. Böyle bir dönemde yeni bir ekip oluşturduk. Bir önceki dönemde Genel Sekreter şimdi Genel Örgütlenme Sekreteri olan Mustafa Kuleli hariç ekibin tamamı değişti. Bu durum bir dezavantaj olarak değerlendirilebilir ama biz bunu sorun etmiyoruz. Yönetime giren diğer arkadaşlar zaten bu sendikanın çeşitli yerlerinde görev alan, sendikayı tanıyan insanlar. O yüzden bu sürecin altından kalkabilecek bir ekip. Geçmiş dönem yöneticilerin deneyim ve fikirlerinden de yararlanacaktır.

Televizyon ve radyoların kapatılmasıyla pek çok insanın da haber alma hakkı da gasbedildi. Ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de Basın İş Kanunu hazırlanırken gazeteciler kısmen korunmuş ama asıl olarak halkın haber alma hakkını korumaya yönelik düzenlemeler yapılmış. Patronlarla gazetecilerin ilişkileri de tarafsız haberciliğin korunmasına yönelik olmuş. Ama bu zamanla patronlar tarafından delinmiş, iktidarda bu duruma göz yummuş. Bugün baktığımızda AKP iktidara geldiği ilk yıllarda kendi medyasını yaratmak için olağanüstü bir çaba sarf etti. Sonuçta başarılı da oldu. Günümüz Türkiyesi’nde AKP yanlısı ve muhalifleri olmak üzere medya ikiye ayrıldı. İktidar muhaliflerin sesini kesmek için para cezaları, ilan kesme cezaları uygulamaya çalışıyordu ki darbe girişimi yaşandı. AKP şimdi darbe girişimini bahane ederek muhalif medya kuruluşlarını tek tek kapatmaya başladı. Biz sendika olarak elbette üzerimize düşeni yapacağız ama halkın da haber alma hakkına sahip çıkması gerekiyor. Nasıl? Eğer işçiler eylem yaparken taleplerini kamuoyuna duyuracak televizyon kanalları kapatılıyorsa bu sürece seyirci kalmamalı. Çünkü onun toplumun geneline ulaşma olanakları kapatılıyor. Bakın mesela şimdi hiçbir TV kanalında işçi eylemlerine ilişkin haber çıkmıyor. Bakırköy Belediyesi işçileri 5 gün grev yaptı hangi kanalda gördünüz? Bunu geçtim TV’lerde Milletvekillerinin sansürlendiği günler yaşanıyor. Bu yüzden halk da haber alma hakkı için sokaklara çıkmalıdır. 

Sendikanızın önümüzdeki dönem hedefleri nelerdir?
Tabii ki önümüzdeki en büyük sorun cezaevlerindeki gazeteciler. Meslektaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmaları için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz. Şunu da çok iyi biliyoruz ki bu mücadelenin de kitleselleşmesi için gazetecilerin örgütlü olması gerekiyor. TGS olarak gazetecilerin örgütlenmesi için yoğun bir çalışma yürüteceğiz. Gazetecilerin toplu iş sözleşmeli bir çalışma biçimine geçebilmesi için örgütleyeceğiz. Gazeteciler toplu iş sözleşmeli bir düzene geçmedikleri sürece tarafsız, objektif habere ulaşmak mümkün olmayacak. Gelecek, iş kaygısı yaşayan bir gazetecinin objektif haber yapması beklenemez. Biz bu orman kanunu düzenini yok etmek için bir çalışma içerisinde olacağız.

TGS Akademi ile hem gazetecilik öğrencilerinin eğitimlerine hem de üyemiz olan gazetecilerin kendilerini geliştirmelerine katkı sunmaya devam edeceğiz. 

65 yıllık geçmişi olan sendikamızı yeniden en fazla üyeye sahip, en güçlü sendika haline getirmek için olağanüstü çaba sarf edeceğiz. Birlikte güçlüyüz sloganımızın gereğini yapacağız ve gazeteciler içerisinde de diğer meslek örgütleri içerisinde de bu birliği kuracağız.  

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN DİĞER ÖRGÜTLERLE BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİ

OHAL kapsamında radyo ve televizyonlar kapatılıyor, cezaevlerinde 100’e yakın gazeteci var. Ne yapacak sendika? 
Kanunların, hukukun işletilmediği bir süreçten geçiyor. Neresinden bakarsanız bakın radyo ve TV’lerin kapatılması da gazetecilerin cezaevlerine tıkılması da hukuk çiğnenerek yapılmıştır. 15 Temmuz darbe girişimi bahane edilerek önce Cemaat medyasına ardından da muhalif medyaya yönelik baskılar arttı. Ama şunu da unutmadan söylemek gerekir ki 15 Temmuz öncesinde de Kürt medya çalışanlarına yönelik baskı, gözaltı ve tutuklama furyası devam ediyordu. Darbe girişimi öncesinde de cezaevlerinde 40’a yakın gazeteci bulunuyordu. TGS olarak o dönemde tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için mücadele ediyorduk, bugün de aynı şekilde mücadelemizi devam ettireceğiz. Bir ülkede eğer gazeteciler tutuklanıyorsa bazı kirli işler gizlenmek isteniyor demektir. Ama şu gerçeğin de bilinmesi gerekiyor tek başına TGS’nin yürüteceği mücadele ile sonuç alamayız. Diğer meslek örgütleri ile birlikte halkın da bu mücadelenin içerisine girmesi gerekiyor. Şu anda sendikamızın önerisi ile Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) 139 ülkede Türkiye’deki gazetecilerin özgürlüğü için bir dayanışma eylemi düzenliyor. Önümüzdeki günlerde sendikamızın da bu konuda bizi dizi girişimleri, eylemleri olacak. 

evrensel

EN SON EKLENENLER