Frankfurter Allgemeine Zeitung’da İtalya’da yapılan anayasa referandumu şu sözlerle yorumlanıyor:
“İtalya anayasasında reform yapılmasını engelleyecek ve bu reform tasarısının sahibini başbakanlıktan istifaya zorlayacak şiddette olmasa bile böyle darbenin geleceği bekleniyordu. Matteo Renzi’nin yenilgisi korkunç oldu. Zira kendi siyasi kaderini anayasa referandumunun başarısına bağlamış olduğu için başbakanlık koltuğunu bırakmak zorunda kaldı. İtalya yeni bir belirsizlik dönemine giriyor, Euro Bölgesi’nin üçüncü büyük ekonomisinin üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başlıyor. Elbette şimdi önce Renzi’nin reform planlarını reddeden seçmenin bu kararındaki nedenler araştırılacak.”
Frankfurter Rundschau gazetesindeki yorumda İtalya’daki referandumda anayasa reformunun reddedilmesi olumlu olarak değerlendiriliyor:
“İtalya Başbakanı Matteo Renzi’nin reform önerisinin aldığı yenilgiyi memnuniyetle karşılamalıyız. Reformlara karşı değiliz ama reformları birbirinden ayırmak zorundayız. Başbakan Renzi’nin iktidarını sürdürebilmesi için istediği tam yetkiyi modern, demokratik bir reform gibi satmaya çalışması kabul görmedi. İyi de oldu. Şimdi önemli olan vatandaşı yanıltmadan ve müdahale imkânlarını daraltmadan yapılması gerekeni yapmaktır. İtalya ve Avrupa’da sloganın, özellikle de popülizmin yaşandığı bu dönemde daha fazla demokrasi için cesaret olması gerekiyor.”
Nürnberger Nachrichten gazetesindeki yorumda İtalya’da referandum sonrasında yaşanan gelişmelerin olası sonuçlarına işaret ediliyor:
“Şimdi İtalya akıllıca yönetilmezse, zaten yorgun olan krizler ülkesi İtalya kendini yerin dibinde bulabilir. Ve İtalya gibi büyük bir ülkenin çökmesi ise Euro Bölgesi için Yunanistan gibi sürekli hasta olan küçük bir ülkedeki istikrarı sağlamaktan çok daha zor olur.”
Düsseldorf merkezli Handelsblatt gazetesinde ise Avusturya’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini Yeşillerin eski lideri van der Bellen’in kazanması şu sözlerle yorumlanıyor:
“Avrupa rahat bir nefes aldı. İtalya’ya kıyasla Avusturya’da hâlâ Avrupa konjonktürü görülüyor. Avrupa yanlısı olduğu bilinen Alexander van der Bellen’ın Avusturya’da yeni Cumhurbaşkanı seçilmesi, Avrupa Birliği değerlerine verilen bir oy niteliği taşıyor. Avusturya Özgürlükçü Partisi’nin (FPÖ) adayı Norbert Hofer, devletin bu en üst makamı için kıyasıya verilen mücadelede büyük bir hata yaptı. Sağ popülist Hofer, ülke dışında yaptığı nadir ziyaretlerde özellikle Rusya’nın dostu Sırbistan ve Çek Cumhuriyeti devlet başkanlarına hoş görünmeye çalıştı. Böylelikle, Hofer’in olası bir zaferi durumunda Avusturya’nın gideceği yönü, yani doğuyu göstermiş olması, ona büyük zarar verdi.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Jülide Danışman