Oğlunun mezarıyla hasret gidermek istiyor!

Cizre’nin adı ve mücadelesiyle birlikte anılan Mehmet Tunç’un mezarına dahi hasret kalan annesi Esmer Tunç, 246 gün sonra oğlunun toprağını koklamanın artık yetmediğini söyledi. Esmer Tunç, adı bu kent ile özdeşleşen oğlunun mezarını buraya getirerek hasretini dindirmek istiyor.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 79 gün boyunca devam eden sokağa çıkma yasağında hafızalara kazınan bir isim oldu Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç. Tank ve top saldırılarının arasında yankılanan “Teslim olun” çağrılarına yanındakilerle birlikte “Boyun eğmeyeceğiz” yanıtını verenlerden.

Adının bir an olsun dillerden düşmediği ilçede, ailesi de acının ve omuzlarına kalan yükün sorumluluğuyla daha fazla birbirine kenetlendi. Tunç’un yaşamının bir hikaye gibi anlatıldığı aile evinde, anne Esmer Tunç, iki çocuğunu kaybetmenin acısına rağmen adeta Cudi Dağı gibi heybetli duruyor. Sonra Mehmet Tunç ve Orhan Tunç’un kırılmaması için özenle örtülere sarılmış fotoğrafları getiriliyor odaya. Esmer Tunç, alıp yanına koyuyor fotoğrafları ve yüreğine bir yumru saplanmışçasına gözyaşlarını akıtıyor.

MEZARA HASRET KALDILAR

Çocuklarının cenazelerinin Şırnak’ta defnedildiğini anlatıyor ve kentteki yasaktan dolayı 246 gün boyunca mezara bile hasret kaldıklarını söylüyor. Her perşembe aile olarak mezarlığa gittiklerini belirten Esmer Tunç şöyle devam ediyor: “Biz ölüm yıldönümlerinde mezarlarını buraya getirmek istiyoruz. En azından mezarları burada olsun her hafta gidip görebilelim. Hasret giderebilelim”.

‘TARİHİN BİR PARÇASI OLDU’

Geçen zamana karşı acısının büyük olduğunu söylüyor Mehmet Tunç’un eşi Zeynep Tunç da… “Bir dakika olsun gözümüzün önünden gitmiyor. Biz bu yaşadıklarımıza rağmen onların mücadelesi sayesinde başı dik duruyoruz. İki insan evimizden gitti iki aslan gibiydiler. Mehmet artık Kürdistan tarihinin bir parçası oldu. O, direnişin bir sembolü oldu. Mehmet o kadar direndi ne teslim oldu ne de diz çöktü” diyor.

Bodrum sürecinde eşi ile yaptıkları görüşmeleri aktarıyor Zeynep Tunç, kendisinin eşine çıkması yönündeki ısrarlarının hep “Bunun adını bile anma” diyerek reddedildiğini hatırlatıyor.

‘YATAĞINDA ÖLMEK İSTEMEZDİ’

Zeynep Tunç, Mehmet Tunç’un yaşamı boyunca mücadele içinde iken ölme isteğini de şu sözlerle anlatıyor: “Mehmet hep bana ‘İnşallah ben normal bir şekilde, yatağımda ölmem. Ölüm var ve hepimiz öleceğiz öyleyse her birimiz mücadele içinde ölelim’ diyordu. Geçmişte arabası tarandı ancak istememize rağmen gitmedi. ‘Ben ölmeye de hazırım’ dedi.”

“Mehmet ve Orhan’ın ardından da devletin eli yakamızdan çekilmedi” diyor Zeynep Tunç ve ekliyor “Gelip evinizi yıkacağız diyorlardı. Kimi zaman da gelip ‘Mehmet nerede?’ diye soruyorlardı. Evini de onu yakar gibi yaktılar. Sonra da evinizi de yıkacağız dediler. Ben 7 çocukla nereye gideyim? Evimizi toprağımızı terk etmeyerek onların mücadelesini sürdüreceğiz.”

MEHMET’İN YOKLUĞUNA ALIŞTIK

Eşinin ölümünden daha çok kaynı Orhan’a ağladığını anlatıyor Zeynep Tunç, “Mehmet’in durumuna zaten alışkındım. 4,5 yıl boyunca cezaevinde kaldı Mehmet, sonra da hep çalışmalardaydı, ben alışmıştım. Ama ben en çok Orhan’a üzüldüm. Oğlum gibiydi” diyor.

AİLESİNE KARŞI HALKI

Mehmet Tunç’un kardeşi Fatma Tunç, eşi Zeynep Tunç’un mücadeleyi bırakmaması durumunda “Evi terk ederim” söylemine karşılık ne olursa olsun kardeşinin halkının yanında olmayı tercih ettiğini belirtiyor.

Fatma Tunç, kardeşi ile rüyalarında hasret giderdiğini anlatıyor biraz öfkeli biraz üzüntülü bir şekilde anlatıyor: “Eğer Mehmet Tunç teslim olsaydı Cizre de yenilecekti ama o yenilmedi. Geceleri rüyalarıma geliyor ve ‘ben ölmedim’ diyor.”

Dicle Müftüoğlu / Zozan Fendik – dihaber

EN SON EKLENENLER