Yasemin’den mektup var: Sahip çıkın kız çocuklarına

Maruz kaldığı şiddete karşı yaşamını savunduğu için müebbet hapisle yargılanan Yasemin Çakal, cezaevinden gönderdiği mektupta yaşadıklarını anlattı: ‘Daha parmağıma yüzük girer girmez hayatımın kabusları başladı… Sonrasında malum buradayım… Bir ricam var; anneler ve babalar sahip çıkın kızlarınıza…’

Eşinin kendisi ve çocuğuna uyguladığı sistematik şiddete karşı yaşamını savunduğu için müebbet hapis istemiyle yargılanan Yasemin Çakal, Gazete Şûjin’a bir mektup göndererek yaşadıklarını anlattı. 10 Temmuz 2014 tarihinden beri oğlu ile birlikte tutuklu bulunan Çakal, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden gönderdiği mektupta, ‘kadınlardan güç aldığını’ söyledi.

Yasemin’in gönderdiği mektuptan bazı başlılar şöyle;

“Mahkemelerime geldiğinizi biliyorum ve bunun için öncelikle size çok teşekkür ederim. Size yaşadıklarımı bir diğer deyişle öz savunmamı samimiyetinize güvenerek anlatmak istiyorum. Yaklaşık 2,5 yıldır cezaevindeyim. Çok zor şartlar altında cezaevinde yatıyorum. Sanki her şey böyle kalacakmış gibi hissediyorum çoğu zaman. Ben de herkes gibi eşimi karşılıksız çıkarsız sevdim. Onunla mutlu olmak istedim. Lakin olmadı. Daha parmağıma yüzük girer girmez hayatımın kabusları başladı. Önce işten çıkarttı, telefon hattını kırdı. Arkadaşlarımın, sevdiklerimin arasında kocaman mesafeler koydu. Sonra evden bile çıkarmadı. Sanki kapının arkasında dipsiz bir kuyu varmış gibi, çıkıp bakarsam oradan düşecekmişim gibi bir psikoloji yaratıyordu bende.

‘Sistematik işkence gördüm’

Çok zor günler geçirdim ve hala da geçiriyorum. Evlendiğim günden beri sistematik olarak her gün işkence görüyordum. Hamileyken bile dövüyordu. O yüzden çok korkuyordum çocuğuma bir şey olacak diye. Döverken kaç kere hastanelik yaptı hatırlamıyorum. Hayatta ona karşı bir tutsak gibiydim. Beni tehdit ettiği zamanlarda ‘Seni camdan atacağım. İntihar etti diyeceğim insanlara’ diyordu. Dövdüğünde ağlardım. Ağladığımda da ağladığım için döverdi.

‘Kapılar yüzüme kapandı’

Anne olduktan sonra daha da farkına vardım yaşadığım hayatın. Hayatımda yaşadığım tüm kötü şeyler gitti sanki, silindi. Çocuğum için cesaretimi topladım ve boşanmaya karar verdim. Benim gibi acılar, hüzünler içinde büyümesin diye. Ama boşanamadım. Tüm kapılar kapandı yüzüme. 4 aylık bebeğimle sokakta kaldım yine. Tek başıma kaldım. Ne koruma kararları ne de kadın sığınma evleri koruyamadı beni ve yine aynı kapıya gelmek zorunda kaldım. Yani böyle Azrail’in ayağına dönmek zorunda kaldım.

‘Beni öldüreceğini anlamıştım’

Yaklaşık 2 ay sonra alkolik bir şekilde eve geldi. Bebeğimle beni odaya hapsetti. Bir insan nasıl bu kadar vicdansız, nasıl bu kadar gözü kararmış olabilir? Hala anlamış değilim. Sonra televizyonun sesini sonuna kadar açtı; bizim sesimizi kimse duymasın diye. Sabaha kadar açmadı kapıyı. Çocuk yoktu yanımda, sabah gözlerimi açınca korkudan kalbim yerinden çıktı sanki o an. Çok korkmuştum. Camdan dışarı baktım. Tesadüfen alışveriş merkezine girdiklerini gördüm çocuğumla. Nefes alıp vermeye başladım. Eve dönmesini bekledim. İçeriye girince gözleri kıpkırmızıydı. Sanki o an beni öldüreceğini anlamıştım. Daha kapıdan adım atar atmaz dövmeye başladı beni. Hiç acımadan vicdanı sızlamadan.

‘Sonrası buradayım’

Bu sefer çocuğuma vurmaya başladı. İlk defa karşılık verdim. Lakin bu daha sert olmaya başladı. Sonra kemerini çıkarıp kemeriyle vurmaya başladı. Hırsını alamayınca kemeri boynuma doladı. Var gücüyle sıkıyordu. Artık o kadar yorulmuştum ki canım öyle yanıyordu ki kendimi bırakıp gözlerimi kapattım. Artık her şey çabuk bitsin diye dua etmeye başladım. Bir an gözlerimi açtığımda Selim’i gördüm. Ağlamaktan morarmıştı. İkimizi de öldüreceğini söylüyordu. O an neden, niçin bu durumda olduğumu hatırladım. Elimi uzattığımda kupa geldi elime, kafasına vurdum. İkinci kere uzanınca kahvaltı bıçağı geldi elime. Sapladım. O anı net hatırlamıyorum. Çocuğumu alıp hemen çıktım. Sonrasında malum buradayım.

‘Kafamda binlerce soru’

Kelimeler boğazıma takılıyor. Mahkemede konuşamıyorum. Neden ben buradayım diyebilsem keşke? Başlarını yastığa koyabiliyorlar mı, burada olmama sebep olan insanlar, acaba? Bilemiyorum… Kafamda binlerce soru varken nasıl cevap veriyim, nasıl konuşayım? Şimdi Selim 3 yaşında. Durmadan soruyor, ona cevap bile veremiyorum. Destek olan kadınlar yanımda oldukça güç alıyorum. Kendi ailemin bile yapmadığını, vermedikleri destekleri onlarda gördüm. Onlar sayesinde daha güçlüyüm. Bana gelen mektuplar, yanımda olan avukatlar, hepsine minnettarım… Borçluyum onlara.

‘Kız çocuklarına destek olun’

Eğer bu yazdıklarım bir yerde yayınlanacaksa bir ricam var; bir ailenin kız evladı boşanmak istiyorsa anneleri ve babaları onlara destek olsunlar. Boşanmak dünyanın sonu değil. Sahip çıkın kızlarınıza, kimseye ezdirtmeyin. Sonra her şey için çok geç oluyor, inanın. İki yıldır annemi göremiyorum. Sadece mahkemede bir ya da iki dakika görebiliyorum. Onu çok özlüyorum. Lakin benim yüzüme bakamıyor. Beni burada görmeye dayanamıyor. Saçımdaki beyazları görünce ağlıyormuş. Yani ne ben anneme dayanabildim ne de annem bana dayanabildi. Hayatımda güzelliklerin sizinle ve diğer tüm kadınların olması dileğiyle.

Yasemin.”

EN SON EKLENENLER