Dünyada İslamafobi, Türkiyede Alevifobi!

 

İlk defa 1990’lı yılların başında kullanılan  „İslamafobi“ tanımı, 11 Eylül 2001 tarihindeki ABD‘deki “İkiz kulelerin“ vurulmasıyla birlikte, iyice siyasal literatüre yerleşti. İslamafobi’nin yalın biçimiyle kavramsal tanımı; „İslam dininden korkmak ve Müslümanlardan çekinmek!“ anlamına gelmekte. Yani İslamafobi „korkuya dayalı Müslümanlara karşı ayrımcılık ve düşmanlık yapılmasının meşru görülmesi“ anlayışına işaret etmekte. Bu yaklaşıma en çok da Türkiye’den devlet yetkilileri karşı çıkmakta, İslamafobiklere her fırsatta kendilerince işin aslı anlatılmakta. Asırlardan beri Alevilere yönelik soykırım ve katliamları gerçekleştiren Emevileri (661-750), Abbasileri, Selçukluyu, Osmanlıyı (1299-1922) bir kenara bırakacak olursak, modern çağımızda bu 21. yüzyılın ilk çeyreginde halen Türkiye’de bir „Alevifobi“ mantığının geliştigi-geliştirilgi görülmekte. Cumhurriyetin başlarından beri soykırımcı-katlaimlarının günümüzde geldiği son nokta,  sözde modern tanımıyla Alevifobia’dır. İslamafobiye karşı çıkanlar, kendi burnunun uçundaki Türk-İslamcı resmi Alevifobikleri görmemekte ısrar etmekteler. Dahası zımnen bu gelişmelere çanak tutmaktalar. İslamafobiklerin, onlara karşı geliştirdikleri refleksin aynısını ve hatta dahasını, Aleviler üzerinden hataya geçirmekteler. İşte son zamanların en gözde Alevifobikleri ve icraatları:

Temmuz 2014 tarihinde Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi „Türk Dili Edebiyatı Osmanlı Türkçesi Grameri 2“ ders kitabı, Ocak 2013 tarihinde 20.000 adet basılarak dağıtıldı. Sözkonusu bu kaitapta Alevilere şöyle hakaret edilmiştir. “Kötü ayin yapan Kızılbaşlar. Allah onları kıyamete kadar aşağılık ve adi etsin. Din zamanlarında namaz kılınmıyordu” ibaresine yer verilmiştir. Şikayetler üzerine Üniversite rektörü, hakaret içeren bu bölümü, dijital ortamda düzeltildiğini belirtti. Yani 20 bin adet basılan kitap piyasada dolaşırken, sadece dijital ortamda bu yanlış hesaptan dönülmüş-müş!

Tokat Erbaa’daki Çoşkun Önder Anadolu Lisesi’nde Din Dersi öğretmeni Mahmut Özdemir, 19 Şubat’taki (2016) derste Alevilikle ilgili; “Hz. Ali’ye inanıyorlar ama Hz. Ali’nin yaptıklarını yapmıyorlar. Hz. Ali namaz kılıyor, Aleviler kılmıyor. Cemevi gibi bir ibadethane çıkardılar, onun da Kuran’da ismi geçmiyor, aslı astarı yok. Cem diye sazlı-sözlü, bayanlı-erkekli bir ibadet şekli geliştirmişler: Böyle bir ibadet olmaz! Alevilik bir din değil, Aleviliği bir din yapmaya çalışıyorlar, eğer bunu başarırlarsa ülke büyük bir sorunla karşı karşıya kalır” dedi.

Haziran 2016 tarihinde, MEB’in öğretmenlere zorunlu olarak önerdiği 32 kitap içerisinde 1. sırada yer alan Nurettin Topçu  imzalı “Türkiye’de Maarif Davası” adlı kitabın eğitim sistemi için İslam’a dayalı kurallar önermenin yanısıra, Alevilere hakaret yapılmakta.

Topçu, kitabında İslam aleminin; “bozuk” Alevilik zihniyetiyle kemirildiği ve bir harabeye döndüğünü savunuyor. “Medresenin hakimi skolastik üstadlar ve tarikatların mürşidi şeyhler… Tarikatları ise asırların arasında tâ kalbinden kemiren şerir kuvvet Alevilik olmuştur. Ve böyle bozuk zihniyete, kolayca ortak olan hayati hazlarla yüklü bir âdap ve erkan silsilesi, tarikatları çürütmeğe kafi geldi. İslam alemi, bugün bu iki çürütülmüş zihniyetin harabesi halindedir” denilerek, Alevilik inancı için “bozuk zihniyet” ve ‘Çürütülmüş zihniyetin harabesi” ifadesi yeralmıştır. Bütün bunlara, aktüel olması bakımından şunuda eklememiz gerekir. Zira bu son örmekte, Alevilere karşı yalnız sözlü değil, aynı zamanda fiziki bir yönelim de önerilmekte, planlanmaktadır.

Muş Alparslan Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan ve Marmara Üniversitesi’nin Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü’nde de doktora yapan Abdülkadir Şen, 13.12.16 tarihindeki  Twitter  hesabında Alevilere savurduğu tehdit ve hakaret dolu ifadeler kullandı. Van merkezli yapılan El Kaide operasyonu kapsamında 2014 yılında gözaltına alınan Abdülkadir Şen sosoyal medyada Aleviler hakkında şu görüşlere yer vedi: “Cemevi, Ali, insana saygı, Madımak, hoşgörü diyen ne kadar namussuz mezhepçi varsa Halep’te katillerle beraber. Lanetliler topluluğu… Ey Halep’te çocukları, kadınları, sivilleri korkakça bombalayan rejimi savunan mezhepçiler: Sizi bu coğrafyada yeni Malazgirtler bekliyor. Bu coğrafyanın her köşesinde bir Malazgirt yaşanacak. Şah İsmail’in bağnaz mezhepçi piçleri hesap verecek. Şahlaştınız Yavuzlaşacağız. Suriye direnişi başarısız olursa savaş Anadolu’da Şah İsmail’in mezhepçi vahşileriyle yaşanacak. Herkes hesabını buna göre yapsın!” Dünyada bir İslamafobi gelişirken, buna karşın Türkiye’de ise Alevifobi refleksi, Alevi katliamlarına zemin hazırlamakta!

 

EN SON EKLENENLER