‘Aleviler de var’ dedi ve beklentilerini anlattı

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin beşinci hariç ilk altı maddesi kabul edilmişti. Dün başkanlık sistemine geçilmesini de öngören kanun teklifinin komisyon görüşmelerinde HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan konuştu.

“ZORUNLU DİN DERSİ KALDIRILMALI”

Doğan konuşmasında Alevilerin yeni bir Anayasa’dan beklentilerini belirterek şu ifadeleri kullandı.

“Yeni anayasa insanı merkeze alan bir anayasa olmalıdır. Yeni anayasa tekçi anlayışlar yerine çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı bir anayasa olmalıdır. Yeni anayasa Birleşmiş Milletler sözleşmeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi evrensel sözleşmelerle güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklere aykırı hüküm içermemelidir. Din, dil ve ırk eksenli olarak ortaya çıkan nefret suçlarına karşı cezai yaptırımlar artmalı, kamu kurumları ve medya nefret suçlarına karşı projelerle donatılmalıdır. Zorunlu din dersi ve benzeri yaklaşımlar Anayasa’dan çıkarılmalı, ana dilde eğitim ve öğrenim hakkını güvence altına alarak, yerel yönetimlere de ana dilde hizmet sunma hakkı tanınmalıdır.

“DİYANET İŞLERİ BAKANLIĞI ANAYASAL KURUM OLMAKTAN ÇIKARILSIN”

Alevilerin yeni bir toplum sözleşmesi olan Anayasa’dan ne beklendiğine ilişkin bilgiler vermek istiyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı anayasal bir kurum olmaktan çıkarılmalıdır. Yeni anayasa yasama, yürütme ve yargı arasındaki kuvvetler ayrılığını dikkate alacak şekilde düzenlenmeli, askeri kurumların toplumsal hayata müdahalesini engelleyici yaptırımlar koyulmalı, Siyasi Partiler Yasası başta olmak üzere, sendikal ve mesleki örgütlenmelerle ilgili yasalar katılımcılık ve demokrasi eksenli olarak yeniden düzenlenmelidir. Alevi kimliği yasal olarak tanınmalıdır. Yeni anayasa çalışmalarında Alevilerin en temel istemi budur.”

CEMEVLERİNE YASAL STATÜ TALEBİ

Cemevilerine ilişkin de gerekli düzenlemeler yapılmasını gerektiğini söyleyen Doğan, hükümetin Alevilere yönelik inkarcı politikalardan vazgeçmesi gerektiğini ifade etti. Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cemevleri inanç merkezi olarak kabul edilmeli, buna uygun yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İbadet yeri kapsamında Cemevleri de yeni bir tüzel kişilik anlamında tanımlanmalıdır. Başta Hacı Bektaş Dergahı olmak üzere, Alevilere ve Bektaşilere ait bütün dergahlar müze statüsünden çıkartılmalı, bu dergahlara ait bina, arazi gibi taşınmazlar ilgili kişi ve kurumlara devredilmelidir. Tüm yasal düzenlemeler özgürlükçü laiklik ekseninde, devletin bütün inançlara eşit mesafede duracağı ve hakem rolünü üstleneceği yaklaşımına uygun olarak yeniden yapılmalı, devlet bütün inanç merkezlerine eşit mesafede olmalı, tüm inançlar yeniden özgürleştirilmeli ve bu alanda gerekli her türlü destek sağlanmalıdır.

“EŞİT YURTTAŞLIK TEMEL YAKLAŞIM OLMALI”

Lozan Anlaşması’ndan bu yana kullanılan ve ayrımcılığa dönüşen “azınlık” kavramı kaldırılarak, eşit yurttaşlık hakkı temel yaklaşıma dönüştürülmelidir. 2009 yılında başlayıp 9 kez yapılan Alevi çalıştayları neticesinde Hükümet Alevi sorununu çözmekle ilgili kararlı adımlar atacağını hem Türkiye kamuoyu hem de Alevi toplumu ile paylaşmıştır. Hükümetin yapmış olduğu bu çalıştayların, cumhuriyet Hükümetlerinin ilk kez doğrudan Alevileri, Alevileri temsil eden Alevi örgütlerini dinlemeye ve anlamaya çalışması bakımından önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyoruz. Bu son derece önemli girişimi neticelendirmeden buraya kadar getirmeyi de ağır bir şekilde eleştiriyoruz. Alevi çalıştaylarında Alevilerin temel hak ve talepleri gündeme getirilip yasal düzlemde çözülseydi belki bu sorunu burada konuşmayacaktık.

“İKTİDAR BİÇİMLENDİREMEDİĞİ ALEVİLERİ YOK ETMEK İSTİYOR”

Bu bağlamda, Hükümetin Alevilerin sorunlarını çözmek bir yana, sorunu yeniden inşa ettiğine ve esasta dinsel bir topluluk olarak Alevilerin sorunlarıyla ilgilenmek yerine kendi siyasal çıkarları doğrultusunda mevcut toplumu biçimlendirmeye, biçimlendiremediğinin varlığını yok saymaya, bununla da yetinmeyip çeşitli kesimlere hedef göstermeye devam ettiğini üzülerek görüyoruz. Bu Anayasa değişiklik teklifinin Alevilerle tartışılan, üzerinde görüşülen ve müzakere edilen konular olmadığını kamuoyuna beyan etmek isterim.” (S.K)

EN SON EKLENENLER