Almanya PKK’yi Hafife mi Alıyor?

HAKAN POLAT

Kürdistan İşçi Partisi Almanya’da tanınmak istiyor. Türkiye, Almanya’ya teröristleri koruyor diye küfrediyor. Bu parti zararsız değildir.

Üçüncü raunt, daha üç dakika geçmeden, İsmail Özen bir kroşe (leberhaken) çekti ve tutturdu. 21 yaşındaki Gürcü rakibi dizleri üstüne çöktü, soluklandı. Özeb bekledi. Rakibi artık devam edemiyor. “Beş, altı, yedi, sekiz, dokuz… out!” Hakem maçı bitiriyor. Sonuç teknik nakavt. Hamburglu profesyonel boksör İsmail Özen Barclaycard Arena Intercontinental turnuvasında süper orta sıklette şampiyon oldu. Üzerinden yedi ay geçti. O zamandan beri Kürt Alevi profesyonel boksörün hayatında kendi deyişiyle çok şey değişti.

Evlendi, herhangi biriyle değil, aksine dağıtım şirketi patronu Michael Otto’nun milyarder mirasçısı ve kızı Janina Otto ile. Kuzey Irak’ta Kandil dağlarındaki bir kampta bir gerilla savaşçısıyla –herhangi biriyle değil, Türkiye’de kırmızı listede yer alan PKK’nin yüksek düzey komutanlarından Rıza Altun ile- buluştu. Aynı kırmızı listede Türk hükümetine karşı 15 Temmuz darbe girişiminin azmettiricisi Fetullah Gülen de yer alıyor.

“PKK terör örgütü değildir” diyor Özen. Kendisini barış aktivisti ve siporcu olarak tanımlıyor ve illegal Kürt partisi PKK’nin üyesi olmadığını vurguluyor. Kendisi şiddet kullanmayı reddediyor. Fakat PKK Kürtlerin çıkarları için mücadele ediyor ve “İslam Devletine” (IŞİD) karşı savaşıyor. 35 yaşındaki boksör, PKK’nin mücadelesi olmasaydı muhtemelen Avrupa’da çok daha fazla IŞİD saldırısı gerçekleşirdi diyor.

Terör Listesinden Çıkarmak?

Otoban bloke etme, kundaklama, rehin alma: PKK’nin sadece Türkiye değil, doksanlı yıllarda Almanya’da da aktif olduğunu gösteriyor. “Bunların doğru olmadığı kesin. Fakat o zamanlar çoktan geçti” diyor Özen. Aslında PKK Almanya’da yeni bir nam kazandı. Bu arada pekçokları tarafından IŞİD’e karşı savaşan direniş savaşçılarından oluşan bir grup olarak kavranıyor. Burada onun Türk cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı parti olarak tanınmasını isteyen gösteriler yapılıyor. Sol politikacılar PKK’nin Avrupa’da terör listesinden çıkarılmasını talep ediyorlar.

Bu, Türk hükümeti için bir karabasandır. Sürekli olarak Federal hükümeti PKK’ye karşı kararlı mücadele etmemek, aksine ona “güvenli bir liman” sunmakla suçluyor. Türk dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Kasım ayında Türkiye’deki bir basın toplantısında Almanya dışişleri bakanı Frank-Walter Steinmeier ile diplomatik olmayan bir tarzda bu yüzden çatıştı.

Türk hükümetinin suçlaması hukuken temelsizdir; çünkü 1978’de Türkiye’de kurulan PKK, Almanya’da zaten1993’de yasadışı ilan edildi ve faaliyet sürdürmesi yasaklandı. 2010’da Almanya Yargıtayı PKK’yi yurtdışında faaliyet sürdüren bir terör örgütü olarak tespit etti. Faaliyet yasağından beri Almanya’da 100’den fazla yüksek düzey PKK kadroları, bölge sorumlusu ve bağış toplamadan sorumlu olarak Ceza Yasasının 129 a/b maddelerine göre hapis cezalarına mahkum edildi; kimilerine uzun hapis cezaları verildi.

Ayrıca PKK üyeleri, aktivistleri veya sempatizanlarına karşı açılmış 4.400 soruşturma var. Bunlar dernekler yasasına aykırı davranmaktan kundaklama veya ağır yaralamaya kadar uzanan tekil suçlardır. Son zamanlarda tek tük yargıçlar mahkumiyet kararlarını açıklarken, PKK’nin IŞİD’e karşı mücadeledeki rolünü  takdir ediyorlar. Ama bu durum faaliyet yasağında hiçbir değişiklik yapmıyor. Federal hükümet memnuniyetle bu sayılara atıfta bulunuyor. Ne var ki, yeraltı örgütü Almanya’da aktiftir, burayı geri çekilecek ve savaşçı kazanacak alan olarak kullanıyor. Federal Anayasayı Koruma Örgütünün her yıl yayınladığı raporlarda verdiği bilgiler, bu durumu belgeliyor.

Taktik Nedenlerle Şiddet Kullanmaktan İmtina

Almanya’da aralarında 1.100’ü aşırı solcu olmak üzere, 14.000 PKK’li olduğu varsayılıyor. Anayasayı Koruma Örgütü bunu şöyle formüle ediyor: “O üyesi sayısı bakımından başkalarıyla arasındaki fark büyük ve en güçlü islamcı olmayan ekstremist yabancılar örgütüdür”. PKK Almanya’da herbirinde bir yöneticinin bulunduğu dört sahaya bölünmüştür. Bu sahalar da kendi içlerinde 29 alana bölünmüştür. Alan sorumlularının ana görevleri arasında IŞİD’e karşı ve ezeli düşman Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi sürdürebilmek için para toplamak vardır. Hedef olarak 2014’de tespit edilen miktar, on milyon Avro idi. Eyalet Anayasa Koruma Örgütünün verdiği bilgiye göre, Hamburg’da hedef geçen yıl bir milyon Avroya ulaştı.

Etkileme Faaliyeti

PKK kendisinin bütün Kürtlerin temsilcisi olarak tanıtıyor. Berlin, Hamburg veya Köln’de bağış toplayanlar Kürt ailelerin kapılarını çalıyorlar. Ziyaretçi eve davet edilir, çay içilir, hediyelikler dağıtılır, bağış talep edilir. Anayasayı Koruma Örgütüne göre, “verilen bağışlar, aidatlar ve diğer ödemeler bazı PKK taraftarlarını kendi mali sınırlarına kadar zorlar”. PKK Almanya’da yaşayan Kürtler üzerindeki etkisini yitirmemek için mesleki, dini veya çıkar gruplarına önem verir. Üye toplantıları yaplır, dernek yönetimleri seçilir, komisyonlar kurulur, konuk konuşmacılar davet edilir.

PKK kendini barışçı bir örgüt olarak kabul ettirmek  ve diyalog partneri olarak alınmak istemektedir. Hedef, faaliyet yasağının kaldırılmasıdır. Almanya’da 2000’den beri şiddet kullamaktan –güvenlik makamlarına göre “taktik nedenlerle”- imtina etmektedir. Sol Partinin yazılı bir sorusuna Federal İçişleri Bakanlığınca verilen yanıta göre, silahlı mücadele için örgüte katılan PKK üyeleri nicelik olarak çok az bir tehlike potansiyeli taşımaktadır, ancak nitelik olarak ise Suriye’deki cihatçı savaşçılarla eşdeğerdedir. Geçtiğimiz yıllarda pekçok şiddet olayı meydana gelmiştir. Nitekim 2012’de Köln’de PKK taraftarı olduğu sanılan kişiler, Zaman adlı Türk gazetesinin redaksiyon bürolarını ateşe verdi. Aynı yıl Mannheim’da bir Kürt festivali sırasında 80 polis yaralandı. Bu olaylar, PKK ile Türk ordusu arasındaki çatışmalar bağlamında meydana gelmiş. 2014’de Avrupa çapındaki bir gençlik gösterisinde PKK taraftarları polislere karşı şiddet kullandılar. Aralık 2015’de PKK’nin gençlik örgütü Stutgart’ta DİTİB binasını kundakladı. Maddi hasar 80.000 Avro. Mart 2016’da AKP hükümetinin lobi örgütü olan Avrupa Türk Demokratları Birliği (UETD) Hamburg başkanının arabası gece evinin önünde yakıldı.

Terör Terördür

Alman kamuoyu böyle saldırıları sadece marjinal olarak görmekte. Almanya’daki PKK hakkında konuşan Türk politikacılarının suçlamaları gazeteciler tarafından sadece dinlenilmekte, ama ciddi olarak incelenmemektedir. Bir zamanlar yasak bir sembol olan PKK bayrağı gösteri ve yürüyüşlerde hiçbir sorun olmaksızın serbestçe dalgalanmaktadır.

“Ben Erdoğan politikasını savunmuyorum” diyor Avrupa Parlamentosu milletvekili İsmail Ertuğ. Ama Almanya’daki PKK’ye yakın derneklerin faaliyetlerine eleştirel bakıyor. SPD politikacısı için, PKK hedeflerine şiddetle ulaşmaya çalıştığı sürece, terör listesinden çıkarılmayacağı açıktır. “Türk veya Alman terörü yok. Terör terördür” diyor. Ne var ki, Almanya’nın PKK teröristlerini desteklediği şeklindeki Türk suçlamasını ise abartılı buluyor. “Daha çok toplumsal aydınlatma çalışması yapılmalı. Konu üzerinde sıkça konuşulmalı. Bu yapılmadığı sürece, PKK’nin efsaneleşmesi daha da büyük olacaktır” diyor.

Almanya’da çok az sayıda politikacı, PKK hakkında kamuoyunda görüş bildiriyor; çünkü ik icephe arasında kalma korkusu büyüktür. Boksör İsmail Özen bir yıldan beri bunun ne anlama gelebileceğini bizzat yaşıyor. PKK lehindeki tavrı nedeniyle internette ona karşı bir kışkırtma kampanyası yürütülüyor; IŞİD sempatizanları ve aşırı Türk milliyetçilerinden ölüm tehditleri alıyor. “Buna karşı bir boks maçı hiçbir işe yaramaz. Ringde herkesin uyduğu kurallar var. Burada hiçbir kural yok” diyor.

DIE ZEIT – 29 Aralık 2016

EN SON EKLENENLER