GELECEĞİMİZİ KAZANACAĞIZ

Amed’deki ‘hayır’ deklarasyonundan sonra HDK bileşenleri de dün İstanbul’da referandum deklarasyonlarını açıkladı. HDK sözcüleri, ‘Hayır demokratik Türkiye’nin yolunu açar. Gerileteceğimiz ‘tek adam yönetimi’dir. Kazanacağımız ise hepimizin geleceğidir’ dedi

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) bileşenleri, Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin hazırladıkları “hayır” deklarasyonunu İstanbul’da açıkladı. Deklarasyonunun açıklandığı salona HDP’nin tutuklu Eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın fotoğrafları asıldı. Etkinliğe, HDK Eşsözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Onur Hamzaoğlu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Kamuran Yüksek, HDP Eşbaşkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, Meclis Başkanvekili Pervin Buldan, HDP ve HDK bileşenlerinin yanı sıra, TJA, Barış Anneleri İstanbul Meclisi, HDP milletvekilleri Celal Doğan, Filiz Kerestecioğlu, Ahmet Yıldırım, Hüda Kaya, Ayşe Acar Başaran, Dirayet Taşdemir, Erdal, Ataş, Erol Dora ve Garo Paylan ile çok sayıda yurttaş katıldı.

Gemi limana ulaşacaktır

HDP İstanbul İl Yöneticisi Xunav Altun’un açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte konuşan HDP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Çilem Küçükkeleş, HDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın, “Bu gemi mutlaka limana ulaşacaktır” sözlerini hatırlatarak, “Bu gemi de tam da Nuh’un gemisidir. Biz de bütün renklerimizle tıpkı Nuh’un gemisi gibi bu limana ulaşacağız ki insanlar ülkesinde özgürce yaşasın” dedi.

Ortak vatan mücadelesi

Küçükkeleş’in konuşmasının ardından HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, “hayır” deklarasyonunu açıkladı. Barış, demokrasi ve özgürlük güçleri olarak insanca yaşanabilir ve demokratik bir Türkiye için bir araya geldiklerini belirten Koçyiğit, “Şimdiye kadar yürüttüğümüz mücadele, 94’üncü yılına yaklaşan Cumhuriyet’i demokratikleştirme, sosyalleştirme ve bu toprakları, üzerinde herkesin eşit olarak yaşadığı ortak vatan yapma mücadelesidir. Emekten, demokrasiden, barıştan ve özgürlüklerden yana; doğadan ve insandan yana; eşitlik hukuku ile bir arada yaşamdan yana bir anayasayı Türkiye halklarına kazandırma mücadelesine dün olduğu gibi bugün de devam ediyoruz” dedi.

‘Tek adam’lar değişir ama…

Erdoğan-Bahçeli ittifakı ile yapılmak istenen değişikliğin demokratik anayasal düzenin geliştirilmesine, evrensel temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesine, güçlü bir yerel demokrasinin oluşturulmasına yönelik olmadığını ifade eden Koçyiğit, iktidarın sınırları alabildiğine genişlettiğini, yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini ise alabildiğine işlevsizleştirmek istediğini belirtti.

“Bu teklifi ilkesel ve demokratik nedenlerle kabul etmek mümkün değildir” diyen Koçyiğit, “Mesele sadece bir kişi ile de ilgili değildir. Sorun, demokratik olmayan, ‘tek adam yönetimi’ne dayanan otoriter, merkeziyetçi ve totaliter bir yönelimin hâkim kılınmasıdır. ‘Tek adam’lar değişir, ama kurulmak istenen bu ceberut sistem onlarca yıl bu ülke halklarının başına bela olur” dedi.

7_hdk_3

Kutuplaştırıcı sonuçlar olacak

Bir ülkenin tamamını ve herşeyi “tek adam”ın keyfine bağlayan Anayasa değişikliğinin bir “mutlak iktidar” hevesinden öte birşey olmadığını söyleyen Koçyiğit, “Yapılmakta olanın adı, sivil darbeyi, OHAL ve KHK rejimini süreklileştirmek; toplumu daha fazla baskı altında tutarak demokratik hak ve özgürlükleri yok saymaktır. Bu durumun siyasal, ekonomik ve toplumsal yaşamımızın her alanında yaralayıcı, kutuplaştırıcı ve çatışmacı sonuçlar doğuracağı şüphesizdir. Bu değişikliği topluma OHAL koşullarında, meşru olmayan yollarla, baskı ve yasaklarla dayatanlar, bu ülkenin geleceğine ve barışına en büyük zararı verenlerdir” ifadelerini kullandı.

Referandumun meşruiyeti yok

HDP Eşbaşkanları dahil binlerce siyasetçinin tutuklu olduğunu hatırlatan Koçyiğit, “Kadın iradesiyle oluşmuş yapıların tahrip edildiği; muhalif medya kuruluşlarının engellendiği ve kapatıldığı, kimi çalışanlarının tutuklandığı; sivil yaşamın olmazsa olmaz örgütlü yapısı olan STK’lerin kapatıldığı; özgür düşüncenin egemen olması gereken üniversitelerin baskı altında tutulduğu, akademisyenlerin görevden atıldığı veya tutuklandığı, kamu emekçilerinin kamudan ihraç edildiği bu süreçte topluma dayatılan anayasa değişikliği demokrasi hedefli değildir, bu anlamıyla referandumun meşruiyeti yoktur. Bizler, bu coğrafyanın barışı, emeği, eşitliği ve onuru için mücadele edenler tarihi bir sorumluluk ile karşı karşıyayız. OHAL ile her şeyin engellendiği ve yasaklandığı bugünlerde, aydınlığın, ilerinin, doğrunun ve güzelliğin mücadelesini vermek zorundayız” diye konuştu.

Demokratik anayasaya ihtiyaç var

Toplumun demokratik, çoğulcu, eşitlikçi, laik, kadın özgürlükçü, ekolojik ve sosyal bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Koçyiğit şunları belirtti: “Yeni bir toplumsal sözleşme, Türkiye’nin tarihsel, toplumsal ve kültürel sorunlarının aşılması, eşitlik ve farklılıkların beraberliği ruhunun pekişmesi açısından önemli bir adım olacaktır. Ancak şimdi bu ihtiyaç yok sayılmış, Erdoğan-Bahçeli ittifakı eliyle gündeme taşınan ‘Anayasa değişikliği’ bir kişinin heveslerini karşılamak için gündeme getirilmiştir. Cumhurbaşkanı’nın varolan Anayasa’yı ihlal etmesine bir anayasal kılıf bulma çabası, süreklileşmiş hukuka aykırılık ve suç işleme durumuna bir hukuk yaratmak içindir. Erdoğan-Bahçeli ittifakının Anayasa değişikliği ‘mutlak iktidar’ ve ‘tek adam yönetimi’ hedeflidir.”

7_hayır

HAYIR, barışın yolunu açacak anahtardır

On yıllardır süregelen mücadelenin bir kazanımla geliştirme şansıyla karşı karşıya olduklarını söyleyen Koçyiğit, “Bu şans ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin, halkların ve inançların vermiş oldukları eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesini büyütme imkânıdır. Bu şansı referandumda çıkacak ‘HAYIR’ sonucu ile taçlandırmak demokratikleşme açsından toplumun büyük bir kazanımı olacaktır. Bugün burada bir araya gelen bizler, on yıllardır yürüttüğümüz mücadelelerimizi yeni bir kazanıma dönüştürmek için ‘HAYIR’ diyeceğiz. Gerileteceğimiz ve durduracağımız ‘tek adam yönetimi’dir. Kazanacağımız ise hepimizin geleceğidir. Bizler herkes için ‘HAYIR’ diyeceğiz. Bu çalışmada ev ev, sokak sokak, insan insan geleceğimizi hep birlikte öreceğiz” diye konuştu.

HDK “hayır” gerekçelerini ise şu şekilde açıkladı:

* HAYIR, bu kötü gidişatı durduracak tek güçtür.

* HAYIR, barışın yolunu açacak olan anahtardır.

* HAYIR, iktidarlara karşı halk var demektir.

* HAYIR, emeğin hakkını kazanmaktır.

* HAYIR, kadın özgürlüğü mücadelesini büyütmektir.

* HAYIR, kalıcı OHAL düzenine son demektir.

* HAYIR, inançlara özgürlük demektir.

* HAYIR, yaşam ve doğa alanlarının tahrip edilmesine dur demektir.

* HAYIR demokratik Türkiye’nin yolunu açar.

Bizler, herkesi birlikte mücadele etmeye ve birlikte kazanmaya çağırıyoruz. Gelecek bizimdir. Umudun adıdır ‘Hayır’…

İSTANBUL / dihaber

EN SON EKLENENLER