KHK’lerle kapatılan radyo ve televizyonların mal varlıklarının satışa çıkarılmasına tepki gösteren TV 10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, kararın devletin kendi eliyle bizzat farklı kesimlere peşkeş çekilmesinin bir göstergesi olduğunu söyledi.
Bakanlar Kurulu’nun 2 Ocak tarihli toplantısında alınan kararlar doğrultusunda hazırlandığı belirtilen yeni 687 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kararları bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararname ile seçim ve referandum dönemlerinde özel kanallar seçim yasakları kapsamından çıkarılırken, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilen kapatılmış medya şirketlerinin satmasına izin verildi.
9 Şubat 2017’de yayınlanan 687 sayılı KHK’nin ilgili bölümü şöyle:
“(4) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan özel radyo ve televizyonların; 15/7/2016 tarihi itibarıyla sahip oldukları yayın lisansları, 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun geçici 4 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki yayın hakları, frekans ve kanal kullanımı ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu nezdinde ki benzeri izinleri Maliye Bakanlığının bu yöndeki talebi üzerine Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından ihya edilir. İhya edilen bu lisans ve haklar ile frekans, kanal kullanımı ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu nezdinde ki benzeri izinlerin Maliye Bakanlığınca veya üçüncü fıkra kapsamında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca, kapatılan özel radyo ve televizyonlara ait diğer varlıklarla birlikte ya da ayrı ayrı satılması durumunda bunların yeni alıcıları adına devri ve tescili işlemleri Fonun bildirimi üzerine, gerekli bilgi ve belgelerin tamamlanmasını müteakip başkaca bir işleme gerek kalmaksızın en fazla bir ay içinde tamamlanır.”
‘ALEVİLERİN LOKMASIYLA KURULDU PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR’
Radyo ve TV’lerin satışına ilk tepki gösteren kapatılan TV 10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, “Devlet, bin bir emeğimizle oluşturduğumuz televizyonumuzu gasp ediyor. Bizim televizyonumuz Alevilerin lokmalarıyla oluşan bir televizyondu. Böyle kurulmuştu ve bu topluma hizmet ediyordu. Böyle bir karar, Alevilerin lokmalarıyla oluşan bu emeğin devletin kendi eliyle bizzat farklı kesimlere peşkeş çekilmesinin bir göstergesidir” dedi. Kararı “haksız” ve “hukuksuz” olarak değerlendiren Büyükşahin, televizyonlarının açılması için hukuki mücadele yürüttüklerini, itirazda bulunduklarını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar gideceklerini ifade ederek, Büyükşahin, “Aynı zamanda devletin ortaya koymuş olduğu bu zorla el koyma yaklaşımına sessiz kalmayacağımızı kendi mücadelemizle göstereceğiz. Alevi toplumu ve bu işe gönül verenler bunu affetmeyecek” diye konuştu.
‘HAYAT TV’NİN NEDEN KAPATILDIĞI DAHA İYİ GÖRÜLÜYOR’
Kapatılan Hayatın Sesi TV Yönetim Kurulu Başkanı ve Program Koordinatörü Arif Koşar ise, şu tepkiyi gösterdi: “Televizyonumuzun TMSF eliyle satışa çıkarılan tüm varlıkları, ilmek ilmek örülmüş dayanışmayla; işyerlerinde, semtlerde emekçilerin kendi televizyonlarını kurmanın umudu ve coşkusuyla yaptıkları küçük küçük katkılarla elde edilmiştir. Şimdi, bir hükümet, keyfi ve baskıcı bir OHAL rejiminde, yine keyfi bir KHK ile bu varlıkları satışa çıkarıyor. Bugünlerde, iktidarın neden Hayatın Sesi TV ve diğer televizyonları kapattığı daha iyi görülüyor. Kurmak istedikleri otoriter-baskı rejimi için yapılacak referandum ve sonrasında; ‘Hayır’cıları, muhalefeti ve tüm halkı baskı altına almak, onların sesini kısmak için kapatılmıştır. Bu bir simgedir. Türkiye’de demokratik hak ve özgürlüklerin, basın özgürlüğünün rafa kaldırıldığının açıkça ilanıdır. Ancak, bu devran elbette dönecek. Halk, bu baskı rejimine sonsuza dek tahammül etmeyecek.”
dihaber