Bir güzel İnsan, EMRE SALTIK …

O’nu sahneye Yunus’u anlatarak şöyle davet ediyordum :

“YUNUS,
Taptuk Emre’nin ocağına girer.
40 yıl odun taşır ocağa.
Derler ki , eğri odun . sokmamıştır o eşikten içeriye…

Yunus pişer ha pişer Taptuğun Dergahında …

Bir gün Taptuk Emre duyar Yunusun sesini :

“Dirildik pınar olduk ırıldık ırmak olduk / Aktık denize daldık taştık Elhamdülillah /
Taptuğun tapusunda kul olduk kapusunda/ Yunus miskin çiğ idik piştik Elhamdülillah. ..”

Ve Taptuk anlar ki, Yunus pişmiştır, dile gelmiştir gayrı…

“Yunus, sana EMRE adını veriyorum. Gayrı Yunus Emre’sin,
Var git oğul, dağıl Anadolu’ya” der ve uğurlar Yunus Emre’ yi…

EMRE,
Ozan demektir. Sözü güzel söylemektir.
Yolu soylu yürümektir..

Dolanır durur Yunus Emre, yürütür Yol’u Anadolu’da ..

İşte, O Emre’den günümüze, O soylu yolu yürüten başka bir Emre:
EMRE SALTIK …

Böyle çağırdım Can dostumuzu yüzlerce kez sahneye…

O, tüm mütevaziliği, elinde ona çok yakışan Sazı ile kızarır ve kızardı biraz da…
Ama ben inanmıştım O’nun yüreğinin öyle olduğuna…

” Yunus’tan mutlaka söylemelisin ” demiştim..
“Hangisini öneriyorsun?”
Önerim hazırdı zaten:

“Adımız miskindır bizim / Düşmanımız kindir bizim / Biz kimse kin tutmayız / Kamu alem birdir bize…”

Ve kendisine has beste yaptı. Bin Yılın Türküsü’nde ve daha nice etkinliklerde Yunus’u O dile getirdi…

Can kardeşim benim…

Yunusça geldin, Yunusça yaşadın,
Yunusça söyledin,
YUNUS’a gittin bugün,
Tarifsız acılara
koyarak dostlarını…

Hem de kara gözlü Berkinimizi yitirdiğimiz günün yıldönümünde…

Seni Yunusça,
Seni Saltukça,
Seni Pir Sultanca
Seni Nazımca
sevmeye devam edeceğiz
Sevgili
Ozanımız, EMREMİZ…

Necati Şahin
Köln, 10.3 2017

EN SON EKLENENLER