Pazarcık Ermenileri

1920’de Maraş merkezde kırk bin, Zeytun’da 17 bin ve köylerde 43 bin Ermeni yaşıyordu. Yani Maraş sınırlarında 100 bin Ermeni vardı. Peki bugün! “Biz Ermeniyiz” diyen bir aile bile yok.

Pazarcık’ı irdeleyecek olursak…

* Kizîron köyüne 3 km mesafede bir Ermeni köyü vardı. Devlet ve bazı Kürd Aleviler onları 1920’de kovdu.

* Pulyone Juri ile Maxson köyünün arası geçmişte ormanlıktı. Devlet hepsini kesti. O ormanda bir Ermeni köyü vardı. 1920’de köylüler devlet tarafından kovuldu. Mezarlığı 1960’ların başına kadar varlığını korudu. Sonra ne oldu? Bizim zeki insanlarımız mezarlığı bozdu ve tarla yaptı! Şimdi bol bol pamuk, buğday, mısır ekip gönül rahatlığıyla yesinler, değil mi?

* Çoyî Tute 1890’a kadar bir Ermeni’ye aitti. Hatta o ailenin Cennetpınarı ile Bayramgazi arasında oturma yeri de vardı. Oraya bugün Xirêwa (yıkıntı) diyoruz. E tabi, yıkıntı yerlere Xirêwa denir! Abdulhamid Zeytun’a saldırdığı zaman o Ermeni aile dağı bizim Kelon köyüne satıyor. Şimdi o dağın üzerinde dört Kürd Alevi köyü yaşamaktadır. (Ûsone Jêri, Ûsone Juri, Kelon ve Çoqmox). O Ermeni ve ailesi nerede yaşıyor, bilinmiyor.

* Gundî Mamiş (Memişkahya) köyü eski bir Ermeni köyüdür. Memişkahyalılara sorarsak, 1851 yılında burada dört Ermeni ailesi yaşıyormuş. Köyü bugünkü sahiplerine satmışlar ve Maraş’a yerleşmişler. Acaba? Pazarcık’ın en kavgacı köyünün Gundî Mamiş olduğunu düşünürsek kafamda soru işaretleri oluşuyor.

* Yaşayanlar kovuldu, anladım da… mezarların başına gelenlere ne demeli? “Define arıyorum” deyip de oyulmadık mezar bırakılmadı. Eşilen mezarları saysam en az yüz tane çıkar. Şimdi onu yapanlar biraz utanıyorlar mı acaba? “Cahildik, bilmiyorduk” derler. E tabi, anca şimdi uyanıyorsun. Halen sağlam olan Ermeni mezarlarının yerlerini biliyorum. Ama buraya yazmam. Gidip onların da başına bir şey getirmesinler.

* Peki Ermeni kiliselerine ne oldu? Değil mi… Hristiyan olduklarına göre kiliseleri de olmalı. Örneğin Odace dağındaki kiliseye ne oldu? Onun taşlarını kimler alıp da evinin köşe taşı yerine kullandılar? Bazıları da övünerek şöyle derdi: “Benim aslan oğlum taa o dağdan bu taşları getirdi.” Ne marifet ama!

Biraz da üretin, hep yıkmayın. Hep sömürmeyin, değil mi?

Kavrî Rinde

Ermeni varlığı halen Pazarcık’ta yaşıyor. Nerede? Mevki isimlerinde…

Önce şu bilgiyi vereyim: Pazarcık’ta adı Xirêwa olan (yani yıkıntı) yerlerin ezici çoğunluğu eski Ermeni yerleşkeleridir.

Son olarak da Kavrî Rinde mevkisini anlatıp yazıyı sonlandıralım…

Engizek yaylalarına Rekê Goçe üzerinden gidilirdi. O yolun üzerinde Kavrî Rinde (Güzelin Taşı, İyinin Taşı) mevkisini görürsünüz. 1920’de bir grup Ermeni Olacix mevkisi ve çevresinde saklanır. Devletle birlikte çalışan ve kelle başı para alan Aziz Ağa (Bozlar köyünden) bir grup çetesiyle onları çembere alır. Hepsini öldürür. Ne marifet, ne yetenek ama… Fırsatı bulunca nasıl da sömürgecisine benziyor bazıları.

O ailenin de dünya güzeli bir kızı varmış. Kız ata binmiş, kaçmak üzereyken onun atını da sarıyorlar. Aziz ağa, “Benimle evlenirsen seni affederim” diyor. Kız “Sen nasıl bir insansın. Hem bütün ailemi öldürüp hem benimle evlenmek istiyorsun. Seninle evleneceğime hançerimle evlenirim” der. Sonra da hançerini çıkarıp göğsüne saplar ve kendi hayatına son verir. Olayı duyan ve Aziz ağaya karşı olan köylüler gelirler. Kızı orada toprağa verirler. Orası şimdi bir ziyaret gibidir. Oradan her geçen ziyarete bir taş indirir.

Enteresan olan bir yanı da şu: O alandaki taşlar uzun yıllar kırmızı kalmış. Kanın renginde…

***

Bugün Pazarcıklı Kürdlerin ezici çoğunluğu Ermeni Soykırımı’nı lanetliyor, karşı çıkıyor. Pazarcıklıları temsil eden kurumlar da karşı çıkıyor. Ama sadece lafla söylemek yeter mi? Yapılması gereken bir şeyler yok mu?

Kadıköy escort
Bostancı escort
Ataşehir escort

EN SON EKLENENLER