Kürt kanallarını kapatma girişimine gazetecilerden tepki: Hakikatin üstünü örtemezsiniz

Uydu şirketi Eutelsat’ın RTÜK’ün talimatıyla Ronahî, News Channel ve Stêrk TV’yi kapatma girişimine tepki gösteren gazeteciler, hakikatin üstünün bu tür baskı yöntemleriyle örtülemeyeceğini belirterek, izleyicilere kanallarına sahip çıkma çağrısında bulundu.

Fransız uydu şirketi Eutelsat, Kürt televizyon kanalları Med Nûçe TV ve Newroz TV’nin yayınını kesmesinin ardından şimdi de Ronahî TV, News Channel ve Stêrk TV’nin yayınını kesmek için girişimlere başladı. Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) girişimleri sonucunda Eutelsat, 3 Kürt kanalının televizyonunun yayınlarının durdurulması için uplink şirketine talimat vererek, yayınlarının kesilmesini istedi. Eutelsat, 2016 Ekim ayında RTÜK’ün yazılı başvurusu üzerine Kürt televizyonlarını Hotbird uydusundan çıkarmaya başlamış ve Fransız mahkemelerinin aleyhte kararlarına rağmen Newroz TV ve Med Nûçe TV’nin yayınlarını kesmişti.

AVRUPA’DA MED TV’DEN NEWS CHANNEL’E ÖZGÜR BASIN

Türkiye’de geçmişten bu yana basına dönük baskı, kapatma, gözaltı ve tutuklamalar had safhadayken, Avrupa’da da Kürt basına dönük geçmişten bu yana benzer baskılar sürdü. 30 Mart 1995 Londra’da test yayına, 15 Haziran’da da yayın hayatına başlayarak özgür basının televizyonculuk geleneğinin öncüsü olan Med TV’den bu yana birçok kanal kapatıldı. 1990’lı yıllardan bu yana Avrupa’da Med TV, Medya TV, Roj TV ve Nûçe TV gibi birçok kanal açılmasına rağmen tüm bu kanallar Türkiye’nin de baskıları sonucu çeşitli gerekçeler gösterilerek bir bir kapatıldı. Tüm bu kanalların kapatılmasına rağmen Avrupa’da açılan yeni kanallarla bölgede, Ortadoğu ve Rojava’da yaşanan tüm gerçekleriyle anlatıldı.

Şimdi bir kez daha Türkiye’nin girişimleri sonucu Ronahî TV, News Channel ve Stêrk TV kanallarının kapatılmak istenmesine yıllardır bölgede çok zor koşullarda çalışan gazetecilerden tepki geldi. Gazeteciler kanalları kapatmakla gerçeğin susturulmak istendiğini, ancak bunu başaramayacaklarını dile getirdi.

‘GERÇEKLER KARANLIKTA KALMAYACAK’

İktidarın daha önce denediği baskı yöntemleriyle sonuç almaya çalıştığını dile getiren Gazete Karınca Editörü Çağdaş Kaplan, bu yöntemle sonuç alınmayacağının defalarca kez ortaya çıktığını hatırlattı. Kaplan, “OHAL döneminde onlarca gazete, televizyon, radyo ve basın kuruluşu kapatıldı. Ama bu topraklarda gazetecilikte ısrar eden gazeteciler var olduğu sürece bu tür engellemeler de beyhude çabadan başka bir şey olmayacak. Daha önce de Kürt kanalları kapatılmıştı. Bir daha böyle bir durumun olmasını istemeyiz. Ama kapatılsa da halka doğru haber aktarmak için başka mecralar bulunur. Toplum habersiz kalmayacak. Gerçekler de karanlıkta kalmayacak” dedi.

‘TÜRKİYE’DE DE AVRUPA’DA DA TEK BASIN İSTİYORLAR’

OHAL ile birlikte bölgede Kürtçe yayın yapan televizyonlar bir bir kapatıldığını dile getiren 1 Haber Var Platformu muhabiri Fuat Yaşar, Türkiye’de susturulmak istenen muhalif basının ardından Avrupa’da yayın yapan kanallara müdahale edildiğini söyledi. Yaşar, “Kürtçe yayın yapan televizyonların kapatılması Kürt halkının iki gözünü kapatması anlamına geliyor. Avrupa’daki kanallar Kürt halkının gözlerinin kör olmasını engelledi. Kürt halkının bir gözü Avrupa’da yayın hayatına devam eden kanallarla açık kaldı. Avrupa’da yayın yapan kanallara da tahammül edemiyorlar. Tamamıyla basını tek düzey etmeye çalışıyorlar. Tek millet, tek bayrak ve tek devlet mantığı şimdi de ‘Tek basın’ için uygulamaya koyuyorlar” diyerek, kapatma girişimine tepki gösterdi.

‘TÜRKİYE TUTUKLU GAZETECİLER ÜLKESİ’

Avrupa’da yayın yapan Kürt kanallarının kapatılmasını kınayan Artı TV muhabiri Refik Tekin, iktidar ve yeni rejimin Türkiye’de tek ses ve tek dillilik basın oluşturma peşinde olduğunu ifade etti. “Görünen fotoğraf da Türkiye’nin basın özgürlüğünün karnesi ne kadar gerilediğinin göstergesidir” diyen Tekin, Kürt halkının zor şartlarda oluşturduğu kanalların kapatılmasının kabul edilemez olduğunun altını çizdi. Tekin, şunlar söyledi: “Türkiye tutuklu gazeteciler ülkesi haline gelmiş. Türkiye kapatılan medya kurumlarının ülkesidir. Türkiye basın özgürlüğü olmadığı bir ülkedir. Televizyonlara yönelik kapatma saldırıları doğru bulmuyoruz.”

‘HER ŞEYE RAĞMEN…’

İktidarın Kürt halkına yaklaşımının Kürt basınına da yansıdığını ifade eden gazeteci Nurhak Yılmaz ise, “Kürtler dünyada en fazla kanalları kapatılan ve buna en hızlı refleks verip yollarına devam eden bir halktır. Bu kapatmaların niyeti bellidir. Sonucu da belli bir durumdur. Her şeye rağmen bu geleneğin kültürü devam edecektir” diye konuştu.

‘KÜRTLERİN KANALLARI AVRUPA’DA DA KAPATILIYOR’

Söz konusu kapatma girişiminin Türkiye’nin baskılarından kaynaklandığını belirten Gazete Duvar yazarı Vecdi Erbay, bunun çok yanlış bir adım olduğunu kaydetti. Erbay, şöyle devam etti: “Avrupa düşünce, ifade ve basın özgürlüğünün geniş olduğu bir siyasi coğrafyadır. Bu nedenle bir an önce bu kapatma kararından vazgeçilmelidir. Kürt halkının haber alma hakkı şimdi de Avrupa eliyle engellenmek isteniyor. Türkiye’nin Avrupa’daki yayın yapan kanallara müdahalesi yanlış bir politikadır. Kanallarının bu şekilde kapatılması kabul edilmez buluyorum.”

‘İKTİDAR KÜRT BASININDAN KORKUYOR’

Kürt basınına yönelik baskı ve kapatmaların yeni olmadığını söyleyen Kurdsat News muhabiri Ferat Mehmetoğlu, bu kararın Kürt halkının sesini kesme girişimi olduğunu dile getirdi. Mehmetoğlu, “Daha önce de Diyarbakır ve birçok yerde Kürt yayınları kapatıldı. Ellerinden gelse dünyanın neresinde Kürtçe yayın yapan bir yayın varsa izin vermeyecekler. Ama ellerinde gelmiyor. Stêrk, Ronahî ve News Channel’e yönelik kapatma kararı bir kez daha gösterdi ki Kürt halkının yayınlarından korkuyorlar. Başta Erdoğan ve AKP hükümeti Kürt kanallarının hiçbirinin yayın yapmasını istemiyor ve ortada kaldırmak istiyor. Ellerinden gelse Güney Kürdistan’da yayın yapan kanalları da engelleyecekler. Ben Kürdüm diyen herkes Kürtçe yayınlarına ve kanallarına sahip çıkmalıdır” diye konuştu.

‘DEVRALDIĞIMIZ BAYRAĞI DALGALANDIRACAĞIZ’

Gazete Şûjin’den Nurcan Yalçın ise, baskılara rağmen Kürt basınının gazetecilik mücadelesini sürdüreceğini söyledi. Yalçın, “Her şeye rağmen Kürt halkına gerçekler aktarılacak. Avrupa devletleri Kürt halkının üzerinde kirli bir politika yürütüyor. Türkiye’nin Kürt televizyonları için verdiği kapatma kararına uyan Avrupa ülkelerini kınıyoruz. Bu kapatmalara karşı hem Avrupa’da ve hem de burada yayın yapma mücadelemiz devam edecektir. Deniz Fırat, Gurbetelli Ersözlerden devraldığımız bu bayrağı korkmadan dalgalandırmaya devam edeceğiz” dedi.

‘KANALLARI KAPATMAKLA BAŞARAMAYACAKLAR’

Devletin özgür basına yönelik 90’lı yıllardaki politikasının devam ettiğini anımsatan gazeteci Hülya Emeç de, Kürt basınının büyüyen gücüne karşı devletin susturma politikasını devrede tuttuğunu vurguladı. Emeç, televizyonların kapatılmasıyla hükümetin arzu ettiği sonucu elde edemeyeceğini sözlerine ekledi.

EN SON EKLENENLER