CHP ‘deki gelişmelere dair…

Deniz Baykal’ın CNN televizyonunda ki röportajından sonra kamu oluyunda ve chp içinde ciddi tatışmalar başladı.1960 yılından bu yana (1965 seçimleri hariç) Chp ye oy veren ve halen kayıtlı üyesi olan biri olarak söz söyleme hakkımın olduğunu düşünerek söyleyeceklerimi sizlerle paylaşmayı zorunlu görmekteyim:

1- Baykalın çok ince ve dolambaçlı yollarla söylemek istediği şudur: Kemal KILIÇDAROĞLUNUN C.Bşk.adayı olmayacaını bildiği en azında tahmin ettiği için sen başkanlıktan çekil partinin başına ben geçeyim ve adaylığımı şimdiden parti olarak açıklıyalım.Çünkü ben Ahmet Türk kanalıyla Kürtlerden,Meral Akşener kanalıyla ülkücülerin bir kesiminden oy alırım demek istiyor.Ve hayır blokunun adayının mutlaka Chp gen.Başkanı olmasını da şart koşuyor.Birkaç nedenle bu söylem ve çıkış yanlış ve haksızdır.

A) Zamanlama çok erken ve sunuş biçimi çok kaba olmuştur..

B) Chp secmenini ve diğer hayır bloku katılımcılarını niyetini anlamaz saf kişiler kendini çok zeki sanarak onlara hakaret etmiştir.

C) Drup dururker parti içinde çalkantıların fitilini ateşlemiştir.

D) Geçmişi itibarıyla adaylığa uygun bir kişi değildir

E) En önemlisi hayır blokunun gayrı meşru saydığı referandumu geçerli sayarak ona meşruiyet kazandırmış ve hemen mevcut gayrımeşru pozisyondan kendine yer aramaya girmiştir

2 -Kılıçdaroğlunun Fikri Sağlar’ı alel acele disipline sevk etmesi de doğru olmamıştır.Parti Meclisi üyesi olan Sağların Parti politikalarını eleştirmesi ve diğer üyelerin ve gen.Başkanın düşüncelerine aykırı fikir beyan etmesi en doğal hakkıdır.Ancak bu düşüncelerini Akşam gibi yandaş medya borazanı bir gazete yerine daha uygun ortamlarda ve uygun bir lisanla ifade etmesi daha doğru ve yararlı olurdu.Gn.Başkanın disipline sevk yerine çağırıp uyarması daha uygun olurdu.Sağ ve sol demeden her kesimi bir araya getirme iddiasında olan sosyal demokrat bir partinin ,kendi meclis üyesinin eleştirisine tahammül etmeyip kapıyı göstermesi parti çıkarına olmadığı gibi inandırıcılığını da zedeler.

3- Olağan üstü kongre talepleri karşısında genel merkezin gündemi ve takvimi belli olmayan olağan genel kurul sürecini ilan etmesi de inandırıcı ve tatmin edici olmamıştır..

4- Partinin sorunu gen.Başkanlık sorunundan çok derinde örgüt yapısındadır. Örgütü yakından tanıyan biri olarak iddia ediyorumki bu örgütsel yapının başına kimi getirirseniz getirin başarılı olabileceğni sanmıyorum÷Örgüt çok hantal ve halktan kopuk bir yapıdadır Özellikle belediye başkanları kendilerini örgütten bağımsız birer oluşum olarak görüyor ve ona göre hareket ediyorlar.Yerel örgüt yöneticileri makamlarındaki dar dost sohbetlerini örgütsel çalışma olarak görüyor tabana ulaşmıyor

5- Genel Merkez yönetiminde de daha aktif partiye katkı sunacak kişilere daha fazla yer ve etkin görevler verilmelidir.Dengeler siyasetinden vazgeçilerek,partinin politika ve vizyonuna sonuna kadar sahip çıkacak,partiye katkı sunacak sosyal demokrat kadrolar yer almalıdır.

6- Parti içindeki çalkantılara ve kamu oyundaki tartışmalara son vermek amacıyla,Genel Başkanın makul kısa bir sürede partiyi olağanüstü kurultaya bir an evvel götürmesi ve herkesin eteğindeki taşları dökerek tazelenen güvenle geleceğin yol haritası hep birlikte çizilmelidir.Bu kurultaydan çıkacak sonuca herkesin itirazsız rıza göstererek birlik ve dayanışmanın iyi bir örneği verilmelidir. Sadece partinin değil tüm ülkenin ve gelecek kuşakların geleceğinin etkileyen bu karanlık tablodan çıkış için kişisel beklenti ve çıkarlar mutlaka bir yana bırakılmalı ,İlk defa değişik düşünce ve katmanlardan oluşan en az % 49 luk hayır blokunun dağılmasının önüne geçilmeli,Onların da fikir ve katkıları alınarak blokun adayı bundan sonra belirlenmelidir.

Bu adayın mutlaka Chp genel başkanı olması gerektiği kanısında değilim.Bu Chp gen.Başkanı olabileceği gibi başka bir Chp li de olabilir.Önemli olan aday gösterilecek kişinin seçilmesi durumunda sunacağı program ve vaatlerdir.Bunların başında
-Gerçek anlamda laik demokratik parlamenter sisteme geçişi sağlayan yeni bir anayasa taahhüdü
-Temel insan haklarının güvencesi
-Batılı anlamda bir demokrasi,düşünce ve inanç özgürlüğü
-Bölünmüş toplumu birleştirici eşitlik ve kardeşliğe dayalı bir dil
-Ölümlere son verecek çözüm önerileri
-Dibe vurmuş olan dış politika düzenlemesi
gibi konular mutlaka yer almalıdır.

Özet olarak bu dar alana sığdırmaya çalıştığım bu düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla…

EN SON EKLENENLER