Antalya’ya özgün falez taşlarıyla şaheserler yaratan Aynur ve İsmail Seyrek çifti, insanların birbirlerine hediye alma anlayışını değiştirmeye çalıştıklarını belirtti. Seyrek çifti, taşları oyduktan sonra toprakla doldurup, minyatür ağaç ve çiçekleri yerleştirdikten sonra deniz kenarından topladıkları yosunlar ile ağaçların ve çiçeklerin etrafını süslüyor.
Antalya’ya özgün falez taşları ile saksı ve çeşitli heykeller yapan Aynur ve İsmail Seyrek çifti, hem kolektif bir çalışma biçimi ile taşlardan şaheserler yaratıyor, hem de ev ekonomilerini sağlıyor. Aynur Seyrek, doğadan topladıkları taşlara yeniden hayat verdiklerini belirterek, bu sayede toplumun hediye anlayışını da değiştirmeye çalıştıklarını ifade etti.
‘YAPTIĞIMIZ İŞ ÇOK ZAHMETLİ’
Yaptıkları işin zahmetli olduğunu dile getiren Seyrek, ilk önce falez taşlarını toplayıp temizlediklerini, nasıl bir biçim vereceklerini tasarladıktan sonra, taşların içini özel bir aletle eşi ile birlikte oyduğunu söyledi. Seyrek, oyma işlemi bittikten sonra içine toprak koyup, o toprağa uygun minyatür ağaç ve çiçekleri yerleştirdikten sonra, deniz kenarından topladıkları yosunlar ile ağaçların ve çiçeklerin etrafını süslediklerini anlattı. Süsleme işleminden sonra yaptıkları ürünleri bir müddet beklettiklerini dile getiren Seyrek, tüm bu işlemlerin ardından ürünün satışa hazır hale geldiğini söyledi.
Evlerinin bahçesinde kurdukları küçük bir atölyede üretim yaptıklarını ifade eden Seyrek, buldukları taşların boyutuna göre hangi çiçeği yerleştireceklerine karar verdiklerini kaydetti. Yaptıkları işe değer verdiklerini ifade eden Seyrek, ürettikleri her ürünün birer hikayesi olduğunu sözlerine ekleyerek şunları söyledi: “Özellikle AVM’lerde ve büyük mağazalarda satılan saksı benzeri ürünlerin hem doğaya hem de insan sağlığına ciddi zararları var. Biz doğaya ve insana zarar vermeden tüm bu işlemleri yapıyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor” diye konuştu.
‘TAŞA YENİDEN HAYAT VERİYORUZ’
Seyrek, özellikle Antalya’da kazılan her yerde falez taşlarına rastlamanın mümkün olduğunu ifade etti. İnşaat kazılarından binlerce falez taşının yok olduğunu ancak insanların bu taşların canlı organizmalar olduğundan haberinin olmadığını sözlerine ekleyen Seyrek, falez taşlarının doğada temizleme görevi gördüğünü ve onun için çok değerli taşlar olduğunu dile getirdi. İnşaat kazılarında iş makinelerinin paletleri altında taşların yok olmaması için de kendi çabaları ile falez taşlarına yeniden hayat verdiklerini aktaran Seyrek, falez taşlarının binlerce yılda ancak oluşabildiğini dile getirdi. Falez taşlarına ektikleri çiçeklerin çok sağlıklı bir şekilde büyüdüğünü belirten Seyrek, taşların doğada olduğu gibi çiçekler için de temizleme görevi görmeye devam ettiğini sözlerine ekledi.
‘TAŞLARDAN SÜS EŞYALARI DA YAPIYORUZ’
Yalnızca çiçekler için taşları oymadıklarını, süs eşyaları da yaptıklarını ifade eden Seyrek, süs eşyalarını da tamamen doğal malzemelerden yaptıklarını kaydetti. Deniz kenarında bir ada minyatürü yaptıklarında ona kullandıkları malzemelerin ağaç parçasından, deniz dibinde bulunan beyaz çakıl taşları, falez taşı ve yosundan yaptıklarını söyledi. Bazen bir ürünü yapabilmek için 3 gün boyunca uğraştıklarını söyleyen Seyrek, taş oyma işleminden sonra işin en zor kısmının tasarı olduğunu, taşlara istediğimiz tasarımı verebilmek için ciddi çalışmalar içinde olduklarını dile getirdi.
‘BU İŞİN PATENTİNİ ALDIK’
Evde kurdukları atölyede boyutu küçük olan taşları kendisinin oyduğunu; ancak büyük boyutlu taşları ise eşinin oyduğunu söyleyen Seyrek, eşi ile birlikte kolektif bir şekilde üretim yaptıklarını sözlerine ekledi. Evde eşinin taşların oyma işlemlerini yaptığını kendisinin de pazarda yaptıkları ürünlerin satışını yaptığını ifade etti. Türkiye’de sadece kendilerinin bu işi yaptığını söyleyen Seyrek, bu işin patentini de aldıklarını söyledi.
‘İNSANLARIN İLGİSİ ÇOK YOĞUN’
Pazarda satışa sundukları ürünlere ilginin çok yoğun olduğunu ifade eden Seyrek, insanların ilk başta ürünlerin doğal olduğuna inanmak istemediğini; ancak incelediklerinde ürünlere hayran kaldıklarını söyledi. Singapur, Almanya, Kırgızistan, Rusya, İngiltere ve Amerika’dan gelen turistlerin de ilgisinin büyük olduğunu sözlerine ekleyen Seyrek, birçok yabancı müşterisinin ülkelerine geri döndüğünde bile arayıp sipariş verdiğini ifade etti. Özellikle toplumun geleneksel hediye anlayışını kısmen de olsa yavaş yavaş kırmaya başladıklarını belirten, Seyrek, pazara gelip ürünleri görenler eşine dostuna ve yakın çevresine bu taşları hediye etmek için satın aldığını ifade etti.
‘DOĞALLIĞINDAN KOPARILMAMIŞ ÜRÜNLERİN ALINMASI ÇOK DAHA İYİ’
Birkaç yıldır bu işi yaptıklarını ifade eden Seyrek, eşinin çok uzun yıllardır çiçek ve bitki türleri üzerine çalışmaları olduğunu, bu çalışmalarının hayat bulduğunu söyledi. İnsanların daha çok tezgahına uğramasını isteyen Seyrek, sadece ürün satın almak için değil, ürünü tanımak ve dokunmak için tezgahına gelmesini istedi. Seyrek son olarak insanların bir birine plastik bir saksı içinde ya da poşet içinde bir demet çiçek almak yerine doğallığından koparılmamış bu taşları almasının çok daha iyi olacağını kaydetti.