Hevsel, kum ocakları ve hafriyat alanına dönüştü

UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer almasına rağmen, ‘Özel rekreasyon alanı’ ilan edilen Hevsel Bahçeleri ile Dicle Vadisi, taş ve kum ocakları ile çevrildi. Bugüne kadar birçok talanla yüz yüze kalan Hevsel Bahçeleri için bu ilk değil. Üzerine ‘kentleşme’ adı altında Amed betonlaştırılırken kum ocakları kuruldu. Dicle Nehri de aynı şekilde kum ocaklarının kurbanı oldu, nehirdeki canlı yaşam atıklar yüzünden bitme noktasına geldi. Organize sanayi bölgesinden başlayan sıvı atıklar da nehre dökülüyor. Hala Sûr ilçesinin atık suları Dicle Nehri’ne drene ediliyor. 184 kuş türü ve onlarca endemik tür ve yüzlerce mikroorganizmaya ev sahipliği yapan, kuşların göç yolları üzerinde bulunan Hevsel Bahçeleri daha önce de Dicle Vadi Projesi adıyla imara açılarak üç adet HES yapılması planlandı. Gelişen sivil muhalefetin tepkilerinden dolayı proje iptal edildi. Hükümet daha sonra ‘Tarım arazisi değildir’ çalışması başlatarak talan etme çalışmalarına devam etti. O yöntem de sonuç vermeyince bu kez özel proje alanı ilan edildi.

‘Hevsel kamusal bir alandır’

Ekolojist Güner Yanlıç, Hevsel’in kamusal bir alan olduğunu, talana açılmaması gerektiğini belirtti. Kapitalizmin kendisini, kültürsüzleştirerek birlikte, barışık yaşamanın mümkün olmadığına ikna ederek var etmek istediğini vurguladı. Güner, Hevsel’de sulama sorunu ve endüstriyel tarımla mücadele edemeyen insanların istimlak paralarını almak zorunda bırakıldığını belirterek şunları ekledi: “Böylece halksızlaştırılan bir alan tamamen sermayeye teslim edilerek talan edilecektir. Oysaki Hevsel kamusal bir alandır. Bir şehri yaratabilecek potansiyele sahip olduğu için Surlarla birlikte Unesco Dünya Mirası geçici listesine kabul edilmiş bir alandır. UNESCO korumasa da bir çivi dahi çakılmaması gereken, halka hatta dünyaya mal olmuş bir yerdir” dedi.

Medine Mamedoğlu/Amed-Şûjin

EN SON EKLENENLER