Tabqa yine halkların kenti olacak

QSD güçleri, barajı, askeri havaalanı, geçiş güzergahı ve eğitim merkezi olma özeliğiyle stratejik Tabqa kentini, Tabqalılara armağan etti. DAİŞ’in kenti işgaliyle birlikte Kürt, Çerkes, Ermeni ve Hıristiyanların göçmek zorunda kaldığı kentte artık korku iklimi yerini, kadın ve çocukların halay ve cıvıltısına bıraktı.

Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) Rakka’ya başlattığı Fırat’ın Gazabı Operasyonu’nun 21 Mart Newroz günü başlatılan 4’üncü aşaması 50 günde Tabqa kenti, askeri havaalanı ve Fırat (Tabqa) Barajı’nın DAİŞ’ten arındırılması ile son buldu. Böylelikle hedeflenen Rakka’nın özgürlüğüne bir adım daha yaklaşılırken, kent 4 taraftan da kuşatmaya alınmış oldu.

STRATEJİK BİR KENT

Rakka’ya 52, Halep’e ise 149 kilometre uzaklıkta bulunan Tabqa’nın yaklaşık 60 bin nüfusa sahip olduğu tahmin ediliyor. Kent, Rakka, Dêra Zor ve Musul hattı üzerinde yer alırken, DAİŞ’in ikmal yollarının hepsi kesildi. Arap, Kürt, Çerkez, Ermeni ve Hıristiyanların birlikte yaşadığı kentte, DAİŞ’li karanlık günlerin izleri dururken, kentin cadde ve sokaklarında özlenen kadın ve çocukların sesi yankılanmaya başladı. 9 mahalleden oluşan kentin çevresinde irili ufaklı yaklaşık 150 köy bulunuyor. Fırat Nehri’nin kıyı kenti olarak da bilinen Tabqa, DAİŞ için ikinci Medine olarak adlandırılıyordu. Ortadoğu, Avrupa ve Rusya gibi bölgelerden gelen şahısların eğitilip, militanlaştırıldığı kentte, NATO dahil bir çok ülkeye ait silahlar ele geçirildi.

TABQA SERÜVENİ…

DAİŞ’in 2014 yılında Suriye rejiminden aldığı kentte, ilk faaliyet olarak 160 rejim askeri infaz edildi, askeri havaalanı içindeki bir çok askeri uçağa el konuldu. Kobanê saldırısında DAİŞ burada ele geçirdiği yaklaşık 20 tankı kullanmıştı. DAİŞ’i Rojava ve Kuzey Suriye’de adım adım gerileten QSD güçleri, 3 yıl aradan sonra DAİŞ’in saldırı merkezi olarak kullandığı yerleri bir bir DAİŞ’ten arındırmaya başladı. Bunlardan biri olan Tabqa’da, DAİŞ QSD’li savaşçıların ilerleyişini durdurmak için birçok evi mayınlarken, sivilleri de kalkan olarak kullandı. Sivillerden barikatlar kuran DAİŞ’ten; sırasıyla Tabqa Askeri Havaalanı, Rakka-Tabqa yolu, Tabqa kent merkezi ve en son Tabqa Barajı alındı. Geçiş güzergahı, eğitim merkezi olması bakımından stratejik bir öneme sahip olan Tabqa’nın tamamen özgürleştirilmesiyle Rakka ve Halep bağlantısı da tamamen kesildi.

SURİYE’NİN EN BÜYÜK BARAJI DA QSD’NİN DENETİMİNDE

Yaklaşık 60 metre yüksekliği ve 4.5 kilometre uzunluğuyla Suriye’deki en büyük baraj olarak bilinen Tabqa barajı, Kuzey Suriye Federasyonu ve Rojava dâhil çevresinde bulunan bir çok yerleşim alanına enerji dağıtıyor. Tabqa Barajının alınmasıyla beraber Rakka’nın kuzeyinden Cizîre Kantonuna kadar birçok yerin elektrik sorununun çözülmesi beklenirken, bu kapsamda sulama projeleri de hayata geçirilecek.

ÖZGÜRLÜK SEVİNCİ SOKAKLARDA YANKILANIYOR

Özgürleştirilen her yerleşim yerinde, binlerce çocuk, kadın ve yaşlı kurtarılırken, sevinç gözyaşları, zafer işaretleri kentin rengi oldu. Çocukların ve kadınların “Hurriye (Özgürlük)” kelimesi ile ifade ettiği özgürlük sevinci, kentin her sokağına yayıldı. İlkin fırınların açıldığı kentte, Tabqa Kent Meclisi Hazırlık Komitesi ve Rakka Halk Meclisi tarafından başta su ve yiyecek olmak üzere yaşamsal ihtiyaçlar karşılanıyor.

BARAJ ONARILACAK

Özgürlük operasyonunun 50’nci gününde çetelerden arındırılan barajda mühendis olarak çalışan Ehmed Heci Ebûd, 12 yıl boyunca barajda çalıştığını belirtti. Ebûd, Sovyetlerin 1968 yılında başlayıp yapımını 1974’te bitirerek faaliyete koyduğu barajda, DAİŞ gelmeden önce yaklaşık 700 kişinin çalıştığını ifade etti. Çalışanların çoğunun kaçmak zorunda kaldığını sözlerine ekleyen Ebûd, “Bu baraj Ortadoğu ve Suriye’de çok önemli bir yere sahiptir. Rakka, Halep, Dêra Zor, hatta Musul’a kadar bile enerji dağıtabilir. Bu barajda daha önce babam çalışıyordu, şimdi ise ben çalışıyorum. DAİŞ burayı işgal ederken, birçok personel kaçmak zorunda kaldı. Çoğu da yurt dışına kaçtı. Ben ve birkaç kişiyi zorla çalıştırıyorlardı. Buraya çok zarar verdiler. Birçok teknik malzemeyi çaldılar. QSD güçlerinin barajı almaması için her yeri mayınladılar. Bununla yetinmeyerek barajın bazı kapaklarını mayınla patlattılar. QSD güçleri ile oluşturduğumuz ekip ile zaman zaman incelemelerde bulunuyorduk. Bu şekilde zarar vermelerinin önüne geçmeye çalıştık. Çok şükür ki savaşçılar burayı onlardan alarak, kurtardı. El ele vererek, baraja verilen tahribatı onaracağız” dedi.

DAİŞ VE ZİHNİYETİNİN GETİRDİKLERİ

Hakim noktalardaki DAİŞ bayrakları yerini halkların bayrak ve sembollerine bırakırken, korku yerleri olan işkence merkezleri ve cezaevleri savaşçılar tarafından kapatıldı. Kadınların çarşafı atıp renkli elbiselere büründüğü kentte, her köşe başında özgürlük halayı çekiliyor. 35 yıl Suriye rejimi döneminde memurluk yaptığını dile getire Tabqalılardan Salih Mihemed, son 6 yıldır esnaflık yaptığını, DAİŞ’in gelmesi ile her şeyin değiştiğini söyledi. DAİŞ’in gelmesi ile Ermeni, Çerkez ve Hıristiyanların hepsinin göç etmek zorunda kaldığını anlatan Mihemed, “Onlar gelince her şey değişmeye başladı. Başta yaşam tarzımıza müdahale ettiler. Her şeyi kendi sistemleri ile uygulamaya koydular. Bizi nefes aldırmaz bir konuma getirdiler. Ben sırf namaz kılmadığım ve sigara içtiğim için defalarca tutuklanarak çeşitli işkencelerden geçirildim. Bu zihniyetin yaptıklarından sonra evime kapandım. Yaşamımız bir hapis gibi geçti” ifadelerini kullandı.

‘QSD’NİN GELDİĞİNİ DUYUNCA HAZIRLIK YAPTIK’

İş yerini açıp DAİŞ’in verdiği tahribatı bir bir temizleyen Tabqalılardan Faris Abdullah, 3 yıldır eşi benzeri görülmemiş bir yaşam ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Abdullah, kurtulmaya dair umutlarını kestikleri anda QSD’nin özgürlük hamlesi başlattığını duyduklarını belirtirken, “QSD’nin geleceğini duyunca biz de hareketlendik. Hazırlıklarımızı yaptık. Bizi onlara karşı kullanmasınlar diye QSD alanlarına kaçıyorduk. Bu şekilde bir sürü kişiyi tutuyorlardı. Şimdi onlardan kurtulduğumuz için her gün halaya duruyoruz. Şimdi ise halk olarak kurtuluşumuzu kent merkezinde büyük bir halayla kutlayacağız. Coşkumuzu dile getirmek için kutlamalar düzenleyeceğiz. Savaştan önce devlet memuruydum. Zaten DAİŞ’in gelmesi ile birlikte maaşlarımızı da kestiler. Onlar gelince her şey değişmeye başladı. Başta yaşam tarzımıza müdahale ettiler. Her şeyin kendi sistemleri ile uygulamaya koydular. Bizi nefes alamaz konuma getirdiler” dedi.

Öte taraftan gün içinde Fırat’ın Gazabı Eylem Odası Komutanlığı’nın Tabqa kenti ve barajının özgürleştirilmesine ilişkin açıklama yapması bekleniyor.

Nazım Daştan – dihaber

EN SON EKLENENLER