Anneler Günü’nü Barış’ının fotoğraflarıyla karşılayacak

Gazi’de Barış Kerem’in polislerce öldürülüşünün üzerinden 29 gün geçti. 14 Mayıs Anneler Günü’nde Barış’ın öldürülmesinin bir ayı dolacak. Bu yıl oğlundan hediye almayacak olan anne Melike Altunışık, “Barış yaşasaydı, Anneler Günü’nde ben uyandığımda kahvaltı bu masada çok güzel hazırlanmış olacaktı. İnanılmaz güzel omlet yapardı ve patates kızartırdı” dedi.

Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda (PSVK) polisin silah kullanma yetkisinin artırıldığı 2007 yılından bu yana 346 kişi yaşamını yitirdi. OHAL ile polisin yetkileri arttırılması ile birlikte ise polisin sadece silah kullanmasının önü değil, aynı zamanda yargılanmasının zorlaştırılmasının da önü açılmış oldu. Sadece 2017 yılının ilk dört ayında 7 kişi polis tarafından öldürüldü. Ancak polislere dair başlatılan soruşturmalarda bir adım dahi atılmış değil. Polisin öldürdüğü gençlerden biri de Gazi Mahallesi’nde bulunan park alanında piknikten arkadaşları ile dönerken açılan ateş sonucu yaşamını yitiren 18 yaşındaki lise öğrencisi Barış Kerem.

ANNELER GÜNÜNDE MASADA FOTOĞRAFI OLACAK

Barış’ın polisler tarafından öldürülmesinin üzerinden tam 29 gün geçti. Yarın, 14 Mayıs Anneler Günü’nde ise Barış’ın öldürülmesinin üzerinden bir ay geçmiş olacak. Her yıl Anneler Günü havasında geçen 14 Mayıs, bu yıl bir yas havasında geçecek Barış’ın evinde. Barış Kerem’in annesi Melike Altunışık, bu yıl çocuklarının elinden Anneler Günü hediyesini alamayacak binlerce anneden sadece biri olacak. Bu yıl anne Altunışık, 14 Mayıs sabahı kalktığında oğlu Barış tarafından hazırlanan kahvaltı masasına oturup, hazırlanan omletin masaya konulmasını bekleyemeyecek. Bu yılki Anneler Günü’nde kahvaltının konulduğu masanın üzerinde Barış’ın farklı anlarda çekilen fotoğrafları olacak. Yine o masanın üzerinde Barış’ın mezarından alınarak cam şişeye doldurulmuş toprak ve solmuş güller yer alacak. Masanın dayandırıldığı duvarlarda ise yine Barış’ın fotoğrafları asılı bulunuyor olacak.

ANILARI TESELLİSİ OLUYOR

Barış’ın odasına dokunulmamış. Yatağının üzerinde fotoğrafları dizilmiş ve üzerinde ise bir gül olacak. Barış’ın yattığı yatakta sadece bir gül duruyor artık. Tespihi, kıyafetleri, okul giysileri, kozmetik ürünleri, kendisine alınmış hediyeleri odasında duruyor. Anne Altunışık’ın da en çok zaman geçirdiği oda oluyor Barış’ın odası. Barış’ın fotoğraf makinesi de çantasında duruyor. Daha önce fotoğraf makinesiz dışarı çıkmayan Barış’ın çektiği fotoğraflar annesi için tek teselli. Anne Altunışık, yeter ki oğlu Barış ile anısı olan birinin olduğunu duysun, ilk fırsatta o kişiyi buluyor ve oğlu Barış ile olan o anları anlatmasını istiyor. 4 yaşından beri tek başına yetiştirdiği oğluna bir aydır sarılamayan anne Altunışık, oğlu Barış’ı dihaber’e anlattı.

‘BARIŞ’I ANLATMAYA KELİME YETMEZ’

Anne Altunışık, Barış’ın küçüklüğünden bu yana farklı alışkanlıkları olduğunu kaydederek, kavgadan hep uzak durduğunu dile getirdi. “İsmi gibi bir çocuktu. Ama bizim ülkede barış ismi algılanmıyor maalesef” diyen anne Altunışık, “Bu hafta Anneler Günü. Normalde Barış yaşasaydı, ben uyandığımda kahvaltı bu masada çok güzel hazırlanmış olacaktı. İnanılmaz güzel omlet yapardı ve patates kızartırdı. Hava yağmurlu da olsa o gün bizim için çok güzel olurdu. Sürprizi, hediyesi hazır olurdu her zaman. Sevgililer gününde bile bana hediye alırdı. Ben öyle bir çocuk görmedim hayatımda. Son doğum gününü ailece kutlamıştık. O kadar güzel bir çocuktu ki, o kadar temiz kalpliydi ki… Anne oğul ilişkisinden ziyade, her şeyimizi paylaşırdık. Her annenin gözünde çocuğu çok kıymetlidir ama Barış çok farklı bir çocuktu. Barış’ı tanımlamaya sözcük yok, Barış’ı yaşamak gerekiyordu. Çok pozitif bir çocuktu” dedi.

‘VURULDUĞU YERE HİÇ GİTMEDİM’

Oğlu olmadan gireceği ilk Anneler Günü duygusunun tarif edilemez olduğunu dile getiren anne Altunışık, “Barış’ın vurulduğu yere daha hiç gitmedim. Oğlum bana hediye getiremeyecek dedim ya, köye gidip ben mi ona çiçek götürsem? Vurulduğu yere gidip çiçek mi bıraksam? Kafamda o kadar çok yapmak istediğim şey var ki. Ya da o katil polislere gidip, elinize ne geçti demek istiyorum. Pazar günü Anneler Günü. Merak ediyorum o katillerin anneleri yaşıyor mu? Bizim kalbimiz o kadar kirli değil. Bizim çocuklarımız isteseler de katil olamazlar. O güzelliği ektik biz onların kalbine” diye konuştu.

‘GÖRMEYEN KÖRDÜR’

Polislere “Sen çocuk öldürdün” diyen Anne Altunışık, halkın empati yapması çağrısında bulundu. Anne Altunışık, “Nasıl bir ülkede yaşıyoruz. İki ufak çocuk yatağında yatıyor içeriye polis giriyor. Kimisi evinde vuruluyor. Bizim çocuklarımız piknik yaparken, doğum günü kutladıkları için vuruldu. Kim katlediyor; katil polis. Katil polis kime bağlı, devlete bağlı. Şimdi benim yerimde kim olsa bu devleti, bu polisi katil görmez mi? Görmeyen kördür o zaman. Bu çocuk bir bakanın çocuğu olsaydı, özellikle AKP’li birinin çocuğu olsaydı failler hemen cezalandırılırdı” dedi.

‘BİZE BİR TEK POLİSTEN ZARAR GELİYOR’

Gazi Mahallesi’nde yaşamanın devlet nazarında başlı başına bir suç olduğunu vurgulayan anne Altunışık, “Bu çocuklar mı terörist yoksa bu çocukları gözlerini kırpmadan katledenler mi? Birisi o terörist kelimesinin açıklamasını bana yapsın. O polisler zaten ‘Gazi’de oturanlar doğalında teröristler’ diyor. Burada kimseden kimseye zarar gelmiyor. Bize bir tek polislerden zarar geliyor. Sen saz ile silahı ayırt edemeyecek kadar körsen, sorumlusu bizim çocuklar mı? Ben bu polislerin çocuklarını görüp ‘sizin babanız bir katil’ demek isterim. Katiller ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar. Ben de bu adalete güveneceğim öyle mi? Benim ödediğim vergi ile aldığın silahınla çocuğumu öldüreceksin. Ben şimdi neye güveneceğim” ifadesinde bulundu.

‘GÖRÜYORSUNUZ, DUYUYORSUNUZ BİRAZ DA KONUŞUN’

Oğlunun kırkını verdikten sonra, faillerden hesap sorulsun diye mücadele edeceğini söyleyen Altunışık, “Elimden gelen her şeyi yapacağım. Ben o gün oğlumu morgda gördüğümde benim için her şey bitti. Gerekirse Meclis’in kapısında oturacağım. Herkesin başına gelebilecek bir şey. Böyle bir şey en son başıma gelir diyenlerden biriyim. Ama işte herkesin başına geliyor. Hatta gecenin bir yarısı gelen telefonla öğreniyorsun. Kimse benim başıma gelmez demesin. Kimse üç maymunu oynamasın. Görüyorsunuz kör değilsiniz, duyuyorsunuz sağır değilsiniz, ağzınız var biraz da konuşun” diyerek, duyarlılık çağrısında bulundu.

EN SON EKLENENLER