Ağız mantarı hastası Betül bebek annesiyle cezaevinde

Ağız mantarı hastası 2 buçuk aylık Betül Akdağ, 27 Nisan’dan bu yana annesi Melek Akdağ ile birlikte Şakran Cezaevi’nde. Betül bebeğin halası Zeynep Bozkurt, bebeğin ağzındaki yaraların mikrop kapma riski olduğunu ve tedavisinin yapılması gerektiğini söyledi.

Türkiye cezaevlerinde yüzlerce çocuk anneleri ile birlikte tutulmaya devam ediyor. Yetişkinlerin dahi kalmasına uygun olmayan koşulların olduğu Türkiye cezaevlerindeki çocuklar, sağlıksız ortamlarda yaşamak zorunda bırakılıyor.
İzmir Aliağa Şakran Cezaevi’nde sadece Kürt oldukları için aileleri ile beraber tutulan bebeklerin yanı sıra 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yapılan operasyonlar kapsamında aileleri ile beraber tutuklanan bebekler de bulunuyor.

2 BUÇUK AYLIK BEBEK CEZAEVİNDE

Bu bebeklerden biri doğuştan ağız mantarı hastası olan 2 buçuk aylık Betül Akdağ, 27 Nisan’dan bu yana annesi ile beraber cezaevinde. İzmir’in Buca ilçesinde Gülen cemaati soruşturması kapsamında tutuklanan sınıf öğretmeni Melek Akdağ’ın kızı Betül bebeğin babası da aynı soruşturma kapsamında cezaevine.

Akdağ Ailesi’nin 4 yaşındaki çocuğu Bahaddin Salim Akdağ’a ise yakınları bakıyor.

BETÜL BEBEĞİN TEDAVİSİ YARIM KALDI

Betül bebeğin halası Zeynep Bozkurt, bebeğin durumuna dikkat çekerek, cezaevlerinde tutulan bebekler için bir düzenleme yapılmasını istedi. Betül bebeğin cezaevine götürülmesi ile tedavisinin yarım bırakıldığını belirten Bozkurt, bebeğin ağzındaki yaraların mikrop kapma riski olduğunu ve tedavisinin yapılması gerektiğini söyledi. “Bir bebeğin yeri sizce cezaevi mi?” diye soran Bozkurt, Akdağ’ın 4 yaşındaki oğlunun da psikolojisinin bozulduğunu ve geceleri kâbuslar görüp korkudan altını ıslattığını ifade etti.

‘DEVLET AÇTI O OKULLARI’

Dede Mehmet Kardaş da, Betül bebeğin içeride sürekli hasta olduğunu ve ağladığını vurguladı. Kızının çalıştığı cemaate ait okulun devlet tarafından açıldığını ifade eden Kardaş, “Şu an çocuğum neden tutuklu? Kızımın maaşı o okulun açtığı hesaba yatıyordu. Çalıştıkları yerler kapatıldıktan sonra ikisi de işsizlik maaşı ile geçiniyordu” diye konuştu.

‘CEZAEVİ ÇOCUĞUN YÜKSEK YARARI İLKESİNE AYKIRI’

Hiçbir cezaevi ortamının “Çocuğun yüksek yararı” ilkesine uygun olmadığına dikkat çeken psikolog Doğan Korkmaz ise, Akdağ’ın durumunun bu açıdan çok çarpıcı olduğunu, 2 buçuk aylık bir bebeğin cezaevinde olmaması gerektiğini söyledi. 2 buçuk aylık bir bebeğin cezaevinde büyümesi durumunda insanlardan uzaklaşan ve her şeyden korkan bir birey olabileceğini vurgulayan Korkmaz, şöyle devam etti: “Dış dünyayla temasa girdiğinde bu korkularından dolayı uyum sorunları yaşayabilir, cezaevine tekrar dönmek isteyebilir, hatta bunun için rahatça suç işleyebilirler.”

Cezaevinde büyüyen çocuklarda ayrıca gelişim süreçlerinde problemler görülebileceğini kaydeden Korkmaz, çocukların ayrı yataklarının olmadan anneleriyle beraber yatmalarının “Bağımsızlaşma” ve “Bireyleşmeyi” sekteye uğrattığını söyledi. Annesi ve babasından ayrı yaşayan çocukların ise davranış bozuklukları, saldırganlık, kötü alışkanlıklara ve suça yönelme gibi çok değişkenli olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade eden Korkmaz, bu nedenle küçük yaşta çocuklarının anneleri ile birlikte cezaevine konmasının ya da bir yakınına bırakılmasının bir çocuk için çözüm olmayacağının altını çizdi.

EN SON EKLENENLER