Suriye’de başlayan savaşın ardından sıklıkla El Nusra ve DAİŞ gibi çetelere yardımların geçiş noktası olarak gündeme gelen Antakya’da yurttaşlar, gergin günler yaşıyor. Çetelerin tehditleri karşısında Ermeni ve Yahudi yurttaşların büyük çoğunluğu şehri terk etti
Suriye’de 2011 yılında başlayan ve giderek şiddetlenen savaşın ardından El Nusra, DAİŞ, Ahrar El Şam gibi silahlı örgütlerin yuvanlandığı Antakya’da (Hatay) gerilimli günler yaşanıyor. Kenttin söz konusu çeteler tarafından kuşatılması ise; en çok Antakya’nın yerlisi Ermeni, Yahudi ve Hristiyan yurttaşlar için kaygı yaratıyor. Bugüne kadar bir arada yaşayan birçok farklı kültürden halk, gerilimli ortam nedeniyle mülklerini yarı fiyatına satarak başka şehirlere göç etti. Zorunlu göçe ilişkin bilgi veren ve adının açıklanmasını istemeyen bir avukat, “DAİŞ ve diğer örgütlerin verdiği fetvalar, gayrimüslimlerin gidişleri hızlandırdı. Sessiz sedasız mülklerini yarı fiyatına satıp, hiç kimseye haber vermeden gidiyorlar” dedi. Çift taraflı hedefteler Öte yandan savaştan kaçarak kentin çeşitli bölgelerine yerleşen mülteciler de, hem milliyetçi grupların hem de çetelerin saldırıları altında yaşamaya çalışıyor. İddialara göre; çeteler, mültecilerin bulunduğu bölgelerden ve kamplardan zorla savaşa insan götürülüyor. Çetelerin örgütlenmelerine ilişkin konuşan yerel kaynaklar ve mülteciler, son bir yıl içinde kent merkezi, sınır ilçeleri ve İskenderun ilçesinde adı geçen örgütlerin çalışmalarına hız verdiğini söylediler. İsim vermek istemeyen kaynakların iddiasına göre; Antakya’da Narlıca Mahallesi başta olmak üzere, Hatay otogarı civarı, 5000 Evler Mahallesi, Hal Mahallesi ve Dağ mahallerinde örgütsel toplantılar ve planlamalar yapıldığı belirtildi.
Reyhanlı çetelerin üssü mü?
üssü mü? Reyhanlı ilçesinden Suriye’ye radikal grupların geçişi ve lojistiğinin devam ettiği yönündeki iddialar ise, kentteki kaygıyı giderek arttırıyor. Yine isim vermek istemeyen yurttaşlar, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bu hat üzerinden silahlı gruplara lojistik destekte bulunduğunu iddia etti.Bir diğer iddiaya göre; çetelerin kurduğu sayısız “yardım dernekleri” üzerinden örgütlenme ve insan ihtiyacı karşılandığı ifade edildi.