5 sürgün gören Filistinli şair Saffena: Türkiye’de yazmaya korkuyorum

Henüz 6 yaşında iken Filistin’den göçen ve mülteci hayatı Ürdün, Cezayir, Mısır, Suriye ve savaşla birlikte Türkiye’ye uzanan şair Saffena İsmail Sedat, “Türkiye’de yaşananlara dair şiir yazmaya korkuyorum” dedi.

Suriye’de 7 yıla yakın bir süredir devam eden savaş nedeniyle Türkiye’ye göçmek zorunda kalan Saffena İsmail Sedat (45), Ortadoğu’da yıllardır süren savaşlardan defalarca nasibini almış ve her defasında göç yollarına düşmüş binlerce kadından sadece biri. Henüz 6 yaşında iken Filistin’den göçen, ardından Ürdün, Cezair, Mısır ve Suriye ile devam eden mülteci yaşamında Saffena’nın son durağı Türkiye oldu.

Saffena’nın mülteci yolculuğu İsrail’in Filistin’e dönük saldırıları nedeniyle anne, babası ve 4 kardeşi ile birlikte yıkımdan nasibini alan Juseyir köyünden Ürdün’e geçmesi ile başladı. Ürdün’de bir süre kalan Saffena ve ailesinin yolu daha sonra Cezayir ve Mısır’a kadar uzandı. Mısır’da da siyasi nedenlerle yaşanan baskılar 2 yıl sonra Saffena ve ailesinin yönünü Suriye’ye çevirmesine neden oldu.

SÜRGÜNDEN SÜRGÜNE BİR YAŞAM

Son duraklarının Suriye olduğunu düşünen Saffena ve ailesi, Suriye’nin Lazkiye kentinde kendilerine bir hayat kurdu. Ailesi Lazkiye’de esnaflık yapan Saffena, okul hayatını Tişrin Üniversitesi’nde Fransızca ve Arapça Öğretmenliğinden mezun olarak tamamladı. Daha sonra evlenen ve 2 çocuğu olan Saffena, Filistin’den çocuk yaşta ailesi ile başlayan mülteci yolculuğuna bu defa da Suriye’de başlayan savaş ile birlikte kendi çocuklarını ve eşini alarak yeniden başladı. Bu defaki durağı Türkiye olan Saffena, daha fazla göçe maruz kalmak istemese de 3 yıldır yerleştiği İzmir’de 8 ayrı ev değiştirmek zorunda kaldı.

YAŞANANLARA DİZELERİNDE HAYAT VERİYOR

Aynı zamanda şair olan Saffena, şiirlerinde daha çok Filistin halkının yaşadıklarına yer veriyor. Yine Suriye’de kadın mücadelesi içinde yer alan Saffena’nın dizelerinde İsrail cezaevlerinde tutulan ve işkence edilen, öldürülen kadınlar ile Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) mücadelesi de hayat buluyor.

Türkiye’de umduğunu bulamayan Saffena, Lazkiye’ye döneceği günü iple çekerken, hayat hikayesini dihaber’e anlattı.

‘LAZKİYE’DEN ÇIKMAK ZORUNDA KALACAĞIMIZI TAHMİN ETMEDİK’

Zorunlu ilk yolculuğuna çıktığında köyleri Juseyir’de her şeyin yakılıp yıkıldığını dile getiren Saffena, dedesini İsrail’in saldırılarında kaybettiğini belirtti. Ailesi ile birlikte Ürdün’e geçtiklerini ve Filistinli mültecilerin kamplarında kaldıklarını belirten Saffena, yaşam şartlarından dolayı önce Cezayir ve sonra Mısır’a göç etmek zorunda kaldıklarını aktardı. Son durakları olan Suriye’nin Lazkiye kentinde Alevi, Sünni, Hıristiyan, Arap, Kürt ve onlarca farklı halkla birlikte barış içinde yaşadıklarını belirten Saffena, savaşın başlaması ile birlikte Lazkiye’den çıkacaklarını tahmin etmediklerini söyledi.

‘DAİŞ GELDİ LAZKİYE HARAP OLDU’

Esad ailesinin de çok zulüm yaptığını belirten Saffena, ancak DAİŞ’in Lazkiye’ye saldırması ile kendileri için yeni bir göçün kaçınılmaz olduğunu söyledi. Kentten sırasıyla Arapların, Kürtlerin, Hıristiyanların, Sünnilerin ve Aleviler ile diğer halkların göçmeye başladığını belirten Saffena, barış ve kardeşlik mozaiği olan Lazkiye’nin harap olduğunu dile getirdi.

‘KÜRTLERİN SURİYE HALKLARI İLE VERDİĞİ MÜCADELE ÖNEMLİ’

Savaştan önce Suriye’de en fazla ezilen halklardan birinin Kürtler olduğunu belirten Saffena, Kürtlerle birlikte de mücadele ettiklerini dile getirdi. Savaşın başlaması ile birlikte Kürtlerden çok destek aldıklarını belirten Saffena, Türkiye’ye gelene kadar da Kürtlerin kendilerine yardımcı olduğunu dile getirdi. Suriye’de şimdilerde başta DAİŞ’e karşı olmak üzere tüm haksızlıklara karşı Kürtlerin diğer halklarla birlikte verdiği mücadelenin önemli olduğunu dikkat çeken Saffena, DAİŞ’in Suriye’den çıkarılmasının en büyük beklentisi olduğunu dile getirdi.

‘TÜRKİYE SAVAŞSIZ ÇÖZÜMÜ BULMALI’

Türkiye’ye gelmelerinin ardından Türkiye’deki savaşa da şahit olduklarını belirten Saffena, Türkiye’nin Kürtlerle yaşadığı savaşın Fliistin halkının İsrail ile yaşadığı savaşla benzerlik taşıdığını ifade etti. Türkiye’nin Ortadoğu’daki diğer ülkelere benzememesi için savaştan ziyade önünde duran çözüme odaklanması gerektiğini belirten Saffena, savaşsız bir çözümün bulunması gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin önünde bir çözüm olduğunu ve bunu iyi değerlendirmesi gerektiğini belirten Saffena, Türkiye’nin Suriye gibi olmaması için başka çaresinin olmadığını kaydetti. Türkiye’deki savaşın daha fazla büyümeden diyalogla çözümünün önemine dikkat çeken Saffena, Türkiye’de çözümün Kürt halkı ve onun talepleri olduğunu dile getirdi.

‘TÜRKİYE’DE YAŞANANLARI YAZMAYA KORKUYORUM’

Savaşı anlatmak ve yaşamak istemediğini belirten Saffena, şiirlerinde ister istemez savaş teması olduğunu söyledi. Rüyalarında sürekli savaşı gördüğünü ve bu nedenle yazmak zorunda kaldığını belirten Saffena, “Belki çizemiyorum ama savaşın şiirini yazarak anlatıyorum” ifadelerini kullandı. Şiirin bir deniz gibi olduğunu dile getiren Saffena, “Deniz de bir tartı gibidir. Sen kelimelerini dökersin onlar yerlerini bulur. İlk şiirimi Filistin’de yaşamını yitiren halk için yazdım. Sonra acı çeken anneler için Anneler Günü şiiri yazdım. İsrail cezaevlerinde işkencede ölen hamile annelere yazdım. Ama artık şiir yazmaktan korkuyorum. Türkiye’de yaşananlara dair şiir yazmak istiyorum. Ama buradan da göç etmek zorunda kalırız, birileri ‘sen de onlardan mısın?’ diye sorar diye korkuyorum” dedi.

Ruken Demir / Cihan Başakçıoğlu – dihaber

EN SON EKLENENLER