Mezopotamya kültürünü nakşediyor

Çini sanatı işlediği atölyesinin Sur’daki yasak döneminde tahrip edildiğini belirten Yekbûn Yaş, “Mezopotamya topraklarındaki kültür ve mitolojiyi nakşediyorum. Yaptığım çalışmalar arasında Ermeni, Ezidî, Kürt ve Asuri motifleri yer alıyor” dedi.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde çini sanatı ustalarından Yekbûn Yaş’ın bu sanatla uğraşı çocukluk döneminde başlıyor. Yaş, sanat serüveninin Siirt’in İmberan köyünde bütün oyuncaklarını çamurdan yapmasıyla başladığını belirtti. Daha sonra ailesi İstanbul’a göç eden Yaş, Uludağ Üniversitesi’nde çini sanatı bölümünü okudu. 2004’te mezun olduktan sonra yönünü Diyarbakır’a çeviren Yaş, 12 yıldır tarihi Sur ilçesindeki atölyesinde çok sevdiği çini sanatını icra ediyor.

Uzun yıllardır çini eğitimi verip birçok öğrencisine bu sanatı öğreten Yaş, kursiyerlerin hemen hemen tamamının 90’lı yıllarda köylerden şehre göç eden insanlar olduğunu söyledi. Tablo, vazo, plaket, tepsi, tabak gibi birçok aksesuara farklı ve rengarenk nakışlar işleyen Yaş, birçok eserini dış ülkelere göndermenin yanı sıra yurt içinde de istek üzerine eserlerini satışa sunuyor.
Sanatında Mezopotamya ait birçok nakışı işleyen Yaş, yaşamının vazgeçilmezi haline geleni sanatı anlattı.

‘MEZOPOTAMYA TARİHİNİ NAKŞEDİYORUM’

Çini sanatının tarihi üzerine yoğunlaşan Yaş, çini sanatının bölgeye İran üzerinden geldiğini ve bundan dolayı birçok eserin ismini Farsçadan aldığını söyledi. 2004 yılından bu yana Diyarbakır’da çini atölyesinde birçok kursiyere bu sanatı öğrettiğini belirten Yaş, öğrencilerinin şuan farklı yerlerde çini sanatını icra ettiklerini ifade etti. Çizdikleri çini sanatının Osmanlı motifleri olmadığını dile getiren Yaş, “İcra ettiğim sanat bölgemizin doğası, hikaye ve tarihi mitolojik motifleri ifade ediyor. Mezopotamya topraklarındaki kültür ve mitolojiyi nakşediyorum. Yaptığım çalışmalar arasında Ermeni, Ezidî, Kürt ve Asuri motifleri yer alıyor” dedi.

Tablolardan, ev eşyalarına kadar birçok aksesuarı çini sanat ile nakşedip renklendirdiğini vurgulayan Yaş, yurtiçi ve yurtdışından atölyesine yönelik yoğun ilgi olduğunu kaydetti. Yaş, birçok eserinde tarihi ve kadim Sur ilçesini nakşedip bu özelliğin kaybolmasına karşı durduğunu aktardı.

‘SAVAŞ MOTİFLERİ VE TARİHİ YOK EDİYOR’

Yaş, bölgedeki savaş konseptinin çalışmalarını olumsuz etkilediğinin altını çizerek, şöyle dedi: “Savaştan kaynaklı turist gelmiyor ve bölgeyi de dolaşmıyor. Savaş yüzünden atölyemi kapattım. Atölyem yıkımın olduğu mahallede kaldı. Bir hafta önce Xançepek’teki atölyeme gittim ve hiçbir şeyimin yerinde olmadığını gördüm. Eserlerimi çalmış ve kırmışlar. Eserlerim bilinçli bir şekilde ortadan yok edildi. Önceden olduğu gibi bu sokaklarda insanların gülme ve konuşmaları artık yok. Burada kadim bir tarih yok edilmiştir. Bu da bizim çalışmaya olumsuz bir etki bıraktı.”

Bilal Güldem – dihaber

EN SON EKLENENLER