Kayıp yakınları Gülünay ve Üstün’ün akıbetini sordu

Diyarbakır’da kayıp yakınları 438’inci haftada 1992 yılından beri kendisinden haber alınamayan Hasan Gülünay’ın akıbetini sordu. İzmir’deki eylemde de Cizre’de 1994 yılında gözaltına alınıp kaybedilen Ahmet Üstün’ün akıbeti soruldu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta düzenlediği, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” oturma eyleminin 438’incisi İHD binasında gerçekleştirildi. İnsan Hakları Diyarbakır Şubesi’nde gerçekleştirilen eyleme yakınlarını kaybedenlerin ailesi ve İHD kayıp komisyonu üyeleri katıldı. Aileler yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Bu haftaki eylemde 20 Temmuz 1992 tarihinde İstanbul Tarabya’daki evinden işe gitmek üzere çıktıktan sonra bir daha geri dönemeyen Hasan Gülünay’ın akıbeti soruldu.

Eyleme Lice’den gelen Hatun Asma isimli kayıp yakını mezarların tahrip edilmesine tepki gösterdi. Eylemde söz alan Asma, “Oğlum Yılmaz Asma’nın cenazesini bulmak için 15 yıl uğraştım. En sonunda bulduğum kemikleri gömdüğüm mezarı tahrip etmişler. Bu ne dine ne vicdana ne de hukuka sığabilecek bir uygulama değildir. Tüm halkımızın buna tepki göstermesi gerekir. Mezarlarımızdan ne istiyorlar” diye konuştu.

Konuşmanın ardından İHD Kayıp Komisyonu üyesi Hasan Yalçın, Hasan Gülünay’ın hikayesini okudu. Yalçın, “Gülünay’ın eşi Birsen Gülünay, eşinin eve gelmemesi üzerine önce ailesine daha sonra da savcılığa müracaatta bulundu. Gülünay’ın bulunması için İHD İstanbul Şubesi’nde açlık grevine başladı. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel’e mektup yazarak ulaşan aile, olayı TBMM gündemine de taşıdı. Tüm bu girişimlerinden sonra dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin aileye Hasan’ı bulma sözü verdi; ancak aileye herhangi bir dönüş yapılmadı. Olayla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 31 Ekim 2012 tarihinde zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Yapılan itirazlardan da sonuç alamayan aile Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi 21 Nisan 2017 tarihinde etkin bir soruşturma yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına iade etti. O tarihten bu yana dosyayla ilgili herhangi bir ilerleme kaydedilemedi” dedi.

Hikayenin okunması ardından kayıp yakınları 5 dakikalık oturma eylemi yaptı.

İHD İZMİR’DE AHMET ÜSTÜN’ÜN AKIBETİNİ SORDU

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi “faili meçhul” cinayetler ve gözaltında kayıplara dikkat çekmek amacıyla her hafta yaptıkları eylemin 389’uncu haftasında Cizre’de 1994 yılında gözaltına alınıp kaybedilen Ahmet Üstün’ün akıbetini sordu. Konak Eski Sümerbank önünde yapılan açıklamaya, HDP yöneticileri ve çok sayıda kişi katıldı. “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” ile “Kayıplar vicdandır sahip çık” pankartının açıldığı eylemde İHD adına Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek açıklama yaptı.

Hiçbir durumun yaşam hakkından önemli olmadığını belirten Çiçek, geçmişte bir şekilde kaçırılarak gözaltına alınan ve infaz edilen insanların durumlarının adil bir şekilde ortaya çıkarılmadığını söyledi. Cenazelerin uzun zaman bulunmadığını ve bulunduğunda ise sadece kemiklerin kaldığını aktaran Çiçek, “Bu durum bu eylemleri yapanları cesaretlendirdi. Sonraki yıllarda da bu eylemleri çoğalttı” diye konuştu.

‘SİZ GÖTÜRDÜNÜZ BİZE NEDEN SORUYORSUNUZ ?’

Devamında Cizre’de kaybedilen Ahmet Üstün’ün hikayesini anlatan Çiçek, “1994 yılının Nisan ayında bir gece saat 23.00 civarlarında 3 beyaz arabayla gelen 10 civarında sivil giyimli ve silahlı ekip Ahmet Üstün’ü ifadesi alınmak üzere gözaltına aldı. Üstün’ün babası Mehmet Üstün ertesi gün tank taburuna gidip oğlunu sordu. Kendisine ifadesinin alındığı ve mahkemeye çıkartılacağı söylendi. Bunun üzerine baba Mehmet Üstün ikinci gün savcılığa gitti, orada oğlunun serbest bırakıldığı, evine gidip beklemesi söylendi. Baba Mehmet Üstün savcılığa gittikten sonra gözaltına almaya gelen ekipten birkaç kişi eve gelip Ahmet Üstün hakkında sorular sordu. Ardından Üstün’ün eşinin ‘siz götürdünüz bize neden soruyorsunuz’ cevabı ile evi terk ettiler” dedi.

Yıllar sonra komşuları Ahmet Üstün’ün gözaltına alındığı gece önce kendi evlerinin basıldığını ve gelen ekiplerin içerisinde Cemal Temizöz’le birlikte çalıştığı bilinen Berdan kod adlı Amed Yakın’ın da olduğunu dile getiren Çiçek, “Ahmet Üstün’ü aradıklarını söyledi. Üstün ailesi 2000 yıllarında avukatları aracılığı ile savcılığa şikayette bulunup JİTEM davası kapsamında ifade verdi. Müdahillik talep etti. Komşulardan kendilerine anlattıkları olayı mahkemede tekrar etmelerini istedi ama komşuları korktuğu için ifade vermedi” sözleri ile Üstün’ün hikayesini aktardı.

Yapılan açıklama 5 dakikalık oturma eylemi ile son buldu.

EN SON EKLENENLER