Patnos’taki erkek işkencesine ilişkin açıklama yapan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, asıl suçun “Türkiye’de gündelikleşen kadına yönelik erkek şiddeti” olduğunu belirterek, erkekliğin yüceltildiğine kadın düşmanlığının ise arttığına vurgu yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, Ağrı’nın Patnos ilçesinde Mehmet Şakir Şahin isimli erkeğin, eşi C.’ye işkenceyle dışkı yedirmeye çalışması ve olayın görüntülerinin yayılmasının ardından “eziyet” suçundan tutuklanması hakkında yazılı açıklama yayımladı.
Taşdemir, yaşananlara ilişkin, “Kadına yönelik şiddetin ne denli pervasızlaştığının kanıtı olarak hafızalarımıza kazınmalıdır. Ancak süreç burada bitmiyor. Burada işlenen asıl suç, Türkiye’de gündelikleşen kadına yönelik erkek şiddetidir. Yüzünde ve vücudunda sigara söndürmek, aç susuz bırakmak dahil, kadını ölümün sınırında yaşamak zorunda bırakan bir işkence. Türkiye’de Hükümet yetkililerinin, kamu görevlilerinin erkekliği yücelten, erkek şiddetini meşrulaştıran söylemleri nedeniyle gündelik hayat binlerce kadın için işte böyle bir hayatta kalma mücadelesine dönüşüyor” ifadelerini kullandı.
‘HAK ARAMA MÜCADELESİ ÖNEMLİ’
Eşi tarafından sistematik işkenceye maruz kalan bir kadının, şiddeti örtbas eden zihniyete rağmen, videoyu yayınlama ve sonrasında şikayetçi olma ile başlayan hak arama sürecine girişmesinin büyük önem taşıdığına vurgu yapan Taşdemir, “Şikayetçi olduğunda resmi görevlilerin ‘Niye videoyu yayınladın, kendini rezil ettin’ şeklindeki ifadelerine karşın ‘sonuna kadar hakkını arayacağını bu davanın takipçisi olacağını’ ifade ederek gösterdiği mücadele, bin tane kamu görevlisinin cinsiyetçilik nedeniyle izanını yitirmiş aklından ve vicdanından görkemlidir. Karşımızda sadece mağdur bir kadın değil, bunca zorluğa rağmen inatla ayakta duran bir kadın bulunuyor. Yaşadıklarını ‘herkes duysun bunu’ çığlıyla dile getiren bir mücadele bulunuyor” diye belirtti.
‘AİLE BAKANLIĞI AÇIKLAMA YAPMADI’
“Engellilerden çocuklara, yaşlılardan kadınlara toplumun tüm dezavantajlı kesimlerinin yaşam koşullarını iyileştirmekle yükümlü olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB), bu konuyla ilgili hala tek bir açıklama yapmadı” diyen Taşdemir şöyle devam etti: “Çünkü oy deposu olarak görülen kadınlar para yardımı dışında ASPB’nin muhatabı olamıyor. Bakanlığın son dönemde yapılan açıklamalarına, etkinlik haberlerine bir bakın. Engelliler, yaşlılar, çocuklar var; kadınlarla ilgili tek bir ziyaret, çalışma yok! Kadının Statüsü Genel Merkezi bile sadece yaşlılar ve çocuklarla ilgili faaliyetleri paylaşıyor. Bir adam işkenceyle eşine çocuğunun dışkısını yedirmeye çalışmış ama Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı da TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı da Savunma Bakanı gibi açıklamalar yapmakla meşgul. Çünkü Bakanlığın bürokratik açıklamaları bir kadının ölüm tehdidi altında sistematik işkence görerek yaşamasından daha acil ve önemli görülmüyor. Bir kadının hayatına ve onuruna Saray’ın bekası kadar kıymet verilmiyor.”
‘KADIN PARTİSİ’NE İHTİYAÇ VAR’
HDP’nin bir kadın partisi olduğunu söyleyen Taşdemir, kadın örgütleri ve hukukçular ile bu konuya dair görüştüklerini bildirerek, “Biliyoruz ki bu olay sadece Ağrı’da gerçekleşen bir vaka değil, Türkiye’nin farklı yerlerinde benzer muamelelere maruz kalan kadınların sessiz çığlığıdır. Cinsiyet eşitliğinin, kadın özgürlüğünün kadınlar için ne kadar yaşamsal bir önemi olduğunu bir kez daha ortaya koyan bir uyarıdır. Kadınların acılarının, değerlerinin, mücadelelerinin önemsizleştirildiği bir coğrafyada, bir ‘kadın partisi’ olarak HDP’ye ne kadar ihtiyaç olduğunun kanıtıdır” dedi.
Taşdemir, son olarak; “Bizler kadın örgütleriyle temas kurarak, hukukçularla görüşerek ve aileyi ziyaret ederek süreci izliyoruz. Olayın takipçisi olmaya ve kadın-erkek eşitliği ve kadınların özgürlüğü için evlerde, sokaklarda, siyasette mücadelemize devam edeceğiz” dedi.