Sur ‘acele kamulaştırma’ya karşı: Yıkım yasakların devamıdır

AMER’in çatışma ve sokağa çıkma yasakları döneminde 4 bin 144 kişiyle yaptığı görüşmede, katılımcıların yüzde 94.5’i “acele kamulaştırma”ya karşı çıktı. SAMER Koordinatörü Yüksel Genç, bugünkü yıkımın sokağa çıkma yasaklarının devamı olduğunu söyledi.

Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SAMER), çatışma ve sokağa çıkma yasakları döneminde Sur’da zorla göç ettirilen 4 bin 144 kişiyle yüz yüze yaptığı görüşmelerden elde ettiği veriler, “kentsel dönüşüm” ile sürdürülen göçün sonuçlarına ışık tutuyor. 25 Mart-25 Nisan 2016 tarihleri arasında göç dayatması öncesi ve sonrası sosyoekonomik durumları göz önünde bulunarak ailelerle yapılan detaylı araştırmada, devletin bir planlama olarak önüne koyduğu demografik yapıyı değiştirme politikasının amacına ulaşmadığını gösteriyor.

Görüşme yapılan kişilerin yüzde 25,9’u (Bin 68 kişi) 21 ila 30 yıl; yüzde 22’si (907 kişi) 1 ila 10 yıl; yüzde 21,2’si (874 kişi) ise 11 ila 20 yıldır Suriçi’nde yaşıyor. Doğduğundan beri Sur’da yaşadığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 5,5 (228 kişi). Yine oldukça uzun bir süreyi ifade eden 31 ila 40 yıl Sur’da yaşadığını söyleyenlerin oranı yüzde 13,6 (561 kişi); 41 yıldan daha uzun süredir yaşadıklarını söyleyenlerin oranı da yüzde 11,8 (487 kişi).

AİLELER BİRLİKTE YAŞIYOR

Hanelerin yüzde 53,5’inde (2 bin 43 hane) 1 ila 3 çocuk, yüzde 27,5’inde (Bin 51 hane) 4 ila 6 çocuk bulunuyor. 7 ila 9 arasında çocuk bulunan hane oranı yüzde 3,4 (128 hane), hiç çocuğun olmadığı hane oranı ise yüzde 15,5 (590 hane).

Görüşme yapılanların yüzde 30,4’ünün evinde (Bin 256 hane) bakıma muhtaç hasta, yaşlı veya engelli bir yurttaş yaşıyor. Hanelerin yüzde 26,3’ü (Bin 75 hane) Suriçi’nde başka bir aile ile birlikte yaşadığını beyan ediyor. Göç öncesi Suriçi’nde başka bir aile ile birlikte yaşayan hanelerin yüzde 48,1’inin (516 hane) göçle birlikte/göç sonrası dönemde de başka bir aileyle birlikte yaşamayı sürdürüyor.

EV SAHİPLERİ KİRACI OLDU

Göç öncesi hanede tek aile olarak yaşayan grup içinde yüzde 25,7 (765 hane) oranında bir kesim, göç sonrası süreçte de başka bir aileyle birlikte yaşamaya başlıyor. Yüzde 32,3 (Bin 335 kişi) kiracıyken, kira ödemeden yaşayanların oranı ise 13,8 (569 kişi). Göç öncesi tapulu evi olan yüzde 61,3’ü kiracı, senetli evi olanın yüzde 87,7’si ise göç ettikten sonra kiracı oluyor. Kiracılar, Sur dışında da aynı miktarda ev arayışı sürdürdüğünü belirtiyor.

KİMSE EVİNİ SATMAK İSTEMİYOR

Görüşmeye katılanların çok büyük bir çoğunluğu (yüzde 82,7), yaşadıkları konutun satılma veya el değiştirme gibi bir durumun olmadığını belirtiyor. Oturduğu konut için satın alma talebinin olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 3.1 (128 hane).

İŞİNİ KAYBEDENLERİN ORANI YÜKSEK

Yine işyeri sahiplerinin yüzde 44,2’sinin (144 işyeri) vergi kaydı ve ruhsatı bulunurken, yüzde 55,8’i (182 işyeri) vergi kaydı ve işyeri ruhsatına sahip değil. Göç sonrası işyeri sahiplerinin yüzde 78,7’si (259 işyeri) ticari faaliyetlerine devam etmezken, sadece yüzde 21,3’ü (70 işyeri) devam ediyor. İş kaybı yaşayanların oranı yüzde 30,7 (bin 253 kişi) olarak kaydediliyor.

AİLELER BİRLEŞEREK GÖÇ ETMEDİ

Katılımcıların yüzde 92,8 (3 bin 788 hane) gibi yüksek bir oranı tüm aile bireylerinin göç sonrası birlikte yaşadıklarını ifade ediyor. Diyarbakır dışına başka bir kentte/yerleşim yerine göç edenlerin oranı yüzde 7,2 (289 hane); göç etmeyenlerin oranı ise yüzde 92.8 (3 bin 713 hane). 90’lı yıllardaki zorunlu göç ile karşılaştırıldığında Suriçi’nden göçün batı metropollerine doğru olmadığı, Kürt kentleri sınırları içinde kaldığı ve batı metropollerinin Kürtler için artık tekinsiz yerleşim yerleri olarak yorumlanıyor.

BARINMA BEDELİ 200 TL’NİN ALTINA OLAN AİLELER VAR

Göç edenlerin yüzde 70.4’ü (2 bin 889 hane) kirada yaşadığını beyan ederken, yüzde 15.9’u (654 hane) akrabasıyla yaşıyor. Katılımcıların aylık harcamasının kaydedildiği rapora göre, yüzde 31,4’ünün (904 hane) aylık barınma harcaması 301-400 TL arasında. Aylık barınma harcaması 400-500 TL arasında olanların oranı yüzde 24.9 (717 hane), 201-300 TL arasında olanların oranı yüzde 18.6 (535 hane), 501-600 TL harcama yapanların oranı yüzde 10,6 (306 hane), 601-700 TL’nin oranı yüzde 6.2’nin (179 hane), aylık barınmaya harcanan en yüksek miktar olan 701 TL ve üzeri harcama sadece yüzde 3.9 (112 hane). Barınma için aylık harcamanın en düşüğü olan 200 TL ve altındakilerin oranı ise yüzde 4.4 (126 hane).

ÇOK AZI YARGIYA GİTTİ

Katılımcıların yüzde 31.7’si (bin 303 hane) kaldıkları evlerde ya Sur’dan göç eden başka bir aile ile ya tanıdıkları ya da akrabalarıyla birlikte ikamet ediyor. Katılımcıların yüzde 85.4 (3 bin 494 hane) gibi yüksek bir oranı, maruz kaldıkları zorunlu göçten ötürü ulusal ya da uluslararası herhangi bir yargı yoluna başvurmamış. Katılımcıların ancak yüzde 14.6’sı (598 hane) zorunlu göçe tabi tutuldukları için ulusal ya da uluslararası yargı yollarını kullanmış.

BÜYÜK BÖLÜMÜ DÖNMEK İSTİYOR

Katılımcıların yüzde 64.8’i (2 bin 660 hane) Sur’daki koşulların normale dönmesi halinde tekrar Sur’a dönmeyi düşünüyor. Katılımcıların yüzde 30,3’ü (bin 243 hane) ise Sur’a döndü. Yüzde 4.6’sı (190 hane) ise koşulların iyileşmesi halinde dahi geri dönmeyi düşünmüyor. Yüzde 0.4 (15 hane) ise geri dönüp dönmeme noktasında kararsız.

KAMULAŞTIRMAYA KARŞI

Görüşme yapılanların sadece yüzde 5.5’i (213 hane) kamulaştırma kararını onayladığını, yüzde 94.5’i (3 bin 688 hane) ise onaylamadığını belirtiyor. Yüzde 29.3’ü (689 hane) Sur’daki evine geri kavuşma isteği nedeniyle kamulaştırmaya karşı iken, yüzde 29.2’si (688 hane) ise Sur’daki kuvvetli yaşama isteği, geri dönem isteği ve oradaki yaşam koşullarına yeniden kavuşma isteği nedeniyle “Hayır” diyor. Kamulaştırma kararını kabul edilmez bulduğu için “Hayır” diyenlerin oranı yüzde 13.3 (312 hane).

“Başka bir yerde yaşama olanağının olmaması, Sur dışındaki yaşam maliyetinin yüksek olması” gibi gerekçelerin bir araya geldiği maddi kaygılar ve nedenlerle “Hayır” diyenlerin oranı yüzde 10.1 (237 hane). Acil kamulaştırmanın çeşitli hakların gasp edilmesi olarak görenlerin ve bu nedenle kamulaştırmaya “Hayır” diyenlerin oranı yüzde 9 (212 hane). Hem kamulaştırma kararını hem de bunun yöntemini doğru bulmadığı için “Hayır” diyenlerin oranı yüzde 2.4 (57 hane). Sur’un tarihi, kültürel ve özgün dokusunun bozulacağı endişesi/kaygısı nedeniyle “Hayır” diyenlerin oranı yüzde 1.1 (27 hane).

DEVLETİ ‘HAKLI BULAN’ 3 HANE VAR

Kamulaştırma kararını onaylayan ve “Evet” diyenin oranı ise yüzde 5. Buna göre büyük çoğunluk yüzde 38.7 ile yeni bir ev beklentisi içinde bulunduğundan “Evet” diyor. Yüzde 25.2 (39 hane) yıkılan evlere maddi değerinin verilmesi koşulu/nedeniyle “Evet” diyor. Yüzde 23.9 (37 hane) Sur’da bir kentsel dönüşümün gerekli olduğu ve bu nedenle yenilenmesini istediği için “Evet” diyor. Yüzde 3.2’si (538 hane), Sur’daki yıkımın geride hiçbir şey bırakmaması nedeniyle kamulaştırma dışında bir alternatifin olmadığını düşündüğü için “Evet” diyor. Yüzde 1.9 (3 hane) ise devletin bu kararına saygı duyduğu için “Evet” diyor. Diğer çeşitli nedenlerle “Evet” diyenlerin oranı da yüzde 5.8 (9 hane).

GENÇ: ‘KENTSEL DÖNÜŞÜM’ YASAK DÖNEMİN DEVAMIDIR

Çalışmanın 2015-2016 arasında süren sokağa çıkma yasağı ve ablukalar döneminde yaşanan yerinden edilme haline ilişkin olduğunu vurgulayan SAMER Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Genç, yerinden edilenlerin demografik sosyo-ekonomik ve kültürel dokusuna odaklandığını belirtti.

Sur’un Alipaşa ve Lalebey mahalleleriyle başlayan yıkımı bu sürecin bir devamı olarak değerlendiren Genç, “Yasaklar sonrası ilk olarak 6 mahalle yıkıldı. Bu sokaklar hala yasaklı. Bu çalışmayı yaptığımız sırada sokağa çıkma yasağı henüz kalkmaya başlamıştı ancak abluka sürüyordu. Buna rağmen dönüşler başlamıştı. Şimdi yıkılan ve hala ablukası süren 6 mahalle dışındakiler dönmüş durumda. Alipaşa ve Lalebey de yıkımla beraber dönenlerin bir kısmı tekrar yerinden ediliyor” diye konuştu.

Genç, yıkım ve kamulaştırmaya karşı çıkanların özelikle 90’lı yıllarda köylerden gelen zorunlu göç mağduru olduklarına dikkat çekti.

EN SON EKLENENLER