Yüksel’de ‘Model 5’ gazına maruz kalanların sindirim sisteminde zehire rastlandı

ATO Başkanı Vedat Bulut, polislerin kullandığı “Model 5” türü biber gazının kendilerine başvuran bir vakada karaciğer enzimlerini 20 kat yükselttiği, sindirim sistemine zehirli etkide bulunduğunu tespit ettiklerini söyledi.

Açlık grevini Sincan Cezaevi’nde sürdüren akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın, “işimizi geri istiyoruz” eylemini başlattığı günden bu yana Ankara’nın en merkezi yeri olan bölgede neredeyse her gün polisin biber gazlı müdahalesine rastlanıyor.

Polis müdahaleler sırasında kapsüllü gaz yerine sadece eylemcileri yakın mesafeden hedef alan “Model 5” adlı tüp içine sıkıştırılmış, turuncu renk ve yapışkan özelliği olan, omuzdan sıkılan bir biber gazı türü kullanıyor.

Ankara Tabip Odası’nın (ATO) incelemeleri sonucu, “Model 5” adlı tüpten çıkan biber gazının eylemcilerin sindirim sistemine zehirli etkide bulunduğu ortaya çıktı.

‘ENZİM DÜZEYLERİ 20 KAT YÜKSELDİ’

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görüştüğümüz ATO Başkanı Vedat Bulut, dihaber’e şunları anlattı:

“Bir hekimimiz 23-24 Mayıs tarihlerinde olay yerinde bulunmaktaydı, gazlara maruz kalındığında. Bu dönemde gaza maruz kalan 20’ye yakın kişiden mide ve bağırsak sistemi şikayeti geldi. Ancak özellikle bir vaka için hastaneye giderek karaciğer enzimlerine baktık. SGOT, SGPT dediğimiz karaciğer enzimleri ya da PDH, bunların düzeyleri 20 kat kadar fazla yüksekti. Sonra 15 gün içinde yavaş yavaş düşmeye başladı. Gaza maruz kalınmasından 24-48 arasında enzim düzeyleri yükselmişti.

Biz tetkik yaptırdık, virüs çıkmadı. Her hangi bir sitomegalovirüs virüs ya da Hepatip B gibi bir takım karaciğer iltihabı yapan etkenler görülmedi. Her hangi bir virüs bulunsaydı ona bağlayabilirdik, belki ‘tesadüfen aynı döneme denk geldi’ diyebilirdik. Enzimlerin yükselmesinin bir enfeksiyonla ilgisinin olmadığı doğrudan gazla bağlantılı olduğunu düşünüyoruz.

Tüm bunlar kullanılan malzemenin sindirim sistemi ve karaciğer üzerine zehirli etkileri olduğunu gösteriyor. Bu omuzdan sıkılan ‘Model 5’ denilen gazların içeriğinde ne olduğunu bilmiyoruz.”

‘İLK DEFA SON DÖNEMDE RASTLADIK’

Prof. Dr. Bulut, “Model 5” adlı gazın yapışkan bir madde olduğunu belirterek, “Uzun süreli yabancı cisim pnömonisine yol açıyor. Daha önceki gazlar 1-2 günlük ancak bu bir hafta boyunca solunum sıkıntısı yaşatıyor” dedi.

Bir gazına maruz kalınması durumunda öksürme, göz yanması, ciltte yanma gibi septomların her zaman olabileceğini aktaran Bulut, “Sindirim sistemiyle ilgili olan mide krampı, bağırsak spazmları ve ishal oluşması gibi bulgularla ilk defa son dönemlerde rastladık” diye altını çizdi.

‘MODEL 5’İN İÇİNDE NE OLDUĞUNU BİLMELİYİZ’

Biber gazına maruz kalanlarda görme, solunum ve kalp ritminde rahatsızlık gibi geçici sonuçlara yol açsa da kişilerde uzun vadede kansere varan sorunlara yol açabileceği tıp çevrelerinin tepkisine yol açıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün envarterinde içerisinde insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler meydana getirdiği bilimsel raporlarla belirlenen Oleorcin Capsicum (OC) ve Chlorobenzylidenemalononitrile (CS) içeren 6 ayrı biber gazı türü bulunuyor.

Bulut, etki mesafesi 15 metre olan bunu rüzgar yardımıyla 65 metreye kadar çıkartabilen “Model 5” adlı biber gazı tüpünün içeriğinde ne olduğunu bilinmediğini, bu gazlara dair bilgilendirme yapılması gerektiğini söyledi.

Bulut, “Model 5 türü biber gazını analiz etme imkanımız yok. Belki de bu kadar sık tercih edilme nedeni budur! Model 5 arkasında delil bırakmıyor. Diğer gazların örneğin kapsülü var. O kapsülü alıp analiz ettiririz ama omuzdan sıkılan türde bu imkan yok” diye konuştu.

İçişleri Bakanlığı ya da Emniyet Genel Müdürlüğü, söz konusu biber gazlarının içeriğine dair bu zamana kadar her hangi bilimsel temelde bir bilgilendirme yapmadı. Bulut, konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı ve Halk Sağlık Kurumu’na bir yazı gönderildiğini ancak henüz cevap alamadıklarını belirtti.

‘İNSANLIK SUÇUNA GİRER’

Biber gazının analiz edilmesi için üst düzey laboratuvar gerektiğini belirten Bulut, “Model 5 türü biber gazında içerik bildiğimiz biber gazlarından değilse, sadece göz yaşartıcı spreylerden oluşmuyorsa, malzeme ve dolum yerleri belli bir uluslararası standartlara uygun değilse, bu tüpler, bir takım yerlerde, farklı gazlar da eklenerek dolduruluyorsa bu büyük sorun. Tamamıyla insanlık suçuna girer” dedi.
Prof. Dr. Bulut, “Gaza maruz kalan birinin sindirim sisteminde bozukluklar varsa burada normalin dışında bir biber gazı kullanıldığını anlarız” diye altını çizdi.

Yüksel Caddesi’ndeki eylemlere gözlemci olarak katılan İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Adnan Vural, kullanılan içinde bilinmeyen, zehirli maddelerin bulunmasının yanı sıra, biber gazının yoğun ve sistematik şiddet aracı olarak kullanılmasının da işkence ve insanlık suçu olduğunun altını çizdi.

Vural, “Şu anda işkence Ankara sokaklarına taşındı. Gözaltına aldığı, ters kelepçe taktığı insanlara gözaltı aracının içinde biber gazı sıktı bu Ankara polisi. Bunlarla ilgili İHD olarak suç duyurusunda bulunacağız, işkenceyi teşhir etmek zorundayız” diye konuştu.

‘TEHLİKE ÇOK YÜKSEK’

Sağlık memuru olan ve polisin gazlı müdahalelerine maruz kalan eylemcilere ilk müdahalelerini ve sağlık sorunlarının takibini yapan Vural, “Kolluk güçleri çok yakın mesafeden, vücudun direk alabileceği şekilde gaz kullanıyor. Müdahale sonrası kusma, bulantı, yoğun cilt yanığı görülüyor. İlk başlarda bu bulgulara rastlasak da ileriki dönemlerde arkadaşlarda mide ağrısı, karın ağrısı, ishal görüldüğünü tespit ettik. Gaza maruz kalanlarda sindirim sisteminde bozukluklar olduğunu tespit ettik. Ben gaza maruz kalmamdan dolayı mide krampı geçirdim, her gün gaza maruz kalanları düşündüğümüzde tehlike çok yüksek” şeklinde gözlemlerini aktardı.

‘NORMALİN DIŞINDA BİR GAZ KULLANILDIĞI ANLAŞILIYOR’

Yüksel Caddesi’nde uzun süre eylemlere katılan Acun Karadağ ile 5 Temmuz günü gözaltına alınmadan önce görüştüğümüzde, biber gazının vücudunda normalin dışında etki yaptığını söyledi. Karadağ, “Kapsülle attıklarında hiç nefes alamıyorum. Tüpten sıktıklarında nefes almakta zorlanıyorum, yağlı bir şey. Yıkasanız da bir kaç hafta çıkmıyor. O gazlardan sonra mide bulantısı, ishal, halsizlik yaşıyorum. Sürekli karın ağrısı çekiyorum ve gazdan sonra 3 gün devam ediyor. Gece terlemeler yaşayıp, ateşim çıkıyor” diye anlattı. Karadağ, tüpten sıkılan biber gazına onlarca defa yakın mesafeden maruz kaldığını söyledi.

Eylemlerin simge ismi Veli Saçılık da, gazın üzerindeki etkisini, “Bende sürekli bir solunum yolu hastalığı biçiminde ortaya çıkıyor. Kısa bir eforda hemen yoruluyorum, ciğerimde acı hissediyorum. Boğazımda enfeksiyon var ve halen devam ediyor, ses tonum değişiyor. Daha öncesinde böyle sorunum yoktu. Bir de göz damarlarımda çatlama ve benzeri gibi durumlar oluşuyor” şeklinde anlattı.

Yine eylemlere katılan Nazım Yazırlı da, gaza maruz kaldıktan sonra iki ya da üç gün karın ağrıları çektiğini söyledi.

EN SON EKLENENLER