İç tüzük görüşmesi sürüyorSancar: Muhalefetin sesini kısmak gerilimi arttırır

İç tüzük değişikliği görüşmelerinde konuşan HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, teklife ilişkin “Muhalefetin sesini kısan, sayısal çoğunluğa bağlı bir düzen kurmak daha çok çatışma ve gerilim üretir” dedi.

AKP-MHP’nin ortaklaşarak muhalefeti susturmak için getirdikleri iç tüzük değişikliği teklifi Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeye devam ediyor.

Görüşmelerde konuşan HDP Mardin Milletvekili ve komisyon üyesi Mithat Sancar, “Bir partinin eş genel başkanları, milletvekilleri cezaevindeyken Anayasa Komisyonu’nda bundan hiç söz edilmemesini bizler yadırgıyoruz” dedi.

Geçmiş dönemdeki iç tüzük değişikliği çalışmalarına değinen Sancar, DTP ve ardından BDP dönemindeki çalışmalarda Selahattin Demirtaş ve İdris Baluken’in yer aldığını anımsattı ve iki isminde şu anda tutuklu olduğunu kaydetti.

TÜZÜK ÇALIŞMALARINDA YER ALAN İKİ İSİM DE TUTUKLU

Sancar, şöyle konuştu: “Selahattin Demirtaş burada olsaydı kendisinden 2009’daki komisyon çalışmalarının nasıl seyrettiğini kendisinden öğrenecektik. Haksız ve hukuksuz bir yere tutuklandığından dolayı burada yok. Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir konuşması oldu; Sayın Demirtaş için hüküm veren bir yargı mensubu gibi konuştu. Şimdi biz yargıdan adil karar bekleyeceğiz öyle mi?

24. Dönem çok daha kapsamlı bir çalışma yürütülen dönem oldu. Uzlaşma komisyonu kuruldu, 6,5 ay kadar çalışma yürüttü. Bu çalışmalar sadece toplantılardan ibaret kalmadı aynı zamanda yurt dışı gezileri de yaptı bu komisyon. Belirlenen ülkelerdeki parlamento hukuku ve işleyişi konularında çeşitli istişarelerde bulundular. Bunların sonunda bir toplantı gerçekleşti. O toplantının tutanakları ders niteliğindeydi. Bu dönemde uzlaşma komisyonunda uzun zaman çalışan birlikte mesai harcadığınız Grup Başkanvekilimiz İdris Baluken’di. O dönemle ilgili en fazla bilgisi olan Sayın Baluken’dir. Sayın Baluken’den de bu çalışmaların notlarını alma imkanımız yok. Neden yok çünkü cezaevinde.”

‘MUHALEFETİN SESİNİ KISMAK ÇATIŞMA ÜRETİR’

AKP’nin kurulduğu tarihten sonra izlediği çizginin uzlaşmaya açık bir noktada olduğunu ancak şu anda bütünüyle kendi çoğunluğuna dayanarak karar verme noktasına geldiğini ifade eden Sancar, şöyle devam etti:

“Muhalefetin sesini kısan, sayısal çoğunluğa bağlı bir düzen kurmak daha çok çatışma ve gerilim üretir. Bunları dokunulmazlıkların kaldırılması anayasa değişikliği olurken de yaşadık. Özgürlükler kısıtlanırsa öfke birikir. Siyasal karşıtlıkların kavgaya dönüşmesi istenmiyorsa çoğulculuk esas alınmalıdır.

Önümüzde bir teklif var ve bu teklifin ilk imzacıları bununla Meclis’i güçlendirmek istediklerini söylüyorlar ama gerekçesine bakıldığında hızlı ve verimli bir yasama faaliyeti olduğunu belirtiliyor. Yasama faaliyeti parlamentoların olmazsa olmaz işlevidir. Bir parlamento yasama faaliyeti olmadan parlamento olmaz. Yasama yetkisi yoksa o kurduğunuz Meclis’e evrensel anlamda parlamento demek mümkün değil. Tabi iki temel işlevi de vardır; biri demokratik temsil ikincisi de denetim. Bunlardan birini zayıflattığınız takdirde parlamentoyu demokratik bir organ olmaktan çıkarırsınız. Parlamentolar otoriter ülkelerde de var. Onlarda da yasama faaliyeti yürütülüyor ama eksik olan demokratik temsil ve denetimdir. Parlamentosu olmayan neredeyse ülke yok ama hepsi demokratik parlamento mu? Bir ülkede parlamentonun demokratik bir sistemin organı olması için temsil ve denetim fonksiyonlarını da etkili bir şekilde yerine getirmelidir.”

‘ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMA DEĞİL KOMAYA RAZI ETMEKTİR’

Sancar, “Bu teklifin 14, 15 ve 16’ıncı maddeleriyle getirilmek istenen düzenin adı faşizmdir. Teklifi alın önünüze ve okuyun; seçim beyannamelerine çoğulculuğu, farklılıkların eşit haklarla yaşamasını koymuş bir parti teklikle önümüze geldi” diyen Sancar, teklifin 15’inci maddesine atıf yaparak, “Bu ibareye göre böyle konuşacak milletvekili geçici olarak meclisten çıkarılıyor ve para cezası veriliyor. Bunu kim belirleyecek oturumu yöneten başkan ya da başkanvekili. Böyle bir keyfilik çoğunluğa böyle bir yetki tanımak milletvekilleri üzerinde sallanan bir kılıçtan farklı bir anlam taşımıyor. Ölümü gösterip sıtmaya değil komaya razı etmektir” ifadesini kullandı.

Sancar, teklifle birlikte “Kürdistan” gibi birçok ifadenin kullanılmasına da engel çıkartılacağını ifade ederek, “Böyle bir sınırlama getirmek Meclis’e tekliği dayatmaktır. ‘Benim istediğim dilde konuşacaksın, benim yorumladığım şekilde tarihi yorumlayacaksın.’ Bunun adı faşizmdir” dedi.

EN SON EKLENENLER