12 Eylül’de tek tip kıyafeti yırtan Yıldırım: Dayatma

(Fotoğraf: THKP/C 3. Yol davası”nda siyasi tutuklular tek tip kıyafeti yırtarak uygulamayı protesto etti. Sol taraftan ikinci tutuklu Rahmi Yıldırım.)

Birkan BULUT
Ankara

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “FETÖ” davaları sanıkları için “FETÖ’cülerin iyi günleri bunlar. Geçen gün Başbakanımızla da konuştuk. Bunları artık Guantanamo’da olduğu gibi tek tip elbise ile mahkemeye çıkaralım” sözleri, 12 Eylül’de mahpuslara yapılan tek tip kıyafet dayatmasını hatırlattı. O dönem “THKP/C 3. Yol davası”nda tek tip kıyafeti yırtarak sıkıyönetim mahkemesine iç çamaşırlarıyla çıkan Rahmi Yıldırım, “Cunta yönetimi tutukladığı insanları sivil bir tutuklu olarak değil, kışla mensubu asker olarak görmek istiyordu. Tek tip elbiseyi de bu amaçla dayatmışlardı” dedi. Evrensel’e konuşan insan hakları savunucuları da, “12 Eylül Döneminin uygulaması” olarak nitelendirdikleri “Tek tip kıyafet” uygulamasının ciddi bir hak ihlali olduğunu vurguladı.

‘ASKER GİBİ GÖRMEK İSTİYORLARDI’

12 Eylül darbesi döneminde “THKP/C 3. Yol davası”nın ilk duruşmasında, tek tip kıyafet dayatmasını protesto eden siyasi tutuklular, sıkıyönetim mahkemesinin karşısına iç çamaşırlarıyla çıkmışlardı. Elleri arkadan kelepçeli halde tek tip kıyafetle mahkemeye getirilen mahpuslar, kelepçelerin çıkarılmasının ardından kıyafetlerini yırttılar. Mahkeme heyeti de apar topar mahpusları salondan çıkarttı. O gün tek tip kıyafeti yırtan mahpuslar arasında olan Rahmi Yıldırım Evrensel’e konuştu. Yıldırım, “O dönem 12 Eylül askeri faşist darbe dönemiydi. Cunta yönetimi cezaevlerini işkence merkezi haline getirmişti. Tutukladığı insanları sivil bir tutuklu olarak değil, kışla mensubu asker olarak görmek istiyorlardı. Tek tip elbiseyi de bu amaçla dayatmışlardı” dedi. O dönem mahkumların cezaevinde uluslararası insan haklarından yoksun olarak yaşamak durumunda olduklarını anlatan Yıldırım, tek tip kıyafetin sürekli giyilmesinin istendiğini söyledi.

‘İNTİKAM ZİHNİYETİYLE HAREKET EDİYORLAR’

İşlenen suç ne olursa olsun tutuklu ve hükümlülerin Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bir muameleye tabi tutulamayacağını söyleyen Yıldırım, “Cezaevleri işkence ve zulüm merkezi değildir. Ayrıca bugün tutuklu ve hükümlülere Guantanamo’da yaptırımdan söz eden siyasi iktidar, öncelikle Türkiye’nin darbe ortamına sürüklenmesinin hesabını vermelidir. Bu darbe girişimi  siyasi ve askeri yöneticiler basiretli davranmış olsalardı; 249 kişinin ölmesine, 2 binden fazlasının yaralanmasına gerek kalmadan, kışla sınırlarına taşmadan önlenebilirdi. Bu basiretsizliğin hesabını vermeden, cezaevlerinde tek tip dayatmasından söz etmesi intikam zihniyetiyle hareket ettiğini göstermektedir. Olgun devlet yöneticileri intikam zihniyetiyle hareket etmezler” diye konuştu.

‘TEMEL HAKLARA UYMAK ZORUNDASINIZ’

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da, 12 Eylül askeri darbesinden sonra mahpusların tek tip kıyafet ile mahkemeye çıkarılmaya çalışıldığını ve bunun tutukluların çok ciddi karşı koyuşuna neden olduğunu söyledi.

Tek tip kıyafet uygulamasının insan hakları açısından doğru olmadığını dile getiren Türkdoğan, “Çünkü siz bazı temel haklara uymak zorundasınız. Özel hayata saygı hakkı mahpuslar açısından da geçerli bir haktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde “FETÖ” davası  sanıklarından birinin İngilizce “Hero” (Kahraman) yazılı bir tişörtle mahkemeye çıkmasının ardından bu açıklamayı yaptığını belirten Türkdoğan, bu tip olayların idari tedbirlerle engellenebileceğini söyledi. Mahpusların mahkemede kıyafetiyle mesaj vermesinin engellenebileceğini belirten Türdoğan, bir olay karşısında “Hepinizin hakkını kısıtladım” tavrının doğru bir yaklaşım olmadığını ve burada ciddi anlamda özel hayata müdahale olduğunu dile getirdi.

‘KİME YÖNELİK OLURSA OLSUN KARŞI DURULMALI’

TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı da, 12 Eylül darbesinden 37 yıl sonra aynı şekilde “tek tip kıyafet” uygulamasının dayatılmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. İnsanları özgürlüğünden alıkoymak, “tek tip kıyafet” ya da başka dayatmalarının hak ihlali olarak değerlendirildiğini ifade eden Fincancı, temel hakların herkes için olduğunu dile getirdi. “FETÖ” davası sanıklarının da bunu kabul etmemesi gerektiğini belirten Fincancı, “Sarı Öküz” hikayesinde olduğu gibi haklar bir kez ihlal edildiğinde bunun yaygınlaştığını vurguladı.

Dolayısıyla kime yönelik olursa olsun buna karşı durulması gerektiğini ifade eden Fincancı, tek tip kıyafet dayatması dışında cezaevlerinde birçok hak ihlalinin gerçekleştiğini de söyledi. Kelepçeli mahpus nakilleri, kelepçe ile muayeneye zorlamalar gibi dayatmaların insanlık onuruna aykırı hak ihlalleri kapsamında değerlendirildiğini belirten Fincancı, “21. yüzyılda hükümet bunları savunmuyorum diyemez. Bunlar uluslararası sözleşmelerde yeri olan haklardır” dedi.

evrensel gazetesi

EN SON EKLENENLER