Saadet Öğretmen: Çocukların canının yandığı her yerde olacağız

İzmir’de 6 öğrencinin öğretmenleri tarafından cinsel istismara uğradığını ortaya çıkararak, istismarcının 82 yıl 6 ay hapis cezası almasını sağlayan Saadet Özkan, “Çocukların canının yandığı, onların istismar ve ihmale uğradığı her yerde olacağız” dedi.

İzmir’de yaşları 6 ila 11 arasında değişen 6 öğrencisine cinsel istismarda bulunan 66 yaşındaki Adil Şahintürk’ün yargılandığı davada önceki gün Şahintürk’e 82 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Olayı ortaya çıkaran ve başından sonuna kadar davanın takipçisi olan Saadet Özkan, “Çocuk istismarına” karşı mücadelenin de sembol isimlerinden bir oldu. İstismarın ortaya çıkarılmasının ardından kamuoyunda “Saadet Öğretmen” olarak tanınan Özkan’ın girişimleri sonucu Şahintürk gözaltına alındı ancak ifadesi alınarak serbest bırakıldı. Bunun üzerine Saadet öğretmen olayın peşini bırakmayarak, Şahintürk’ün tutuklu olarak yargılanmasını sağladı.

Yargılama süreci 3 yılı aşkın bir süre devam eden olayda çıkan karardan buruk bir memnuniyet duyan Özkan, ilk şubesi Mersin’de açılan Sadet Öğretmen Ulusal Çocuk İttifakı Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) ile çocuk istismarına karşı mücadelesini sürdürmekte kararlı. Derneğin faaliyet alanını tüm Türkiye olarak belirleyen Özkan ve beraberindekiler çalışmalarına başladı. Çocuk istismarına karşı mücadelede sembol haline gelen Özkan, dava süreci ile birlikte bundan sonraki çalışmalarını dihaber’e değerlendirdi.

‘ERTELENEN HER DURUŞMA ÇOCUKLARDA OLUMSUZ ETKİ YARATTI’

Davanın 3 yılı aşkın sürmesinin çok uzun bir zaman dilimi olduğunu belirten Özkan, her şeyin şeffaflıkla ortada olmasına rağmen sürecin uzadığını ifade etti. Yargının bu anlamda daha net bir adım atması gerektiğini söyleyen Özkan, istismar ve kadın davalarının en fazla 6 ay içinde doğru bir şekilde sonuçlandırılması gerektiğini kaydetti. Bu konuda acil istihkak mahkemeleri kurulması gerektiğinin altını çizen Özkan, “Ertelenen her duruşma çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Çocuklar bu süreçte örseleniyor ve travmalar yaşıyorlar. Ben o çocukların bütün acılarına ve gözyaşlarına şahit oldum. Çocuklar çok zor günler yaşadılar. Her ertelenen duruşmada da bu böyle oldu. Evet hep diyoruz ‘yargı yerini bulsun’ ama burada çocuk hakları çok önemli. Bu çocukların sağlıklı bireyler olması düşünülmeli. Biz çocuklar travma yaşamasın, normal hayat yaşasın, sokaklarda özgürce oyun oynasın diyoruz. Şunu net bir biçimde görüyoruz. İstismarcılar, tecavüzcüler tutuksuz yargılandığında çocuklar bu durumdan etkileniyorlar ve yaşamlarını özgür, mutlu, huzurlu, güvenli bir biçimde sürdüremiyorlar. Yaşanan travma sonsuza kadar sürüyor. Bu da kötü sonuçlara yol açabiliyor” diye konuştu.

‘SONUÇ ALICI CİDDİ ADIMLAR ATILMALI’

Dava sürecinde tüm sivil toplum örgütleri ve kadın kurumları ile birlikte mücadele ettiklerini belirten Özkan, davanın kadınlar ve çocuklar açısından zafer ile sonuçlandığını dile getirdi. Dava sonucunda rahatladığını belirten Özkan, çocuklar için sonuç alıcı ciddi adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Kamuoyunu direncinin önemli olduğunun altını çizen Özkan, “Bu mücadele en azından bir adım oldu. Daha da ileriye taşınması için daha fazla mücadele edilmesi gerekiyor” dedi.

‘BİR BÜTÜN OLARAK MÜCADELE VERİLMELİ’

Türkiye’de çocuk alanında çalışmaların yok denecek kadar az olduğunu dile getiren Özkan, “İngiltere’de savunucu konferansına katılmıştım. İngiltere, çocuk istismarlarıyla ve ihlalleriyle mücadele etmek için çok büyük bir rakamda bütçe ayırmış. Bütün sistem çocuk istismarıyla mücadele timleri kurmuş. Rehabilitasyon merkezleri bu konuyu çözmüş. Çocukları koruyabilen yapıyı kurmuşlar. Böylesi ülkelerde söz konusu çocuksa sınırlar ortadan kaldırılıyor ve biz de gidip yapılanları öğrenmeli, tanımalıyız. Fakat MEB (Milli Eğitim Bakanlığı), Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, emniyet bu anlamda bir protokol oluşturmalı ve çocuklar örselenmeden çok acil hayata geçirilmeli. Biz sivil toplum kuruluşları kadın örgütleri ile birlikte buna hazırız. Bir bütün olarak bu mücadele verilmeli” dedi.

‘HER YERDE ÖZ SAVUNMA EĞİTİMLERİ VERECEĞİZ’

Devamında UCİM’in kuruluşuna değinen Özkan, “Türkiye’nin her yerinde istismar olayları duyuyoruz. Bunun önüne geçmek için bir adım atmak istedik. Böylece yola çıktık” dedi. Çalışmalarının başlangıç noktası olarak Mersin’i seçtiklerini belirten Özkan, çocuk istismarına karşı uluslararası anlamda mücadele vermek istediklerini ve çalışmaların başlangıç adımının memnuniyet verdiğini söyledi. Çok sayıda kesimden destek gördüklerini ve gönüllü çalışma yürütmek isteyenlerin sayısının her geçen gün arttığını belirten Özkan, “Türkiye’nin her yerinde örgütlenmeyi hedefliyoruz. Bu anlamda toplumsal yardıma ihtiyaç duyuyoruz. Yetemediğimiz bir yerde yetebilecek kanallar oluşturacağız. Kuruluş amacımız zaten bu. İhbarlarla arayan insanlara yardım eli uzatabilmek istiyoruz. Bunun ötesinde de koruyucu önlemler için çalışmak. Her yerde, okullarda anne, baba, çocuk ve öz savunma eğitimleri vereceğiz. Çocukların canının yandığı, onların istismar ve ihmale uğradığı her yerde olacağız. Sağlıklı mutlu bireyler ve çocukların bu tür psikolojiyle büyümemeleri için koşturacağız” dedi.

‘ÖĞRETMENLER ÇOCUK HAKLARI EĞİTİMİ ALMALI’

Yeni göreve başlayan öğretmenlerin çocuk ihmali, istismar ve haklarıyla ilgili eğitimler alması gerektiğini de vurgulayan Özkan, şöyle devam etti: “Pedofililer her zaman çocuklara yakın yerleri seçiyor. Bunların olmaması için önceden önlemler alınması gerekiyor. Çocuklarımız zarar gördükten sonra gözyaşı dökmek yerine zarar görmeden önce engellemek gerekiyor. Yaşadığım bu dava sürecinde çocukların ‘Ben bunu nasıl anlatacağım. Kendimi koruyacağımı bilseydim anlatabilirdim. Çok korktum ve konuşamadım’ sözleri ile karşılaştım. Demek ki ana noktamız çocuklarımızı eğitmekten geçiyor.”

Ayşe Sürme – dihaber

EN SON EKLENENLER