12 Eylül’ün tek tipi 15 Temmuz ile birlikte geliyor

12 Eylül dönemindeki OHAL ile cezaevlerinde uygulamaya konulan ve büyük direnişler sonucu geri adım atılan “cezaevlerindeki tek tip elbise” yeniden hayata geçiriliyor. Erdoğan’ın sözleri üzerine bakanlık harekete geçti.

Daha önce AGİT ve başka uluslararası kuruluşların “işkence merkezi” olarak nitelendirerek ABD’yi eleştirdikleri Guantanamo Cezaevi ya da askeri üssü, en son AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gündeme getirildi. Erdoğan, Guantanamo’yu referans alarak, oradaki “tek tip elbise” uygulamasının Türkiye’de hayata geçirilmesini istedi. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı harekete geçti ve AKP’ye yakın kimi kaynaklar söz konusu uygulamaların bir süre sonra hayata geçirileceğini bildiriyor.

Erdoğan’ın referans aldığı Guantanamo sadece uluslararası kurumlar tarafından değil, Türkiye’de raporlama yapan, hükümete yakın bir çok kesim tarafından da değişik vesilelerle işkence üssü olarak tanımlandı.

Yine Erdoğan’ın gündeme getirdiği tek tip elbise 12 Eylül döneminin bir uygulaması olarak daha önce Türkiye’de denendi. Her fırsatta “darbe ile mücadele ettiğini” dile getiren AKP hükümetinin, OHAL ile birlikte bir darbe uygulamasını daha gündeme getirmesi eleştirilere neden oluyor.

TEK TİP ELBİSEYE KARŞI ÖNCE DİYARBAKIR DİRENİŞE BAŞLADI

Erdoğan’ın uygulanmasını istediği cezaevlerindeki tek tip elbise uygulaması ilk olarak 12 Eylül 1980 döneminde yapılan askeri darbe yönetimi tarafından OHAL gerekçesiyle 1 Ocak 1984 tarihinde uygulamaya konuldu. 1 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe konulan uygulamaya karşı büyük bir direniş gösterildi. 14 Temmuz 1982’de Diyarbakır Cezaevi’ndeki büyük ölüm orucundan sonra elde edilen haklar geri alınınca, aynı cezaevinde yeniden ölüm orucu başladı. Diyarbakır Cezaevinde bu uygulamaya başlatılan ölüm orucunda PKK’den Cemal Arat, Dev-Yol davasından Orhan Keskin hayatını kaybetti. Necmettin Büyükkaya da işkence sonucu 23 Ocak 1984 tarihinde hayatını kaybetti.

11 Nisan’da Devrimci Sol ve TİKB davası tutsakları tarafından başlatılan açlık grevinde ise Abdullah Meral, Haydar Başbağ, Fatih Öktülmüş ve Hasan Telci hayatını kaybetti. Direnişler üzerine söz konusu uygulama 1986’da kaldırıldı.

‘BUGÜN BUNU DAYATMALARI AKLA MANTIĞA AYKIRI’

O dönem Diyarbakır Cezaevi’nde bulunan direnişçilerden Mehmet Şirin Tunç, tek tip elbiseye karşı başlattıkları direnişe saldırı ile yanıt verildiğini, ve Diyarbakır Cezaevi’nde “5 Şehit” verdiklerini hatırlatarak, “Bunu 2017 yılında tekrar dayatmaları akla mantığa uymaz. Biz o dönem uygulamaları kabul etmedik, insanlar bugün bunu hiç kabul etmez. Biz o dönem sırf tek tip elbise giymemek için mahkemelere çıkmadık, mahkemelere zorla götürdüklerinde de üzerimizdekileri yırttık. İlk olarak Diyarbakır’da bunu aileleri ile görüşe çıkan bir grup arkadaşa görüş kabinlerinde zorla giydirmeye çalıştılar. Arkadaşlar oradan üzerlerine zorla giydirilen elbiseleri yırtarak, don atlet koğuşlara geri döndü” diye konuştu.

O dönem bir grup devrimcinin de mahkeme karşısına don atlet çıktıklarında çekilmiş fotoğrafı uygulamaya karşı direnişin sembol görüntülerinden oldu. THKP/C 3. Yol davasında siyasi tutuklular arasında bulunan ve o dönem ordudan atılan Rahmi Yıldırım da bugünkü uygulama için şu değerlendirmeyi yaptı:

‘ZULME KARŞI DİRENDİK’

“Bugünkü AKP iktidarı 12 Eylül darbe iktidarının ruh ikizidir, devamıdır. Bunu özellikle vurguluyorum. Ülkeyi nasıl yönetiyorsa cezaevlerini öyle yönetmek istiyor. Tek tip uygulaması 12 Eylül cuntası tarafından siyasi tutsakların onursuzlaştırılması, ıslah edilmesi amacıyla ortaya sürülmüştü. Metriste tutukluyduk, karakolda başlayıp cezaevinde süren işkencenin simgesi olarak bu uygulama bize dayatıldı. Biz buna direndik. Cezaevindeki zulme karşı direnişi dışarıyla bildirilmesi bize nasip oldu. (Fotoğrafı kastederek) İlk duruşmada tek tip elbiselerini yırttık. Bugün tekrar gündeme getirilmesi insan hakları ile bağdaşmaz. Cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler ekstra yaptırımlara tabii tutulamaz. Bunu gündeme getiren AKP iktidarının, askeri ve siyasi sözcüleri bu darbe koşullarının bir numaralı sorumlusudur. Bunun hesabı verilmeden tek tip elbisenin gündeme getirilmesi meşru değildir. Hangi davadan olursa olsun, cezaevine düşen tutuklu ve hükümlü bir insandır. İşlediği suç ne olursa olsun böyledir. Uluslararası sözleşmelerin dışında bir yaptırıma tabii tutulması kabul edilemez.”

‘ABD NE YAPIYORSA TÜRKİYE ONU UYGULUYOR’

Yıldırım, Guantanamo’nun referans alınmasının da şaşırtıcı olmadığını belirterek, “AKP bir proje iktidarıdır. BOP’un taşeronu olarak bunu yorumlamak gerekir. Bu ABD projesidir. AKP iktidarı 2002’de iktidara geldiğinde BOP’un eşbaşkanlığına soyundu. ABD’nin bu durumlardan anladığı ne ise Türkiye de onu alt emperyal güç olarak uyguluyor” dedi.

Kenan Kırkaya – dihaber

EN SON EKLENENLER