Hamzaoğlu: Salt CHP’den bir şeyler beklemek depresyona götürür

Adalet mitinginden sonra yaşanan durgunluğa dikkat çekerek, “Salt CHP’den bir şeyler beklemek depresyona götürür. Adalet talebinin öncülüğünü sosyalistler yapmalı” diyen HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, bir yılını dolduran OHAL için de “Faşizmle derdi olanlar 20 Temmuz’da sokaklarda olmalı” dedi.

Ankara’dan İstanbul’a başlayan Adalet Yürüyüşü ardından yapılan Maltepe Mitingi’nde verilen “başlangıç” mesajı bundan sonra yapılması gerekenlere ilişkin beklentileri gündemde tutmaya devam ediyor. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, Adalet Yürüyüşü’nün ortaya çıkış sürecini, miting sonrası CHP kanadının sessizliğini, takınması gereken tutumun ne olması gerektiğini ve siyasal sürece ilişkin dihaber’e değerlendirmelerde bulundu.

‘TEMEL DİNAMİK REFERANDUM İLE OLGUNLAŞTI’

Adalet Yürüyüşü’nün ortaya çıkışından önceki durumun referandum sürecine denk geldiğini ve hukuk dışılığıyla 16 Nisan sürecinin Türkiye’de toplumsal muhalefette yükselişe neden olduğunu belirten Hamzaoğlu, “16 Nisan gecesi yürüyüşte adı geçen ana muhalefet partisinin tutumunun ilginç olduğunu hep birlikte izlemiştik. YSK önünde CHP kitlesi biriktiğinde doğrudan doğruya ana muhalefet partisinin yöneticileri tarafından bu kitle evlerine gönderildi. Bu tutumun yanlış olduğu ifade edildi. Sıkışmış olan iktidar blokunu rahatlatma görevini üstlenen Baykal yine sahneye çıktı. 2019 seçimlerine nasıl hazırlanması gerektiği üzerinden dolaylı bir biçimde bu sonuca bir meşruiyet kazandırma görevini üstlendiğini gösterdi. Referandum ardından hayırcılar için büyük bir başlık olan 1 Mayıs’ı yaşadık. Bu bir anlamda sınavdı. Ortaya çıkan toplumsal muhalefet, Hayır cepheleri toplum içinde bir organizasyonu mümkün kılabileceğini gösteren ipuçlarıydı. İşte yürüyüş meselesinin temel dinamiği tam da bunun üzerine oturdu. Referandum süreci ile olgunlaştı, kendine geldi. Kendiliğinden yürüyüş ile ortaya çıkan bir durum değil” değerlendirmesinde bulundu.

‘TALEP BİR KİŞİYİ AŞTI’

Böylesi bir tablo karşısında yürüyüşün nereden akıllara geldiği sorusunun kıymetli olduğunu belirten Hamzaoğlu, “16 Nisan gecesi bütün gayrı meşruluğu ve hukuksuzluğu ortadayken herkesi içeri davet eden bu parti yönetimi ne oldu da, ne geldi de başına birden ‘sokak’ dedi. Bunun mahkemenin kararı ile ilişkili olmadığını düşünüyorum. Mahkemenin kararı sadece böyle bir faaliyetin hayata geçirilmesi için meşru bir gerekçe olabilir onlar için. İktidar blokunun etrafında kümelenen başka bir odağın 2019’da Türkiye’de yeni bir lider hazırlama ile ilgili bir fırsatı değerlendirdiği öngörmek de mümkün. Parti başkanlığı vasfının dışında bir vasfı olmayan bir ana muhalefet partisi başkanının topluma bir lider olarak yansıtılması ve 2019’da iktidarda bir değişiklik yaratma potansiyelini gördüler gibi geliyor. Esas olarak yürüyüşü 2019 yılı için kendilerince sistem içerisinde bir nöbet değişikliği olarak görmek mümkün. O bakımdan da 15 Haziran 2017 itibariyle bu yürüyüş tek bir kişi tarafından, tek bir taleple ve tek bir kişi için başlatılmıştı. Kimse niyet bu değildi demeye kalkmasın çünkü somut olarak durum buydu. Ama bir haftayı tamamlamadan yürüyüş bir kişinin yürüyüşünü aştı. Adalet talebi değişti, herkesin adalet talebine hızlıca dönüştü” dedi.

’10 MADDE ÖNEMLİYDİ’

CHP’nin Taksim’de 24 Temmuz 2016’da yaptığı mitingini de hatırlatan Hamzaoğlu, bu mitingin kötü bir deneyim ve orada verilen mesajların Türkiye toplumunun beklentilerine tamamen yabancı ve temel sorunları görmeyen bir içerikte olduğuna dikkat çekti. Buna karşılık Maltepe mitinginde okunan 10 maddelik taleplerin içeriğinin “utangaç, mahcup, üstü kapalı” da olsa önemli mesajlar verdiğini dile getirdi. Hamzaoğlu, “Temel eksikliklerle beraber metnin bütününü önemsemek gerekir. O mitingde ayrıca kürsü ve kürsünün heyecanı da eksikti. Ayrıca kürsü katılanları kapsamaması boyutuyla da eksikti” diye belirtti.

‘TOPLUMSAL YÜKSELİŞİN İVMESİ KAYBEDİLMEMELİ’

Hamzaoğlu, CHP’nin 9 Temmuz’un bir başlangıç olduğu yönünde verdiği mesaj ardından bugüne kadar bunun nasıl bir şeyin başlangıcı olduğu ile ilgili herhangi bir ipucu vermediği eleştirisini de yöneltti. Hamzaoğlu, “Bu yürüyüşle ana muhalefet başkanı bir lidere dönüştü partisi için. Bundan sonrası bizim için önemli. 20 Temmuz’un arifesindeyiz ama hiçbir taraftan bununla ilgili bir ipucu almıyoruz. Çünkü bu dönem bir toplumsal yükseliş var evet, bu yükselişteki ivme kaybedilmemesi gereken bir ivmedir. Eğer bu durağanlığa girerse yeniden depresyona girme riski vardır. Halbuki bu yürüyüş sırasında iktidar bloku 15-25 gün süresince Türkiye’de gündem belirleyemedi. İktidar blokunun böyle bir sıkışmışlığı var. İşte tam da bu dönemde Türkiye’deki bütün muhalefetin yüzünü iktidara dönmesi ve iktidar bloğunu karşıtlaştırması gerekir. Mızrakın ucunu iktidara çevirmesi gerekir. Toplumsal muhalefetin bu yükselişinin hedefi olarak iktidar bloku gösterilmelidir. Bugüne kadar kaybettiklerimizin nedeni ve müsebbibi olarak konmalıdır” dedi.

‘FAŞİZM İLE DERDİ OLANLAR 20 TEMMUZ’DA SOKAKTA OLMALI’

20 Temmuz’da bir yılını dolduracak olan OHAL’in böylesi bir süreçte karşılandığını belirten Hamzaoğlu, “20 Temmuz anması ve karşıtlığı üzerinden yapılacak muhalefet faaliyetlerinin sokakta olması bana göre bir zorunluluktur. Bu aynı zamanda Türkiye muhalefetinin birlikte hareket etmesinin de önünü açacaktır. Bugün Türkiye’de faşizm varsa bu ortak bir mücadeleyi gerektirir. Bu faşizm ile derdi olanlar 20 Temmuz’da sokaklarda olması gerekir. 20 Temmuz kaybedilmişlerin kazanılmasının bir başlangıç yürüyüşü olarak organize edilmesi gerekir” önerisinde bulundu.

Hamzaoğlu, böyle bir tablo ardından HDK’nin takınacağı tutuma ilişkin çalışmaları olduğunu ve yerellerde örgütlü bir yapısı bulunmamasından kaynaklı da bileşenleri ile sokakta tartışmalar yürüttüklerini ifade etti.

‘ÖNCÜLÜK SOSYALİST GÜCE GEÇMELİ’

Hamzaoğlu, Türkiye’de sosyalist muhalefetin 1973 ve 1977 seçimlerinde CHP-Ecevit arkasında sıraya girdiğini ve bundan sonra da böyle bir partiden beklenti içerisine girmesinin tarihi bir hata olacağına vurgu yaparak, “Bu yürüyüşün öncülüğü sosyal demokratlardan, sosyalist güce geçmelidir. Bu bir çatışma ile yapılmamalı. Yönetim üzerinden değil de tabanlar üzerinden böyle bir çalışma yürütülmelidir. Sürüklenip gitmenin bir aracı olmaktan çıkılmalıdır. Türkiye’de sosyal demokrat bir partiye ihtiyaç vardır fakat bu partiyi sosyalizme çeken bir taraf olmazsa, denizlerdeki girdaplar gibi her şeyi çeperine içine alarak kaybeder. Daha önce bunu yaşadık. Türkiye sol ve sosyalistleri bundan ders çıkarmaları ve partinin sola kaymasını sağlamalıdır. Faşizme karşı sosyalizm gelişmelidir, birlik sağlanmalıdır ve bu birliği sağlayacak tek şey yürüyüşün de yapıldığı sokaklardır” diye konuştu.

‘CHP’DEN BİR ŞEYLER BEKLEMEK DEPRESYONA GÖTÜRÜR’

Salt CHP’den bir şeyler beklemenin, “Ana muhalefet ne yapacak biz ona göre kendimizi konumlandırırız” beklentisinin durağanlığa ve depresyona götüreceğini de söyleyen Hamzaoğlu, devamında şu önerilerde bulundu: “Durağanlığın aksine yükselişi devam ettirebilecek sokağı yakalayabilmek, Hayır ve diğer meclisleri aktive edebilmek ve onların büyümesini kolaylaştırabilmek için çalışmaktan geçiyor. Bu yürüyüşün başlangıç aşamasında Maçka Parkı’nda demokrasi oturumları başladı. Parkta Hayırcılar yerini almaya başladığı andan itibaren yürüyüşü yürütenler, Gezi’ye dönüşebilecek o mekanı oradan taşıyıp Maltepe Cezaevi önüne götürüp söndürmeye başladılar. Türkiye coğrafyasının kendi özelliğine göre sokak eylem biçimleri organize edilebilir. Bunun bilenen biçimlerinden bir tanesi Haziran direnişinde yer alan nöbetler olabilir. Toplu alanlar güvenli olmayabilir ama kısa yürüyüşler düzenlenebilir. Ziyaret yerlerinde nöbetler yapılabilir. Yerellerin kendine özgü durumlarına göre eylemsellikler olması önemlidir. Aynı anda aynı şeylerin yapılmasından ziyade her yerde bir şeylerin yapılması önemli noktalardan biridir. Herkesi içine dahil edecek araçların kullanılması gereklidir.”

‘ERDOĞAN VE ÇİLLER KATLİAMLARDAKİ TECRÜBELERİ İLE BİR ARAYA GELDİ’

Geçtiğimiz günlerde 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde gerçekleştirilen resepsiyonda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tansu Çiller’in aynı karede yer almasını da yorumlayan Hamzaoğlu, “Çiller bir sembol. Devlet içinden gelen bir şahsiyet değil. Çiller döneminde çalışan kadrolar katliamların, faili meçhullerin kadrosu. Bu dönemde Çiller’i farklı bir yerden de görmek lazım. Çiller, Bank Asya’nın açılışında yer alan bir şahsiyettir aynı zamanda. Bugün Erdoğan’ın kendine düşman ilan ettiği ekip üyelerinin bir kısmının içerdiği finans merkezi olan Bank Asya’nın açılışında öne çıkan unsurlarından bir tanesidir. Bugün itibari ile katliamlardaki tecrübeleri ile bir araya geldiklerini düşünmek gerekir. Bunun gerçekleştirileceği için söylemiyorum. Niyetlerinin bu olabileceğini söylüyorum. Bunu gerçekleştirip gerçekleştiremeyecekleri bizim elimizde ve bugün ellerinde böylesi bir olanak yok” dedi.

Necla Demir / Elif Çetiner – dihaber

EN SON EKLENENLER