Bergama’da 3. siyanürlü atık gölüne itiraz edildi

Bergama Ovacık Altın Madeni 3. Atık Baraj Gölü için kayyım atanan Koza Altın Şirketine İzmir Valiliği’nce verilen “ÇED olumlu” raporuna EGEÇEP itiraz etti.

Bergama Ovacık Altın Madeni 3. Atık Baraj Gölü için kayyım atanan Koza Altın Şirketine İzmir Valiliği’nce verilen “ÇED olumlu” raporuna itiraz edildi. Ege Çevre Platformu tarafından İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne verilen itiraz dilekçesi ile “ÇED Olumsuz” kararı verilmesi istendi.

CANLI YAŞAMI VURGULANDI

İtiraz dilekçesinde şirketin iki atık gölünün dolduğu ve üçüncüsünün yapılmak istendiğine vurgu yapılarak, bölgedeki canlı yaşamının dikkate alınması gerektiği belirtildi. Dilekçenin ilgili kısmında “Bergama’nın Ovacık-Narlıca-Çamköy köyleri sınırları içinde yer alan siyanür liçi yöntemiyle işletilen Ovacık Altın Madeni, çevre sağlığı ve canlı yaşamı için yaratacağı riskleri tespit eden onlarca bilimsel rapora, onlarca mahkeme kararına, AİHM kararına rağmen faaliyetini sürdürmektedir. İşletme sürecinde çıkan tehlikeli atıkların depolandığı iki atık depolama tesisi dolmuş, üçüncüsü yapılmaya çalışılmaktadır” ifadelerine yer verildi.

ONLARCA MAHKEME KARARI VAR
Yine dilekçede Bergama Ovacık Altın Madeni işletmesi ile ilgili şimdiye kadar verilen yargı kararlarının yanı sıra İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararının iptaline” kararı verildiği hatırlatıldı. Danıştay’dan, Bölge İdare Mahkemelerine, İdare ve Vergi Mahkemelerine kadar onlarca mahkeme kararı ile esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararların olduğu hatırlatılan dilekçede, ÇED sürecinin “ÇED Olumsuz” kararı ile sonlandırılması gerektiği vurgulandı.

NE DEĞİŞTİ?

Üçüncü atık depolama tesisinin çevreye ve bölge sakinlerine olumsuz etkilerinin sıralandığı dilekçede, şu ifadelere yer verildi: “Sınırları Ovacık köyüne 100 metreden daha yakındır, diğer köylere, Çamköy ve Narlıca’ya da çok yakın mesafededir. Atık depolama tesisi yapılması planlanan açık ocak deniz kotunun ve yeraltı su tablasının altına inmiş durumdadır. Açık ocağın batısı tamamen alüvyon bölgesidir, olası kimyasal atık sızmalarında yeraltı sularını kirletebilecektir. Daha önce bu alanda yapılmak istenen birinci atık depolama tesisi projesine Devlet Su İşleri (DSİ) bu nedenle olumsuz görüş bildirmişti. Şimdi ne değişmiştir de aynı alana atık depolama tesisi yapılmaya kalkışılmaktadır? Kısacası, nihai yapılan ÇED raporunda yer altı su tablasından bahsedilmemiş, kot açıklanmamış, tesisin yapılacağı açık ocak alanının, kayaçlarının geçirgenliği, jeolojisi yeterli şekilde ele alınmamış, olası riskler, yeraltı su tablasına sızma riski irdelenmemiştir. Ayrıca şu andaki açık ocağın şevleri baraj/depo yapılmasına uygun değildir, dik olan ve en az 80-100 metre derinliğindeki bir açık ocağın şevleri nasıl düzeltilecektir; raporda bir kesit çalışması yer almamaktadır. Planlanan atık alanından olası kimyasal madde sızıntısı yeraltı sularını kirletecek ve bu kirlilik Süleymanlı, Aşağı Kırıklar köyleri civarı yaşam alanlarını tehdit edecektir. Bölge, altın madeninin atık deposu haline gelmiştir. Bir, iki ve üç atık deposu, bölgeyi oldukça yüksek düzeyde riskli, yaşam alanlarını tehdit eden konuma getirecektir. Raporda atık depoları/barajlarının risk analizi yapılmamış. Atık depolarının rehabilitasyonundan bahsedilmemiştir. Bu nedenlerle de duyurulan nihai ÇED raporu hakkında ‘olumlu’ kararı verilemez.”

EN SON EKLENENLER