Maraş’ta Kampta nüfus artıyor, Terolar’da düşüyor

Alevilerin direnişine rağmen Terolar’da yapılan mülteci kampı, köylülerde tedirginlik yarattı. Kampa getirilen mülteci sayısı her geçen gün artarken, 70 yaşındaki Cennet Taş, gençlerin göç ettiğini, kendisinin de doğup büyüdüğü köyü terk etmek istediğini söyledi.

Maraş’ın merkez Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Terolar Mahallesinde Alevilerin karşı çıkmasına rağmen yapılan Geçici Barınma Merkezi yöre halkını tedirgin etti. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) bağlı 27 bin kapasiteli ancak 40 bin kişinin kaldığı kampa, Suriyeli Sünni mülteciler ile Irak’tan gelen Türkmen mülteciler yerleştirildi.

Bölgenin demografik yapısını değiştirme amacı taşıdığı iddia edilen kamptan rahatsız olan Alevi halkı, “tuhaf” olarak niteledikleri sakallı insanların da aralarında olduğu grupların zaman zaman köyde gezmeye başladığını ve bu durumdan kaygı duyduklarını söyledi. Alevi kimliklerinden dolayı kendilerini güvende hissetmeyen kadınlar, Cemevinde bir araya gelerek güvenlik tedbiri almaya çalıştıklarını dile getirdi.

‘GENÇLER GİDİYOR’

Her gününün korku ve tedirginlik içinde geçirdiğini 1 çocuk annesi Döne Yumluk (50), “Muhtardan bekçi tutmalarını istedik ama söylediğimizle kaldık. Devletinde bu konuda bir girişimi yok. Kim olduklarını bilmediğimiz için ister istemez korkuyoruz. Kampın çevresinde arsalarımız var. Eskiden yurtdışında olanlar gelip ev yapıyorlardı. Ancak kamptan sonra kimse gelip de memleketinde ev yapma gereği duymuyor. Çünkü artık bir gelecek göremiyorlar. Gençler buraları terk edip Avrupa’ya gidiyorlar. Geleceğimiz artık burada yok, deyip gidiyorlar” diye yaşadıklarını özetledi.

MAHALLEDE GEZENLER KİM?

“Tuhaf ve sakallı” olarak tanımladığı bazı kişilerin köyü gezdiğini anlatan Yumluk, “Birkaç sefer kamptan köye gelip dolaşanlar oldu. Bir ara 2 araba ile geldiler. Köyün içine gelmelerinin yasak olduğunu söylüyoruz, ancak dinlemiyorlar. Ne geziyorsunuz deyince ‘Yolumuzu şaşırdık’ diyorlar. Bilerek geliyorlar. Köyün içinde ne olup bittiğini öğrenmek için geliyorlar. Aralarında sakallı olanlarda vardı. Bunlar değişik sakallı, tuhaf insanlar” diye konuştu.

KEŞİF AMAÇLI MI GEZİYORLAR?

Söz konusu kampın bir dayatmayla kurulduğunu hatırlatan 4 çocuk annesi Döne Göksongur da, kendi evinde rahat olamadıklarını söyledi. Aldıkları duyumları da paylaşan Göksungur, El Nusra ve DAİŞ üyelerinin kampta kaldığını ileri sürdü. Köye giriş çıkış yapanların “keşif amaçlı” olduğunu düşündüklerini dile getiren Göksungur, devamında şunları söyledi: “En ufak bir sesten bile kaygı duyuyoruz. Acaba ne oldu diye dışarı kaçıyoruz. Sanki her an bu köye bir saldırı olacakmış gibi bir tedirginlik var. Biz kendi yolumuzu kampın yolundan ayırdık, ancak bizim yolu da işgal ettiler. O yola da kendi arabalarını koymuşlar.”

KATLİAM KAYGISI İLE DİRENDİLER

1978 Maraş Katliamı’nın hafızalarında canlı olduğunu belirten Göksungur, “Yöre halkı Maraş Katliamı’nı göz önünde bulundurduğundan kaynaklı kampın yapılmasına karşı çıktı. Tekrardan böyle bir katliam yaşarız kaygısı ve korkusu ile yaşamamak için bu kadar direndiler. Tanımadığımız insanlarla iç içe yaşamak istemiyoruz. Geçen gün 35 plakalı bir araba geçiyordu. Durdurdum içinde 2 ‘güvenlik görevlisi’ vardı. Hayırdır ne geziyorsunuz deyince ‘Biz buradan Türkoğlu’na gideceğiz’ dediler. Oysa buradan Türkoğlu’na yol gitmiyor” diye belirtti.

‘KAMP HUZURUMUZU KAÇIRDI’

Kamptan sonra huzurlarının kaçtığını söyleyen Göksungur, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anlayacağınız korkularımızdan kaynaklı geleceğe dair hiç bir şey düşünmüyoruz. Örneğin evin üstünü yapıp, düzenleyecektim, ancak yapmıyorum. Çünkü yarın ne olacağını bilemiyoruz. Halen yurtdışına gitmek isteyen ve başvuruda bulunan insanlar var. Bundan sonra biz burada ne yapabiliriz. Yaşam şeklimiz değişti. Her yerde olduğu gibi burada da, biz Alevilere karşı bir baskı var. Bizi yıldırmaya çalışıyorlar.”

‘GİDECEK YERİMİZ YOK’

İlk günden itibaren korkuyla yaşadığını anlatan 70 yaşında 4 çocuk annesi Cennet Taş ise, Terolar’da doğup büyüdüğünü, ancak köyde kalmak istemediğini söyledi. Taş, şunları dile getirdi: “Bugün bir şey yapmasalar 4 gün sonra yaparlar. Tanımıyoruz bu insanları, niye güvenelim. Eskiden kampın bulunduğu yerlerde gezerdik, yürüyüş yapardık. Ancak kamp yapıldıktan sonra biz kamp tarafına gitmeye çekiniyoruz. Ormanın içine de gidemiyoruz, orayı da zapt etmişler. Ne gündüz ne akşam, köyün dışına çıkamıyoruz. Akşam sıcak olmasına rağmen içerde yatmak zorunda kalıyoruz. İnsanlar buralarda kalmak istemiyor. Bizde kalmak istemiyoruz, ancak gidecek yerimiz olmadığı için mecbur kalıyoruz. Köyün içine gelenler oldu, köylü sorduğunda ise, ‘Sıkılıyoruz gezmek için gelmişiz’ diyorlar.”

Arjin Dilek Öncel / Hacı Yusuf Topaloğlu – dihaber

EN SON EKLENENLER