Dönenler için Şengal…

Üç yıl önce 73’üncü fermanın yaşandığı Şengal’e Êzidîler bir bir dönüyor. Onca zorluk ve acıya katlanarak ana topraklarına geri dönen Êzidîler, Şengal’de doğduklarını ve Şengal’de ölmek istediklerini söylüyor.

DAİŞ’in 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal’e saldırması sonucu binlerce Êzidî katledilirken, on binlerce insan da esir düştü. Bu saldırı tarihte Êzidî toplumuna yönelik 73’üncü ferman olarak yer alırken, Êzidî halkı DAİŞ zulmünden dolayı yurtlarını terk etti. Halen yüz binlercesi Rojava, Federe Kürdistan Bölgesi ve Türkiye’deki kamplarda yaşamını sürdürürken, 11 ay süren çetin savaştan sonra özgürleşen Şengal’e Êzidîler geri dönmeye başladı.

Şengal merkezde Şengal Direniş Birlikleri’nin (YBŞ) kontrolünde bulunan mahallelere 600’e yakın aile geri döndü. Heyî Nesir (Taxa Azadî) Mahallesi’ne dönen ailelerden biri de Heyder Ailesi. Şengal’in özgürleştirilmesinden hemen sonra yurtlarına dönen Heyder Ailesi, kendi çabalarıyla yaşamlarını sürdürüyor. Heyder Ailesi, dihaber’e DAİŞ’in saldırısı sırasında yaşadıklarını ve geri dönüşlerini anlattı.

ZORLU BİR YAŞAM MÜCADELESİ

Fermandan önce özel aracıyla Bağdat ve Federe Kürdistan’da ticaret yapan 52 yaşındaki Şêx Kemal Heyder Silêmanî’nin 10 çocuğu var. Fermanla beraber her Êzidî aile gibi zorlu bir yaşam mücadelesine giren Heyder, ailesiyle birlikte Şengal Dağı’na sığınıyor. Burada 8 gün kalan Heyder Ailesi, HPG’lilerin “insani koridoru” açması sonucu katliamdan kurtulan binlerce Êzidî aileden biri oluyor. Daha sonra ailesiyle birlikte Mardin’deki Êzidî kampında bir süre kalan Heyder Ailesi, sırasıyla Zaxo, Süleymaniye ve tekrar Zaxo’daki kamplarda yaşam mücadelesi veriyor. Heyder Ailesi, Şengal özgürleşir özgürleşmez yurduna geri dönüyor.

‘ŞENGAL BİZİM YURDUMUZ’

Heyder, Şengal’e dönüşünü şu sözlerle anlatıyor: “Şengal’e döndüm çünkü burası bizim yurdumuz. Buradan başka da bir yurdumuz yok. Birçok yerde kaldık ama insanın kendi yurdu kadar hiçbir yer insanı doyurmaz. Döndüğümüzde hiçbir şey yoktu, elektrik yoktu, yemek dahi yoktu. Ama zaman içerisinde kendimizi toparlayabildik. Elektriği kendi imkanlarımla yaptım, jeneratör aldım, ardından komşularıma da belli saatlerde elektrik verebiliyorum.”

‘BAŞÛR ÊZIDÎLER İÇİN HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR’

Heyder, elektriğin sağlanması durumunda insanların rahatlıkla yurtlarına dönebileceğini de ifade ederek, “Başûr” dediği Federe Kürdistan Bölgesi hükümetinin Êzidîlere yardım etmediğini söylüyor. Heyder, “Başûr Êzidîlere hiçbir şey vermiyor. 3 yıldır bu durumdayız. Ne Irak izin veriyor ne onlar. Bu halk Şengal’e dönmek istiyor, neden Kürdistan Hükümeti onun için bir şey yapmıyor? Büyük bir jeneratör var burada, yapsalar herkes faydalanır ama yapmıyorlar. Sadece KDP’ye yakın insanlara yardım ediyorlar” diyor.

‘KİMSE KAMPLARDAN MEMNUN DEĞİL’

Heyder’in eşi Nur Seydo Murad (42) ise eşinin bıraktığı yerden devam ediyor. Elektrik ve suyun yanı sıra sağlık ve eğitimin de büyük bir sorun olduğunu ifade eden Murad, sitemini şu sözlerle dile getiriyor: “Hastayım, hafta üç kere hastanede tedavi olmam gerekiyor, ancak 2 haftada bir gidebiliyorum. Biz kamplardaki çadırlarda yanıyorduk. Elektrik ve su olsa insanlar rahatlıkla yurtlarına döner, kimse o kamplardan memnun değil.”

YURT ÖZLEMİ

Söze evdeki misafir giriyor. Eşiyle beraber Şengal’e döndüğünü söyleyen misafir, geldiği Şam’dan şöyle diyor: “Ben Şam’da çok rahattım. Bir konakta yaşıyordum ama yurdum gözümde tütüyordu. Hala oradaki arkadaşlarım telefon açıyor ‘Gel’ diyor, ama ben burada ölmek istiyorum.”

13 YAKINI HALA DAİŞ’İN ELİNDE

Heyder, fermanda eşi Nur Seydo Murad’ın amcaoğlunun dağda susuzluktan öldüğünü, ablası Eyşen Heyder Silêmanî’nin ailesinden 16 kişinin DAİŞ tarafından esir alındığını, ablası ile Cîhan Ziyad Heyder ve Naima Hesen Bibo adlı kişilerin 2 bin 500 dolar karşılığında kurtarıldığını, kalan 13 kişinin ise hala DAİŞ’in elinde olduğunun bilgisini paylaşıyor. Heyder, hala DAİŞ’in elinde olan çoğu çocuk 13 kişinin ismini şöyle sıralıyor: Hüsna Hecî Heyder (16), Cemal Ziyad Heyder (10), Canê Ziyad Heyder (12), Nezar Ziyad Heyder (10), Ziyad Heyder (30), Said Heyder (33), Emîn Hecî Heyder (27), Xalit Hecî Heyder (25), Heyder Bibo (60), Meryem Heyder (25) ve yaşları 1 ile 3 arasında değişen 3 çocuk.

TEK ÇARE ÖZGÜÇ

Heyder, bir daha katliamın yaşanmaması için çareyi şu sözlerle dile getiriyor: “Tek kurtarıcı olacak şey, YBŞ ve asayişimizi güçlendirmektir. YBŞ ve YJŞ’yi bir Êzidî olarak destekliyorum. Êzidî halkı artık kendi özgücünün farkında olmalı. Biz birbirimize yardımcı olmazsak kimse bize yardımcı olmaz. Şengal’i yaktılar, insanlarımızı katlettiler, kendi gücümüz olsaydı böyle mi olurdu?”

Selami Aslan – dihaber

EN SON EKLENENLER