Cumhuriyet Davası: Onların yolundan dönmedik dönmeyeceğiz

Cumhuriyet Davası’nın ilk duruşması 2’nci gününde devam ederken, duruşmada savunma yapan gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, ‘bize karşı hangi itham ileri sürülürse sürülsün, hangi bedel ödetilmeye çalışılırsa çalışılsın Uğur Mumcu, İlhan Selçuk, Hrant Dink, Musa Anter ve Metin Göktepe’nin yolundan dönmedik, dönmeyeceğiz’ dedi

Cumhuriyet Gazetesi’nin 11’i tutuklu 17 yazar, yönetici, çizer ve çalışanının yargılandığı davanın ilk duruşmasına ikinci günde devam ediliyor. Çağlayan’da bulunan İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasını aileler, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, basın meslek örgütleri, tutuklu gazetecilerin yakınları, gazeteciler ile çok sayıda kişi izliyor. Duruşmada, gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu savunma yaptı. Davanın başladığı günün Basın Bayramı olduğunu hatırlatan Sabuncu, “Bu sene her yıl gibi kutlayamadık. Çünkü 150’nin üzerinde gazeteci cezaevindeyiz. Bugüne kadar sansür kaldırıldığı için kutlanıyordu, bundan sonra sadece sansürün değil, oto sansürün kaldırıldığı gün olarak da kutlayacağız” dedi.

‘Bağımsız gazeteciliğin bedeli cezaevi’

Cumhuriyet Davası’nın gazeteciler için gözdağı olduğunu dile getiren Sabuncu, “Türkiye’de bağımsız gazeteciliğin bedeli tutuklanıp cezaevine konulmak. Bu davada aynı zamanda kim kimdir izah etmek istiyorum. Bu davada iddianameyi hazırlayan bizi tutuklamaya sevk eden savcı, FETÖ’den yargılanan bir savcı. Bu savcı ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor ama tutuksuz. Ve bu savcı hala işinin başında ki o iş adalet dağıtmak. Savcının bulduğu tanıklardan iki kişi, uzun süre Fethullah Gülen ile yan yana olmuş, Hüseyin Gülerce ve Refik Erdoğan. Bizim arşivlerimizi, manşetlerimiz arasında seçtikleri haberlerle bizi ‘örgüte yardım’la itham eden bir kişi” ifadelerini kullandı.

‘Gazeteci herkesle görüşebilir’

“Önce gazeteciler gerçeğin ve haberin tanığıydı şimdi ise gazeteciler arkadaşlarının yargılandığı dava da tanıklık yapıyorlar” diyen Sabuncu, gazetecinin herkesle görüşebileceğini söyledi. 17 Aralık operasyonuna değinen Sabuncu, “Şimdi bir gazeteci bunu sorgulamaz mı, bunun açıkça tartışması gerekmez mi? Efkan Ala, İçişleri Bakanıydı. Şimdi kaç kişinin FETÖ’cü olduğunu biliyorlar? Nasıl oluyor. Çünkü iktidar kendi eliyle yerleştirdi bunları. O gün bunları tartışıyor olsaydık bunları yaşamazdık belki” diye belirtti.

‘Hiçbiri hatırlanmıyor’

“Cumhuriyet gibi laikliğin, demokrasinin savunulduğu gazetedeki insanlara FETÖ suçlaması yöneltilmesi bana zor geliyor” diye konuşan Sabuncu, haberlerinin cımbızlanarak niyet okunduğunu kaydetti. Darbe gecesi “Darbeye Karşıyız Çözüm Demokrasi” manşeti attıklarını anımsatan Sabuncu, bu manşetin iddianameye dahi girmediğini belirtti. Yenikapı mitingi için atıkları “Eksik demokrasi” manşetine değinen Sabuncu, 6 milyon seçmeni olan HDP’nin de orada olması gerektiğini belirtti. “Niye her dönem Türkiye’nin gazeteciler, yazarlar hep suçlanmışlar?” diye soran Sabuncu, onları tutuklayan ve cezaevine koyanların hiçbirinin hatırlanmadığına dikkat çekti. Sabuncu, “Hem bir Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak, hem de bir gazeteci olarak bize karşı hangi itham ileri sürülürse sürülsün, hangi bedel ödetilmeye çalışılırsa çalışılsın Uğur Mumcu, İlhan Selçuk, Hrant Dink, Musa Anter ve Metin Göktepe’nin yolundan dönmedik, dönmeyeceğiz” dedi.

‘Devlet biliyor’

Savunması ardından Sabuncu’nun çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme başkanının “Siz ifadenizde ‘Bu Cumartesi günü Cumartesi Anneleri 644’üncü haftasında devletin kimi görevlileri tarafından kaybedilen yakınları için toplanacaklar’ ifadesini kullandınız. Şahit olduğunuz var mı?” sorusuna ilişkin ise Sabuncu, “Ben gazeteci olarak sorarım. Dönemin başbakanı anneleri çağırdı o biliyor olabilir. Devlet biliyor” diye yanıt verdi.

Adliye önünde açıklama

Öte yandan, Cumhuriyet Dava Koordinasyonu, adliye önünde açıklama yaptı. Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi avukatların da destek verdiği eylemde, tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının fotoğraflarının yer aldığı “Hepsini istiyoruz bu Cumhuriyet davası” pankartı açıldı. Özgür Gündem gazetesini tutuklu Yazıişleri Müdürü İnan Kızılkaya, Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) tutuklu muhabiri Nedim Türfent’in ve Gazete Sûjin’in tutuklu muhabiri Zehra Doğan’ın da fotoğrafları taşındı. Eylemde sık sık, “Özgür basın susturulamaz” sloganları atıldı.

‘Savunmalar davayı boşa çıkartmaya yetiyor’

Tüm dünyanın gözünün bu davada olduğunu söyleyen gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, “Türkiye’de demokrasinin varlığı ya da yokluğunun test edildiği, başta basın ve ifade özgürlüğü olmak üzere tüm dünyada kabul görmüş evrensel düzlemdeki hak ve özgürlüklerin kullanılıp kullanılmadığının sınandığı bir davadır” şeklinde konuştu. Bu davanın sonucunda Türkiye’nin haber alma hakkının önündeki engellerin ya daha da perçinlenmesine ya da yıkılıp geçilmesine yol açacağını söyleyen Mavioğlu, sansürün kaldırılışının 109’uncu yıl dönümünde iki günde yapılan savunmaların davayı tümden boşa çıkartmaya yettiğini kaydetti.

‘Gazetecilerle baş edemezsiniz’

Mavioğlu, iki gündür süren duruşmada Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarının yaptığı savunmaların içeriğine değindi. Mahkeme heyetinin Ahmet Şık’a mal varlığı ile ilgili sorusuna, “Tek dikili ağacım kızım Mina’dır. Onunla gurur duyuyorum” cevabını hatırlatan Mavioğlu, “Hayatta tek dikili ağaçları çocukları olan gazetecilerle baş edemezsiniz” diyerek tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.

A Haber ve TRT için polis bariyeri

Bu arada, dün adliye önünde A Haber ve TRT Haber’in Canlı yayınında tutuklu gazetecilerin fotoğraflarını göstererek protesto etmişti. A Haber muhabirinin yayın sırasında yargılananlar için “Vatan haini” ifadesi kullanması DİSK Basın-İş üyelerinin tepkisine neden olmuştu. Gün boyunca A Haber ve TRT Haber’in yayınlarında yurttaşlar yayına engel olmadan muhabirlerin arkasında durarak “Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet” yazılı ve tutuklu bulunan Cumhuriyet çalışanları ile Özgür Gündem Gazetesi Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya’nın fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşıyarak, görülmesi sağlandı. Benzer eylemleri engellemek amacıyla bugün gazetecilerin bulunduğu noktaya polis bariyerleri konuldu.

İSTANBUL / dihaber

EN SON EKLENENLER