Tahliye edilen gazeteciler: Gazeteciliği suç görenler Türkiye’ye demokrasi getiremez

9 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Cumhuriyet gazetesi avukatlarından Bülent Utku, “Arkadaşlarımızın tek suçu gazetecilik faaliyetidir. Kalbimizin yarısı içeride” derken, yazar Hakan Kara ise, “Gazeteciliği suç olarak gören anlayış Türkiye’ye demokrasi getiremez” dedi.

Cumhuriyet gazetesi yönetici, yazar ve çizerlerine yönelik gerçekleştirilen operasyon kapsamında 9 ay tutuklu kalan 7 kişi, çıkarıldıkları ilk duruşmada tahliye edildi. Cezaevinden çıkan gazetenin avukatlarından Bülent Utku ve yazarı Hakan Kara, hiçbir gazetecinin düşüncesinden dolayı cezaevine konulmaması gerektiğini söyledi.

UTKU: DELİLLER HABER VE RÖPORTAJLAR

Cumhuriyet gazetesinin kuruluşundan bu yana siyasal İslamcı muhafazakar kesime karşı muhalif bir çizgi izlediğini dile getiren Utku, gazeteye yönelik operasyonun bu muhalif yayınından kaynaklandığını vurguladı. 9 aylık tutukluluklarının haklı bir delili olmadığı gibi bugünde hiçbir delilin olmadığını ifade eden Utku, delil olarak dava dosyasına sunulan belgelerin gazetecilik faaliyetleri, haberler ve röportajlardan ibaret olduğunu söyledi.

Utku, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyonun Türkiye’deki gazeteciliği sindirmeye yönelik bir operasyon olduğunu söyledi.

‘ARKADAŞLARIMIZIN TEK SUÇU GAZETECİLİK’

Akın Atalay, Kadri Gürsel, Ahmet Şık ile Murat Sabuncu’nun tutukluluğu yönünde karar verilmesinin davanın gazetecilik faaliyetleriyle ilgili olduğunun göstergesi olduğunu ifade eden Utku, “Hani bu dava gazetecilik faaliyeti ile ilgili değildi. O halde Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Akın Atalay neden tutuklu? Arkadaşlarımızın tek suçu gazetecilik faaliyetidir. Hukukla ilgisi yoktur. Tamamen arkadaşlarımızı içerde tutmaya yönelik bir faaliyettir” dedi.

‘KALBİMİZİN YARISI İÇERDE’

Tahliye edilmeleri yönünde verilen kararda hiçbir ölçü bulmadığını vurgulayan Utku, “Tamamen keyfi bir uygulama. Kalbimizin yarısı içeride. 11 Eylül’e kadar mücadelemizi sürdürmemiz lazım. Arkadaşlarımızın haklılığını, gazetecilik yaptığını zaten duyuldu ama duymayanlara duyurmamız lazım. Umarım 11 Eylül’de arkadaşlarımız özgürlüğüne kavuşur” diye konuştu.

‘BİR YIĞIN GAZETECİ İÇERİDE’

Tahliye olmalarındaki en büyük desteğin kamuoyunun desteği olduğunun altını çizen Utku, “Bizim dışımızda bir yığın gazeteci var içeride. Hiçbir gazetecinin düşüncesi nedeniyle içerde kalmaması gerekir. 7 gazetecinin tahliye edilmesi ‘düşünce ifade özgürlüğü önünde engel kalmadı’ fikrini asla doğurmaz” şeklinde konuştu.

KARA: BÜTÜN MEDYAYA MESAJ VERMEK İSTEDİLER

Gazetenin yazarlarından Hakan Kara ise, Alternatif Nobel Ödülü’nü almayı beklerken kendini Silivri Cezaevi’nde bulduğunu dile getirdi. “Biz Cumhuriyet’e operasyon yaparsak bütün medyaya mesaj veririz, bütün medyayı korkuturuz” diye düşündükleri için böyle bir operasyonun yaptıklarını ifade eden Kara, “Gazeteciliği suç diye anlayan anlayışın Türkiye’ye demokrasi getirmesi mümkün değil. Demokrasi ve basın özgürlüğü, demokrasi ve fikir özgürlüğü birbirinden ayrılmaz parçalardır. Bunları ayırmaya kalkarsanız bu ülkede demokrasi çöker. Fikir özgürlüğünün olmadığı hiçbir yerde kalkınma da olmaz. Bunlar bir birine bağlı şeylerdir” dedi.

‘NİYET OKUYARAK BİZİ İÇERİ ATTILAR’

Cumhuriyet’e yönelik operasyonu “kumpas” olarak değerlendiren Kara, “Niyet okuyarak bizi içeriye attılar. Eğer niyet okumakla iş yapacaksak bu iddianameyi hazırlayan savcıya ‘Senin niyetin Türkiye’yi yöneten insanları suçlamak mı acaba?’ diye sormak gerekir” dedi. Yetkililerin artık gazeteciliğin suç olmadığını anlaması gerektiğini söyleyen Kara, “Bu yöntemlerle bu iş olmaz” dedi.

‘FAŞİST REJİMLERDE OLUR’

Hiçbir savcının bir gazetenin yayın politikasını belirlemeyeceğinin altını çizen Kara, “Bu iş savcının işi değil, gazetecinin işidir. Gazetenin yayın politikasını suç olduğunu söyleyen tek bir yasa da yok. Böyle bir şey ancak faşist yönetimlerde olur. Bir gazete yayın politikasını kendisi belirler” dedi.

EN SON EKLENENLER