Kemalbay nöbetten seslendi: Gelin faşizmi birlikte yenelim

Diyarbakır’dan devralınan İstanbul’daki Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin startını veren HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Karanlığı yenecek cesarete sahibiz, gelin faşizmi birlikte yenelim” sözleriyle herkese ortak mücadele çağrısı yaptı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından Diyarbakır’da startı verilen “Vicdan ve Adalet Nöbeti”nin ikinci ayağı İstanbul’da bugün başladı. Kadıköy’de bulunan Yoğurtçu Parkı’nda başlatılan ve bir hafta devam edecek olan nöbet için HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay ile nöbeti tutacak olan HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Sırrı Süreyya Önder, Nadir Yıldırım, Mithat Sancar, Hişyar Özsoy, Ayşe Acar Başaran, Bedran Öztürk, Erdal Ataş, Leyla Birlik, Sibel Yiğitalp, Erol Dora ve İbrahim Ayhan parka geldi. Polis ablukası altındaki parka gelen Kemalbay ile milletvekilleri haftalık grup toplantısı yaptı.

Nöbetin yapıldığı parka “Faşizmin panzehri adalettir”, “Demokratik siyaset tasfiye edilemez”, “Toplumsal barıştan vazgeçilmez”, “Emekçilerin sosyal hakları gasp edilemez” pankartları asıldı.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Emek Partsi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, Haziran Hareketi Yönetim Kurulu üyesi Erkan Baş, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Sibel Uzun, Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Güllü, ANAP eski Genel Başkanı Nesrin Nas, yazar Oya Baydar ile Diyalog Grubu, Demokrasi İçin Birlik, Alevi örgütleri, ÖHP, SYKP, Halkevleri ve kadın örgütlerinin temsilcileri de grup toplantısına katıldı.

KERESTİCİOĞLU: FAŞİZMİ BİRLİKTE YENECEĞİZ

Grup toplantısında ilk olarak konuşan HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, “Şu barikatlar bir çeper, iki çeper şeklinde bize karşı çıkarılmış engeller. Kınamak yetmez. Bu çeper olmazsa burada binler olacağımızı biliyoruz. Bu eylemi 7 gün boyunca sürdüreceğiz. Sürekli ziyaretlere açık olacağız. Biliyoruz faşizmi, bu ablukayı hep birlikte, el ele tutuşarak yıkacağız. Aldırmayın bu engelleri. Haklı olduğumuz için bu engelleri koymuşlar. Mutlaka ve mutlaka kazanacağız” dedi.

KEMALBAY: SOKAKLARA KİLİT VURMAYA ÇALIŞIYORLAR

Daha sonra HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay grup toplantısında konuştu. Kemalbay’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Bugün parlamentoya kilit vurmak isteyenler, vekillerimizin ağzına kilit vurmak isteyenlere karşı bir araya gelmek istedik. Ama gördük ki sokaklara da kilit vurmaya çalışıyorlar. Çeperlenmiş bu parkta en kuru yerdeyiz, bir kuru ağaç var ve bizi bunun altında tutamaya çalışıyorlar.

YOĞURTÇU PARKI DİRENİŞLERE EV SAHİPLİĞİ YAPTI

O kadar demokrasi mücadelesi verildi ki bu güneş de engelleyemez mücadelemizi. Yoğurtçu Parkı’nda çok mücadele verildi. İşçi direnişlerine, kadın direnişlerine, gezi forumlarına ev sahipliği yaptı. Lice’de Medeni Yıldırım’ın öldürülmesi sonrası yapılan eylemlere bu park sahiplik yapmıştı. Onun için bu parkta Vicdan ve Adalet Nöbeti başlatmamız çok önemli. Buradan tüm demokrasi mücadelesi verenlere selam olsun.

GELİN FAŞİZMİ BİRLİKTE YENELİM

7 Haziran’dan sonra parlamentonun tümü işlevsizleştirilmeye çalışıldı. Biz faşizmi yenmek için 7 Haziran’dan bu yana en geniş şekilde bu bayrağı elden ele yükseltmeye devam ediyoruz. Biz diyoruz ki gelin faşizmi birlikte yenelim. Bu tek adam rejimi mücadele etmeden gitmeyecek.

NEDEN KORKUYORSUNUZ?

Başlattığımız Vicdan ve Adalet Nöbeti Amed’de onlarda öyle bir korku yarattı ki her dakikası polis ablukasında, demir barikatlarla halktan koparılmaya çalışıldı. Sormak istiyoruz; neden korkuyorsunuz? HDP’nin halk ile buluşmasından neden korkuyorsunuz? Erdoğan her yerde miting yapıyor. Ama HDP yapınca tüm kolluk karşımıza dikiliyor. Vergileri bizler tarafından ödeniyor. Bu kadar kuşatmaya hakkınız yoktur diyoruz.

Bu kuşatmalardan sonra diyorlar ‘Halk artık HDP’nin toplantılarına katılmıyor’. Merak ediyoruz bu kadar büyük yalanlar söyleyip akşamları yatağınıza başınızı nasıl koyuyorsunuz? Partimizi kriminalize etme hayalleri kurarak, artık halktan koptuğunu ifade eden hevesler boşunadır. 7 Haziran’dan sonra ne yaptıysanız bu halk size cevabını verdi.

SUÇ İŞLEDİKLERİ İÇİN KORKUYORLAR

Bizden bu kadar korkmalarının AKP-Saray iktidarının ne kadar suçunun olduğunun göstergesidir. 17-25’ten tutalım da El-Kaide desteğine kadar, Sur, Cizre, Nusaybin’e kadar… O kadar büyük suç işlediler ki ondan bizden korkuyorlar. En fazla da Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’tan korkuyorlar. Mutlaka bu suçların hesabını sizden soracağız. Hukuken ve demokratik siyaset yoluyla bunun hesabını vereceksiniz.

SUÇLAMAYI AYNEN SANA İADE EDİYORUZ

Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş rehin tutuluyor. 64 duruşmaya SEGBİS ile katıldı. 9 aydır içerde bulunduğu dosyada her hangi bir takvimlendirme yapılmamış ve duruşma tarihi verilmemiş. Düşünün ki parlamentonun en büyük üçüncü partisinin genel başkanı rehin alınmış. Bu hukuksuzluğun en büyük göstergesidir. Bu hukuksuzluğa ‘Dur’ demek, eylemlerimizin en büyük gerekçelerindendir. Yine eş genel başkanımız Türkiye’de ve dünyada saygı duyulan bir siyasetçidir. Erdoğan bir toplantıda ‘Teröristtir’ açıklaması yapmıştır. Bu suçlamayı ispat etmeye çağırıyoruz ama ispatlayamıyor. Elinde belge varsa savcılara ver. Genel başkanımıza yönelttiğinin bu suçlamayı biz aynen sana iade ediyoruz.

Bunun için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuşlardır, ama Adalet Bakanlığı şöyle bir bilgi notu göndermiştir: ‘Tutukluluklar milletvekillerinin faaliyetlerini engellemiyor.’ Bu çok komik. Bunu Demirtaş şahsında yapmışlardır. Demirtaş da Meclis’e dilekçe gönderdi. Gönderildiği günden bu yana hiçbir cevap yok. TBMM’nin itibarını 5 milyonlukla ölçen bir Meclis Başkanı, Demirtaş’ın dilekçesine yanıt vermedi. Ticari bir şirkete bile dilekçe gitse cevap verilir, ama Karaman’ın bu derdi yok. Neden olduğunu biliyoruz biz ama.

MECLİS NOTERLEŞTİRİLİYOR

Bu iktidar ancak büyük yalanlar söyleyerek ayakta kalabiliyor. Bu yalanlarda kendi havuz medyalarında yer alıyor. Bir miktar sesimiz yükselebiliyordu Meclis’te. Teşhir etme şansı buluyorduk onu da iç tüzüğü geçirerek engellemeye çalışıyorlar. İç tüzük Meclis’in bir noter gibi çalışması için getirildi ve geçirildi.

VAZGEÇMEYECEĞİZ

Toplumun büyük acılarını dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz. Bundan geçmişte vazgeçmedik, bundan sonra da vazgeçmeyeceğiz. Onların korktukları şey birlikte bir mücadele hattının gelişmesidir. Bu Erdoğan-Bahçeli ittifakını korkutan en büyük şeydir. O yüzden Meclis’te sesimiz kesilmeye çalışılıyor. Demokrasi mücadelesinin aktörlerinin önü kesilmeye çalışılıyor. O yüzden 7 Haziran’dan bu yana HDP ablukaya alınmış durumda. HDP’ye kilit vurmadan içini boşaltmak istiyorlar. Birleşik mücadelenin inşasında verdiği bedeller ve mücadeledir.

HERKESE SALDIRIYORLAR

Hak arayan herkese saldırıyorlar. Onun için birleşelim dediğimizde saldırılarını bu kadar arttırıyorlar. Newroz’da herkes tek tek kameralarla kaydedildiği halde halk gürül gürül alana akmıştı. İşte onlar Manisa’daki, Aydın’daki, Isparta’daki haklarını korumak isteyen kadın ile Kürt halkının mücadelesinin birleşmesinden korkuyorlar. Bütün saldırılara rağmen direniş sürüyor. Buna Eş Genel Başkanımızın SEGBİS ile verdiği ifadelerde, Yüksekdağ’ın “Gözlerinizin içine bakmak istiyorum” dediği gibi, Ahmet Şık’ın ‘Savunma yapmıyorum, itham ediyorum’ dediği gibi.

SUR’DAN, NURİYE VE SEMİH’TEN KORKUYORLAR

Sur’da bütün şiddete rağmen ekmeğimizi paylaşmamızdan korkuyorlar. Nuriye ve Semih’in direnişine destek olunmasından korkuyorlar. KHK’larla işten atılan, işsizlik en büyük tarihine ulaşmışken, yaklaşık 2 bin işçi iş cinayetinde yaşamını yitirmişken, çiftçiler tarım politikaları ile mağdur edilirken bizim mücadelemizi daha da yükseltmek zorundayız.

FAŞİZMİ DURDURANA KADAR…

Kürt halkının Suriye’de yükselttiği mücadele, IŞİD katliamlarına karşı yürüttüğü mücadeleye kaşı Türkiye’nin tutumu Türkiye halklarını karşı büyük bir çıkmaza sürüklüyor. Kürt halkının özgürlük mücadelesini destekliyoruz. Kürt halkının özgürlük mücadelesinin yanında olan bir Türkiye’nin kazanacağını düşünüyoruz. Irak’ta, Suriye’de yaşamasının tek yolu olduğunu biliyoruz.

Hepimizin mücadele yolunda verdiğimiz bedeller var. Faşizmi durdurana kadar, Türkiye halklarının özgürlük, barış, demokrasi talebi gerçekleşinceye kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu karanlığı çıktığı yere kadar kovalama gücüne, cesaretine sahibiz.

KİMSEYE MİNNET BORCUMUZ YOK

Nöbetimiz Amed’de büyük bir özveri ve çabayla tamamlandı. Güçlü bir şekilde mesajlarını verdi. Şimdi İstanbul’da birlikte mücadele yolunu döşemek için buradayız. El ele vererek birlikte mücadele edeceğiz. Emekçilerin, kadınların, gençlerin, Türkiye halklarının mücadelesidir. Demokrasinin bu ülkeye gelmesi için yürütülen bir mücadeledir. Ne kadar mücadele verilirse o kadar hızlı demokrasi bu ülkeye gelir. Kimseye minnet borcumuz yoktur. Bizi açlıkla terbiye etmek isteyenlere karşı ekmeğimizi bölüşeceğiz.

EL ELE VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ

Ellerimizi yeni bir dünyayı kurana kadar birleştireceğiz. Her birimiz Demirtaş gibi, Yüksekdağ gibi, Şık gibi, Nuriye ve Semih gibi her yeri mücadele alanı yapacağız. Uzun süreli bir direnişe başladık. Zulme karşı dilsiz şeytan olmayacağımızı herkese göstereceğiz. Hapishanelerin kumdan kalelerini yıkacağız.

Türkiye’nin bütün vicdanlılarını ele ele vermeye çağırıyoruz. Türkiye’nin bütün barış isteyenlerini bu mücadeleye çağırıyoruz. Mutlaka kazanmak için hep birlikte mücadele edeceğiz. Yaşasın adalet için yürüyenler, faşizme karşı direnişi yükseltenler; yaşasın Kürtler, Türkler, Aleviler, işçiler, halklar, kadınlar… Mücadeleyle kazanacağız.”

Yapılan grup toplantısının ardından 7 gün sürecek Vicdan ve Adalet Nöbeti başlatıldı.

EN SON EKLENENLER