Ankara’da 5 kişi tahliye edildi

Aralarında HDP Ankara eski İl Eş Başkanı İbrahim Binici ve Gazeteci Kenan Kırkaya’nın da bulunduğu demokratik kurum ve kuruluşlarda çalışan 9 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Tutuklu sanıklar Mehmet Baytekin, İbrahim Binici, Üsküdar Yumuş, Civan Yıldırım ve Ahmet Kaya tahliye edildi.

Geçen yıl yaşanan bir bombalı saldırıların ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Siyasi uzantıları hesap verecek” sözlerinin ardından Ankara’da gözaltına alınan 5’i tutuklu 9 kişinin yargılanmasına Ankara 14. Ağır Ceza mahkemesinde görüldü.

Tutuklu sanıklardan HDP Ankara eski İl Eş Başkanı İbrahim Binici, HDP PM üyesi Ahmet Kaya, Büro Emekçileri Sendikası(BES) Ankara Şube Yöneticisi Civan Yıldırım Bafra T Tipi cezaevinden, KHK ile kapatılan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Dernekleri Federasyonu (Tuhad-Fed) Ankara Temsilcisi Mehmet Baytekin Ordu E Tipi Cezaevinden, Tuhad-Fed yöneticisi Üsküdar Yumuş Giresun Cezaevinden SEGBİS yolu ile duruşmaya katılırken, tutuksuz sanıklar Hande Kaya, Gazeteci Kenan Kırkaya, Ramazan Güney ve Hamdusena Yıldırım mahkeme salonunda hazır bulundu. Mahkemeye sanık avukatları ve çok sayıda yurttaş katılırken, duruşma solunu polis tarafından abluka altına alınması dikkat çekti.

SARI KIRMIZI YEŞİL ANAHTARLIK SUÇ SAYILDI

Sanıkların ve sanık avukatlarının kimlik tespitinin ardından açık yargılamaya geçilerek özetle iddianameden sanıkların üzerine atılı suçlar okundu. Yine sanıklar hakkında deliller incelenirken sarı, kırmızı, yeşil anahtarlığın suç delili olarak sayılması dikkat çekti.

‘KÜRT KİMLİĞİMİZDEN DOLAYI YARGILANIYORUZ’

Sanık HDP PM üyesi Ahmet Kaya savunmasında, Kürt kimliğinden dolayı yargılandığını, iddianın içinin boş olduğun ifade etti. HDP Parti Meclisi üyesi olduğunu belirten Kaya, politik görüşünden dolayı polislerin masa başında iddianame hazırlayarak savcılığa sunduğunu dile getirdi. Kaya, tahliyesini ve beraatını talep etti.

‘CENAZELER KATILMAK SUÇ OLAMAZ’

2007 ve 2011 yıllarındaki genel seçimlerde milletvekili seçildiğini hatırlatan HDP Ankara eski İl Eş Başkanı İbrahim Binici yıllardır siyasetçi olduğunu dile getirdi. Yaptığı ziyaretlerin ve gittiği cenazelerin suç olamayacağını söyleyen Binici “Cenazeler insani olarak katıldım, cenazeye katılmak nasıl suç olarak sayılabilir” diye konuştu.

‘SENDİKAL FAALİYET YÜRÜTÜYORUM’

Sanık Civan Yıldırım illegal bir yapılanmanın üyesi olmadığını, yasal bir sendikada yöneticilik yaptığını beyan etti. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Yıldırım ağır hasta olduğunu, beraatını ve tahliyesini talep ettiğini söyledi.

‘TUHAD-FED YASADIŞI GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILIYOR’

Daha sonra savunmasını yapan Mehmet Baytekin ise iddianamede Tuhad-Fed’in yasadışı örgüt olarak gösterildiğini kaydetti. Tuhad-Fed’in yasal olarak Adalet Bakanlığının verdiği izinler çerçevesinde faaliyet yürüttüğünü hatırlatan Baytekin, “Tuhad-Fed Ankara temsilciğini yapıyordum, derneğimiz KHK ile kapatıldı, ancak yaptığımız bütün işler yasal ve hukuka uygundu illegal hiçbir şey yapmadık” beyanlarında bulundu.

‘GAZETECİLİK YARGILAMASI’

Gazeteci Kenan Kırkaya ise, yaptığı savunmada, kendisiyle ilgili yargılamanın bir gazetecilik yargılaması olduğunu, hazırlanan iddianamenin de bunun kanıtı olduğunu söyledi. Beşiktaş patlaması sonrasında Türkiye genelinde İçişleri Bakanının talimatı ile 945 kişinin gözaltına alındığını ve kendisinin de aralarında bulunduğu onlarca kişi ile birlikte bu gözaltı operasyonu kapsamında gözaltına alındığını belirten Kırkaya, “Bir görüntü oluşturmaya çalıştılar. Ancak bu olayla ilgili ne iddianame de ne de sorguda bu olayla ilgili bize herhangi bir soru sorulmadı. Sorulması da mümkün değil zaten. Bizi gözaltına alanlarda bunu biliyorlardı” dedi.

HAKİM: O ZAMAN AJANS DEĞİŞTİR

Savcının iddianame de, kendisi için, “2010 tarihinden itibaren DİHA’da sorumlu düzeyde çalışıyor” sözlerine de itiraz eden Kırkaya, “Ben önce bu bilgiyi düzeltmek istiyorum. Ben 2010 tarihinden değil, 2002 tarihinden beri DİHA’da çalışıyorum. Her düzeyde bu ajansta görev yaptım. Muhabirlik, editörlük, haber şefliği, haber müdürlüğü, temsilcilik… Bu görevi de evrensel gazetecilik kriterleri kapsamında yapmaya çalıştım. Bunu yaptığım için de o tarihten beri düzenli bir şekilde soruşturmaya, gözaltılara, tutuklamalara maruz kaldım. Hakkımda yargılamanın yargılaması bile yapıldı. Bu dosyada bana yöneltilen suçlamaların tamamı daha önce zaten yargılama konusu yapılmıştı” dedi. Bunun üzerine Kırkaya’nın sözünü kesen Mahkeme Başkanı, “Bu ajans yasal mı” diye sordu. Kırkaya’da DİHA’nın yasalar çerçevesinde kurulduğunu ve devletin vergi mükellefi olduğunu belirtti. Buna rağmen her zaman hedefte olduklarını dile getiren Kırkaya’ya Mahkeme Başkanı “O zaman sende ajans değiştir” diye cevap verdi. Kırkaya, bunun üzerine şöyle konuştu:

‘BU YARGILAMA BENİM NE YAPMAM GEREKTİĞİNİN YARGILAMASIDIR’

“Sayın başkan sorun tam da bu, bu yargılamanın ne yapıldığını aslında ifade ettiniz. Burada yargılama konusu yapılan benim eylemlerin veya ne yaptığım değil. Bu dosya benim ne yapmam gerektiği üzerine oluşturulmuş. Yani devlet bana nasıl gazetecilik yapacağımı, nasıl haber yazacağımı, nerede durmam gerektiğini tarif ediyor. Bunu yapmadığım için de bu dosyaları oluşturuyor” diye belirtti.

‘İKİNCİ TAMAMLANMAMIŞ KİTAP OLAYI’

Kırkaya, cezaevinde yazdığı ve henüz tamamlamadığı Kürtçe bir roman çalışmasının da suçlaması konusu yapılmasını eleştirerek, “Bu kitap çalışması Kürtçe olduğu için peşinen suçlama konusu yapılıyor. Ben bu roman çalışmasında taşı anlamayı, taşı konuşturmaya, taşın insan ile ilişkisine odaklanmaya çalıştım. Taşın hikayesidir, suçlama konusu yapılan. Henüz yayınlanmamış tamamlanmamış bir kitap çalışması suçlama konusu yapılıyor” dedi ve roman çalışmasının tarafına iade edilmesini istedi. Kırkaya son olarak, “Ben gazeteciliği bana dayatıldığı ve tarif edildiği gibi değil, vicdanım ölçüsünde evrensel değerlere göre, bildiğim doğrulara göre yapmaya devam edeceğim” diye ifade etti.
Diğer sanıklar Hande Kaya, Üsküdar Yumuş, Ramazan Güney ve Hamdusena Yıldırım’da tahliyelerini ve beratını talep etti.

‘KIRKAYA’NIN TUTUKLANMASI TALEP EDİLDİ’

İddia makamı ise mütalaasında Gazeteci Kenan Kırkaya’nın adli kontrol hükümlerini ihlal ettiği gerekçesi ile tutuklanmasını, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını, adli kontrol şartı ile tutuksuz yargılanan sanıkların adli kontrol hükümlerinin devam etmesini talep etti.

Savcının mütalaasının ardından savunma yapan sanık avukatları da dava dosyasının hukuki değil siyasi bir dava olduğunu, iddianamenin boş olduğunu bu yüzden tutuklu sanıkların tahliye ve beraatını tutuksuz sanıkların ise beraatını talep etti.

TÜM SANIKLAR SERBEST

Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme tutuklu tüm sanıkların tahliyesine, ayda iki kere olmak üzere imza şartlı adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına, Gazeteci Kenan Kırkaya’nın tutuklanması talebinin reddine, tutuksuz sanıkların ise adli kontrol şartı hükümlerince haftada bir kez imza atmaya devam etmelerine karar verdi.

Bir sonraki duruşma 26 Ekim 2017 tarihinde görülmesine karar verildi.

EN SON EKLENENLER