Avukat Pasinli: Tecavüzcüleri cesaretlendirici bir tasarıdır

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Başkanı Avukat Aslı Pasinli, “Tecavüzcüleri cesaretlendirir” diyerek müftülüklere nikah kıyma yetkisi veren tasarının bir an önce geri çekilmesini istedi.

AKP tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulan ve müftülüklere nikah kıyma yetkisini de veren “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı”ya her geçen gün kadınların tepkisi artıyor. Tasarı evlendirme yetkisi bulunan görevlilere il ve ilçe müftülerinin eklenmesini öngörüyor. Tasarıyı kadın haklarını bertaraf etmeye dönük bir uygulama olarak değerlendiren Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Başkanı Avukat Aslı Pasinli, dini bir makamın Medeni Kanun’da nikah kıyma işlemiyle bir alakası olmadığını belirterek, tasarının bir an önce geri çekilmesi gerektiğini söyledi.

Daha önce de “Kadınların ve çocukların tecavüzcüleriyle evlendirilmesi” gibi benzer bir tasarının Meclis’te gündeme geldiğini hatırlatan Pasinli, söz konusu tasarının kamuoyu ve duyarlı kadın çevrelerinin oluşturduğu tepkiler nedeniyle geri çekildiğini söyledi. Bu tasarının aslında bir yoklama hamlesi olduğunu belirten Pasinli, daha önce Bursa’da vagonların kadın erkek olarak ayrıştırılması ve pembe taksiler gibi cinsiyetçi ayrıştırmalara gidildiğini hatırlatarak, tasarıya tepki gösterdi.

‘TASARIYA KARŞI CİDDİ REAKSİYON GELİŞECEK’

OHAL süreciyle birlikte kadın kurumlarının çoğunun kapatıldığını hatırlatan Pasinli, “Meclis’e sunulan bu ayrıştırıcı uygulamalara yönelik çok ciddi bir kamuoyu oluştu. Gelen tepkilerin neticesinden de anlıyoruz ki kadın kurumları hala çok diri ve hala bu tarz uygulamalara tepki gösterecek bir reflekse sahiptir. Meclis’e sunulan bu tasarının hemen ardından Meclis tatile girdiği için verilen bütün tepkiler ‘havada kalacak, karşılık bulmayacak’ tepkilermiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Meclis tekrar yeni döneme girdiği zaman, birçok kurum ve kuruluş olarak tepkilerimizi sunacağız. Şu an bile çok ciddi reaksiyonlar geliştiği ortadadır” dedi.

Pasinli tasarıda en çok dikkat çeken üç maddeyi şöyle sıraladı: “İl ve ilçelere müftülüklerine nikah kıyma yetkisinin verilmesi, sağlık personelinin takibi dışında oluşan doğumların sözlü beyana dayandırılması, genel ahlak ibaresinin tasarı metninde geçmiş olması.” Pasinli bu maddelerin ciddi ve kabul edilmez olduğunu söyledi.

‘ÜLKEDE NİKAH KIYMAK İÇİN KİMSE SORUN YAŞAMIYOR’

Nikah kıyma yetkisine sahip bir çok kurum ve makamın olduğunu söyleyen Pasinli, il ve ilçe müftülülerine nikah kıyma yetkisinin verilmesinin işleri kolaylaştırıcı bir yanı olmadığını dile getirdi. Pasinli, “Şimdiye kadar kimse nikahının kıyılması noktasında bir zorlukla karşılaşmamış bu ülkede. O yüzden biz işleri kolaylaştıracak diye bir gerekçeyi çok da tatmin edici bulmuyoruz” diye konuştu.

‘MÜFTÜLÜKLERİN NİKAH KIYMA İLE BİR ALAKASI YOK’

Müftülüklerin dini bir makam olduğunu belirten Pasinli, dini bir makamın Medeni Kanun’da nikah kıyma işlemiyle bir alakasının olmadığını söyledi. Pasinli, “Bu alanla ilgilenen belli makamlar söz konusu. Belli bir dine mensup makamların etkinliğini artırmak laikliğe de ters düşer. Medeni Kanunla beraber kadınların haklarını da ihlal edici nitelikte bir maddedir. Kadın örgütleri de bu anlamda eleştirmekte. Bu tasarı ile imam nikahlarının da önü de açılacak. Aynı zamanda erken evliliklerin önünü açmaya, arttırmaya gebe bir uygulamadır. Onun için kadınlar karşı çıkıyor” dedi.

‘TASARI İLE TACİZ VE TECAVUZCÜLER GÖRÜNMEZ KILINIYOR’

Tasarının 5’inci maddesinde, “Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların sözlü beyana dayalı olarak bildirilmesi” hususu olduğuna dikkat çeken Pasinli, bunun oldukça sıkıntılı bir madde olduğunu söyledi. Pasinli, “Normalde erken yaşta zorla evliliklerin ve çocuk istismarının tespitine o kişi hamile kaldıktan sonra doğum yapmak için hastaneye gittiğinde, oradaki sağlık personelinin bildirimi sayesinde haberdar oluyorduk ve bu kişilerin yargı önüne çıkarılması söz konusu olabiliyordu. Şimdi sözlü beyana dayalı uygulamayla beraber tacizcinin tespiti ve yargı önüne çıkarılması zorlaştırılıyor. Böyle bir hükmü içeriyor. Tasarı aynı zamanda istismarın da görünmez kılınmasına yol açarak, evde yapılan doğumları arttıracak. Erken evliliklerin önünü açarak doğumları da arttıracak. Evde doğum yapan kadın ve çocuk gerekli sağlık hizmetlerinden yararlanamayacağı için anne ve çocuk ölümlerinde artış olacak” diye ifade etti.

‘AHLAK EKSENLİ TERİMLER HUKUÇULARI RAHATSIZ EDİYOR’

Yine tasarıda geçen ve büyük tepki toplayan bir diğer hususun ise “genel ahlak” ibaresi olduğuna değinen Pasinli, “Bir insanın Türk vatandaşı olabilmesi için de belli kriterlere uyması gerekir. Bu tasarıyla Türk vatandaşlığı için gerekli olan kriterlerin dışında bir de ‘Genel ahlak’ ibaresi eklenmiş. Kanunun gerekçesinde genel ahlak şunu içeriyor: ‘Evlilik sürecinden önce genel ahlakı tehlikeye sürecek herhangi bir şey yapmamış olması gerekiyor.’ Bu oldukça sübjektif bir ibare. Kime ve neye göre. Aynı zamanda genel ahlak ibaresinin sübjektif olmasından da ziyade ahlak eksenli terimlerin tasarıya girmesi de biz hukukçular açısından son derece rahatsız edicidir” dedi.

‘ERKEN YAŞTA EVLİLİKLERİN ÖNÜNÜ AÇIYOR’

Genel olarak tasarı metinin kadınları ilgilendiren ve kadınların Medeni Kanun’da kazandıkları hakları bertaraf edici bir tasarı olduğuna dikkat çeken Pasinli, tepkilerin çığ gibi büyüdüğünü ve büyümeye devam edeceğini dile getirdi. Pasinli, “Söz konusu tasarı erken yaşta evliliklerin önünü açıcı, bir nevi tecavüzcüleri cesaretlendirici bir tasarıdır. İmam nikahının önünü açacak dolayısıyla daha belli bir dine göre yerleşmiş uygulamaların önünü açacak bir tasarıdır. Bu anlamda biz tabi ki tepkimizi sunuyoruz. Bir kadın olarak da, bir hukukçu olarak da kazanılmış hakların korunması anlamında bu kanun tasarısında tepkimizi koymamızın önemini bir kere daha buradan dile getirmek gerekiyor” diye konuştu.

Pasinli, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara da atıfta bulunarak, tasarının İstanbul Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu söyledi.

EN SON EKLENENLER