Erdoğan ‘Kobanê olayları’ hakkında neden yanlış bilgi veriyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demirtaş’ı “terörist” ilan ettiği Kobanê eylemlerini ısrarla 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşanmış gibi gösteriyor. HDP’li Nadir Yıldırım, Erdoğan’ın manipülasyon yaptığını dile getirirken, hukukçu Yusuf Alataş, Erdoğan’ın dile getirdiği yanlışların sorgulanmadığını söyledi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, ısrarla Kobanê eylemlerini 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşandığını ve üstelik de bunun Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) elde ettiği başarıyla ilgili olduğunu yansıtmaya çalışıyor. Erdoğan en son dün İstanbul’dan bölgedeki Diyanet İşleri Başkanlığı Öğrencileri Yaz Etkinliği kapanış programında yaptığı konuşmada konuyu gündem getirdi. Erdoğan konuşmasında, “Şimdi geçmişte o gezdiğim yerlere hendekler açıldı. Ne dediler, ‘Biz Kürtlerin temsilcisiyiz.’ Yalan söylediler, onların benim Kürt kardeşlerimle alakaları yoktu. 7 Haziran seçimlerinde biraz başarı gördüler ve hemen ardından sokaklara çağırdılar ve 53 kişinin ölümüne neden oldular. Ölenler kimdi? Hepsi de benim Kürt kardeşlerimdi. Peki öldüren? Onlar da Kürt’tü” diye konuştu.

DOKUNULMAZLIKLARDA DA GÜNDEME GETİRMİŞTİ

Erdoğan, daha önce de dokunulmazlıklar gündeme geldiğinde Kobanê eylemlerini HDP’nin 7 Haziran’da elde ettiği başarının bir sonucu göstererek, 6 Kasım 2016 yaptığı konuşmada, “PKK’nın parlamentodaki uzantıları var. Biz bu işin önünü açtık, varsın parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler, ama bununla yetinmediler. 80 milletvekilini yakaladılar, ertesi gün Diyarbakır’da halkı sokağa davet ettiler, 50 kişinin ölümüne yol açtılar. Bunu onlar yaptı” ifadelerini kullanmıştı.

‘80 VEKİL ÇIKARDILAR HER TARAFI YAKIP YIKTILAR’

7 Haziran seçimlerinden sonra MHP ile birlikte Türkiye’yi yeniden seçime götüren Erdoğan, HDP’nin 1 Kasım’da baraj altında kalmasının risk olmadığını da dile getirerek, yine Kobanê’yi işaret etmiş ve “Demokrasilerde sandıktan çıkan neticeye razı olunur. Kaldı ki bahsettiğiniz parti 80 vekil çıkardı da ne oldu? Her tarafı yakıp yıkmadılar mı?” değerlendirmesinde bulunmuştu.

‘KOBANÊ OLAYLARI BİR YIL ÖNCEYDİ’

Oysa Erdoğan’ın ısrarla 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin elde ettiği başarıya bağladığı Kobanê olayları seçimlerden bir yıl önce yani 6-8 Ekim 2014 tarihinde yaşandı. Erdoğan’ın “Kobanê düştü düşüyor” sözleriyle alevlenen olaylarda resmi verilere göre 55 kişi hayatını kaybetti ve hayatını kaybedenlerden en az 50’si HDP ve DBP üyesiydi. Üstelik Erdoğan, 7 Haziran’da elde edilen başarının bir sonucu olarak ileri sürdüğü Kobanê olaylarını gerekçe göstererek, tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı peşinen “terörist” ilan etti.

‘MANİPÜLASYON YAPILIYOR’

Erdoğan’ın bilerek bu tür “manipülasyonları” yaptığını belirten HDP Örgütlenmeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, “Erdoğan’ın en fazla yaptığı şey insanların bilgi ve birikimiyle dalga geçmesi ve aynı zamanda algı oluşturmaya çalışmasıdır. Cumhurbaşkanı değil, özel savaş elemanı gibi çalışıyor Erdoğan” diye konuştu. Söz konusu yaklaşımın, “toplumun bilincini ve bilgisini çarpıtmaya dönük” olduğunun altını çizen Yıldırım, “6-8 Ekim olaylarının sorumlusu Erdoğan’ın kendisidir. İşareti o verdi, ‘Kobanê düştü düşüyor’ diyen kendisidir. Erdoğan’a karşı, Erdoğan-DAİŞ ortaklığına karşı halk sokağa çıktı. Yavuz hırsız misali şimdi hedef saptırıyor ve eş genel başkanımıza ilişkin algı oluşturmaya çalışıyor” dedi.

‘YAŞAMINI YİTİRENLERİN 50’Sİ PARTİ ÜYEMİZDİR’

Kobanê olaylarının 7 Haziran’dan neredeyse bir yıl önce yaşandığının altını çizen Yıldırım, “7 Haziran, Erdoğan’ın marifetiyle yok sayılan halkın iradesiydi. Kobanê de halkımıza ve partimize karşı işlenmiş suçlardır. 55 insanın 50’si parti üyemizdir ve paramiliter güçler tarafından öldürülmüştür. Yalan, yanlış bilgilerle algı oluşturmaya çalışıyor. Erdoğan, tarihi bizden daha iyi biliyor; ama çarpıtmak ve algı oluşturmak için bunu yapıyor” diye konuştu.

‘PEŞİNEN KABUL EDEN BİR KİTLE VAR’

Hukukçu Yusuf Alataş da, Erdoğan’ın söylediklerini sorgulamayan ve doğru kabul eden bir kitle olduğunun altını çizerek, “Bu olaylar ne zaman oldu, nasıl oldu, Demirtaş’ın bu olaylarda rolü var mıydı yok muydu, bu kitle bununla ilgilenmiyor. Yanlış bilgi verilmesi sorun bile yapılmıyor. Hitap ettiği kitle bunu olduğu gibi kabul ediyor. Toplum sorgulamayı bir tarafa bıraktığı zaman yargı kurumlarına gerek kalmaz. Bilinçli olarak bunlar çarpıtılıyor. Medya bütünüyle bu tavrı ve söylemi destekliyor. Kamuoyu ciddi bir şekilde oluşturulmuş durumda” dedi.

‘TUZ KOKTU’

Alataş, Erdoğan’ın yanlış bilgi üzerine oturtarak Demirtaş’ı ve HDP’lileri “terörist” ilan etmesini de “tuzun koktuğu nokta” olarak nitelendirdi ve şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanı açısından yeni ya da sürpriz bir şey değil. Mevcut iktidarın karşısında olan herkes ya ‘terörist’tir ya da ‘teröristler’le işbirliği içindedir. Kamuoyu böyle yönlendiriliyor. Gerginlik politikasının kendilerine yaradığını düşünüyorlar. Sürekli bir toplumsal ayrıştırma, bir hedef gösterme, toplumu kamplara bölerek ülkeyi daha rahat yönetme imkanı yaratılıyor. Cezaevinde olan yargılanan birine bir ülkenin cumhurbaşkanı ‘terörist’ derse herhangi bir yargının onu adil yargılayacağına kim inanır? Yargının denetim altına alındığı, üst yargı kurumlarının iktidar tarafından belirlediği bir dönemde bir parti liderine ‘terörist’ dediğiniz bir durumda onun adil yargılanması diye bir şey olmaz. Masumiyet karinesi diye bir şey var. Mahkemeler tarafından karar verilmedikçe hiç kimse peşinen suçlu ilan edilemez. 7 milyon kişinin oyunu almış bir parti liderini ‘terörist’ diye suçlarsanız o zaman terörizmin tarifi nedir, kim teröristtir kim değildir?

Bu HDP’yi bitirme planıdır, bütünüyle HDP bitirilmek isteniyor. Sadece eş başkanlarda değil. Çok sayıda milletvekili cezaevinde, belediye başkanları görevden alındı, kayyımlar atandı. Bölge insanı seçeneksiz bırakılmak isteniyor. Demokrasi iddiasında olan bir ülkenin en tepesindeki lider bir başka partinin liderini ‘terörist’ ilan ederse orada artık tuzun koktuğu andır.”

Kenan Kırkaya – dihaber

EN SON EKLENENLER