CHP: İttifaklar için çalışmalar var ve sonuç verecek!

 İttifak ve ortak mücadele arayışlarını değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, bu konuda kimi çalışmalar olduğunu, adalet ve vicdan arayışlarının da bu konuda ileriye dönük atılan adımlar olduğunu söyledi. Bekaroğlu, Erdoğan’ın kavgayı eski mevzilere çektiğini belirterek muhalefeti de uyardı. 

Solun birçok kesimi ve Kürt siyaseti, ittifak ve ortak mücadeleye ilişkin olumlu görüş belirtirken, geçmişteki pratikleriyle ortak mücadeleden uzak duran hatta birçok politikası nedeniyle iktidar partisinin yanında yer alan CHP’nin tutumu ise merak konusu. Dokunulmazlıklar konusunda, “Anayasa aykırı ama destek vereceğiz” diyen ve en sonunda işin ucu kendilerine dokununca “Adalet Yürüyüşü” başlatan CHP’den, şimdiye kadar çok açık olmayan ortak mücadele ve yan yana duruş konusunda açıklamalar geldi. Gelinen aşamada CHP’nin bu konuda ne düşündüğüne ilişkin CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, dihaber’e konuştu.

Bekaroğlu, “ittifak ve ortak mücadele” konusundaki tartışmalarda özellikle “cephe” kavramının kendileri açısından sakıncalarına işaret ederek, bunun Türkiye’yi böleceği ve kutuplaştıracağı kaygısı taşıdıklarını söylüyor. Bekaroğlu’na göre siyaseten ayrım yapılacak tek konunun, “demokrasiye karşı tutum” üzerinden olması gerekiyor. Bekaroğlu, konuya ilişkin şunları söyledi:

‘BİR AYRIM OLACAKSA İLKESEL OLACAK’

“Cephe kelimesini dilimizden bütünüyle çıkarıyoruz. Türkiye’nin ciddi bir problemi bu cepheleşme olayı. Çünkü cepheleşme kimlikler üzerinden oluyor ve tehlikeli bir şey. Hem ilkesel olarak tehlikeli, Türkiye toplumunu parçalıyor, toplumu kutuplaştırıyor, hem de siyasi olarak sakıncalı. Çünkü cephe dediğiniz zaman Türkiye’de muhafazakar, mütedeyyin, ya da seküler, laik diye bir ayrım oluyor. Burada daha çok mütedeyyin, muhafazakar gibi görünenler kazançlı çıkıyor. Bu anlamda cepheleşmeleri tehlikeli ve yanlış buluyorum. Eğer Türkiye’de ayrım olacaksa, ilkesel olacak, Türkiye’de adaletten, eşitlik ve özgürlükten yana olanlar ile karşı olanlar diye bir ayrım olabilir. Cephe kelimesine ya da bu yönlü kavramlara gerek yok. Bu ezberlerden çıkmak lazım. Türkiye siyasetinin geçmişinden kalma bu cepheleşmelerden, kutuplaşmalardan, kimlik siyasetinden çıkmak gerekiyor.”

‘İTTİFAK ÇALIŞMALARI VAR VE İLERLEYECEK’

Ortak mücadelenin gerekliliği noktasına geldiklerini söz arasında dile getiren Bekaroğlu, bunun nedenlerini de, “Türkiye’nin ciddi problemleri var. Demokrasiyle ilgili eksiklikler var. 16 Nisan referandumundan çok daha gerilere düşüldü. Gerçek bir demokrasiden bahsedemiyoruz, tek adam yönetimi var, Meclis etkisiz hale getirildi, kuvvetler ayrılığı yok edildi. Bunlar demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. İnsan hakları ile ilgili özellikle OHAL’den bu yana var olan ihlaller arttı. Ekonomiyle ilgili büyük sıkıntılar var. 15 yıldır iktidarda olan AKP bu eksikleri oluşturdu. Şimdi bu iktidarın seçimler yoluyla el değiştirmesi gerekiyor” sözleriyle dile getirdi. Bütün bu sorunlarla başa çıkmak için de “kimlikler üzerinden parçalanmış olan toplumu siyasal ilkeler üzerinden demokrasiyi onarmak, hak ve özgürlükler konusunda ileriye adım atmak, adaleti ayağa kaldırmak; bu kavramlar üzerinden toplumu birleştirmek gerektiğine” işaret eden Bekaroğlu, “Böyle bir çalışma yapmak lazım. Var bu çalışmalar ve ilerleyecek diye düşünüyorum” diye konuştu.

‘SORUN ALANLARINA ÇÖZÜM İÇİN BİR ARAYA GELMEK LAZIM’

Bir araya gelişlerin ve ortak mücadelenin, “kimlikler üzerinden” değil daha çok “Türkiye’deki sorun alanları” üzerinden yaşanması gerektiğinin altını çizen Bekaroğlu, “Yani ‘Ülkenin şu şu eksikleri var ve bunları gidermek için toplumun tekrar birleşmesi gerekir’ diye pozitif cümleler ve bir programla çıkılırsa başarılı olunur” dedi. Bekaroğlu, AK Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın muhalefeti karşı karşıya getirme, birbirinden uzaklaştırma stratejisinin de farkında ve sağlam bir duruşla bunun boşa çıkarılabileceğini düşünüyor. Bunu da Erdoğan’ın referandum sürecinde “Hayır” diyen herkesi “terörist” olarak gösteren söylemleri üzerinden örneklendiren Bekaroğlu, “Ama insanlar bunu ciddiye almadığı için çok da işine yaramadı. Erdoğan’ın o dilini bozmak mümkündür, yeter ki muhalefet kimlik siyasetinden çıksın ve o tuzaklardan kurtulsun. Erdoğan yem atıyor, olta atıyor. Müftülere nikah falan diyerek toplumu ayağa kaldırıyor. Bunu bilerek yapıyor; siyaseti, kavgayı hep eski mevzilerine çekiyor. Çünkü o mevzilerde şimdiye kadar hep kazandı. Kimlik üzerinden tartıştığınız zaman bu toplum kimliğini tercih ediyor. Erdoğan bu yüzden siyaseti hep buradan kuruyor ve buradan kazanacağını biliyor. Erdoğan tuzak kuruyor, tuzağa düşmemek lazım” diye konuştu.

ŞİDDET ELEŞTİRİSİ

Bekaroğlu, yaşanan şiddetin “ittifaklar önünde engel” olduğunu düşünüyor. Bekaroğlu, en son Maçka’da yaşanan çatışmaya da dikkat çekerek, “Şiddet de bir gerçek ve muhalefetin önündeki engellerden biri de halen şiddetin var olmasıdır. Bunun aşılması gerekiyor. Şiddeti kullananların bir şekilde ittifakta yer alması mümkün değil. Bu konuda kimse başını kuma gömemez” diye konuştu.

‘BU KEZ EVET DEMEK İÇİN ORTAYA ÇIKMAK LAZIM’

Yeni oluşacak olan ittifakın da 16 Nisan öncesi yaşanan toplumsal birleşmenin karıştırılmaması gerektiğini dile getiren Bekaroğlu, “16 Nisan’da toplum bir araya gelmedi, herkes durduğu yerden yaşananlara itiraz etti. Bir program falan yapmadılar. Yapılan Türkiye’de demokrasiyi daha da gerilere düşürecek, demokratik siyaset zeminini ortadan kaldıracak anayasa değişikliğine kendi kampanyalarıyla ‘Hayır’ dediler. Önümüzde ise bir seçim var. Bu sadece 16 Nisan’ın rövanşı değil. Hükümet seçilecek. Bu bambaşka bir durum ve bir program hazırlanması gerekiyor. Türkiye’nin demokrasiye geçiş programı, ekonomiyi onarma programı… Bu şekilde milletin karşısına ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ demek için çıkmıyoruz. ‘Erdoğan’a hayır’ diye çıkarsanız kaybedersiniz. ‘Evet’ demek için çıkacaksınız. Neye evet diyeceksiniz, demokrasiyi güçlendirmeye, hak ve adaleti ayağa kaldırmaya, Türkiye’de pastayı büyütmeye ve bunu adil dağıtmaya evet diye bir programla çıkmak lazım. Bunun üzerinde çalışmak lazım” ifadelerini kullandı.

‘DAHA GENİŞ BİR İTTİFAKI HEDEFLEMEK LAZIM’

HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in “CHP’ye yönelik yapılan ittifak” çağrısını da değerlendiren Bekaroğlu, şunları söyledi: “Bu çağrıların yapılması iyidir. CHP ve HDP’nin ittifakı falan diye de taktim edilmemesi gerekiyor. Toplumun tüm kesimleri ortak bir programla, kendi programları, parti görüşleri saklı tutmak kaydıyla bir ortak program yapacaklar. Gelecekler çalışacaklar. Bu da uzun bir çalışma ve bunu topluma anlatmak lazım.

Ortak aday işi bu işin en son halkasıdır. Hiç ortak adayda olmaz, toplum ortak adayı belirleyebilir. İlk tura herkes girer ortak aday da oradan çıkabilir. Dolayısıyla önemli olan nasıl bir programda insanlar birlikte hareket edebiliyor. Birlikte olmalarını engelleyen bagajları, duvarları aşabiliyorlar mı aşamıyorlar mı? Bunu topluma anlatmak lazım. Sonra aday işi kolay. Adalet ve vicdan eylemleri bunun zeminini hazırladı. HDP’nin vicdan ve adalet nöbetleri tecrit edilmeye başlandı ama her şey ileriye yönelik bir adımdır.”

YARIN: KESK emek alanından doğru ittifakları değerlendiriyor

Kenan Kırkaya – dihaber

EN SON EKLENENLER