Ermenilere Sur’daki kiliseleri yasak!

 Dini ayinleri için 2015 yılından bu yana Sur’daki kiliselerine gidemeyen Ermeniler, Sur’daki yıkımın tekçilik anlayışının devamı olduğunu vurguladı.

Hıristiyan dünyasında her yıl 15 Ağustos gününe en yakın pazar günü kutlanan “Üzüm Kutsama Bayramı” Diyarbakır’da bulunan Ermeni Hıristiyanlar tarafından kutlanırken, Ermenilere ait Surp Gregos Kilisesi 2015 yılı Aralık ayından bu yana “sokağa çıkma yasağı” kapsamında olduğu gerekçesiyle kapalı tutuluyor. Kiliselerinin kapalı olmasından dolayı Süryani Kilisesi’nde bayramlarını kutlamak zorunda kalan Ermeni yurttaşlar duruma tepki göstererek, Sur’da “kentsel dönüşüm” adı altında devam eden yıkımın tekçi anlayışın devamı olduğunu vurguladı.

ERMENİ KİLİSESİNİN KAPALI OLMASINA TEPKİ

Bayramlarını Süryani Kilisesi’nde kutlamak zorunda kaldıklarını ifade eden Paramaz Mercan, “Surp Gregos kilisemiz kapalı olduğu için bugün bayramı burada kutluyoruz. Sur içerisindeki kentsel dönüşüm çalışmaları bahane edilerek kilisemize gitmemize izin verilmiyor” diye konuştu.

Kiliselerinde ciddi bir hasar olmadığını vurgulayan Mercan, “Dört Ayaklı Minare ile kilisemiz arasında yaklaşık 100 metre kadar bir mesafe var. Devlet yetkililerinin özel günlerimizde ibadetlerimizi yapabilmemiz için koridor açabilme durumu da var. Şehrin her yerine barikat diziyorlar. Kilisemize kadar olan alanda barikatlarla bir koridor açılabilirdi” diyerek, kiliselerine ulaşmalarının engellenmesine tepki gösterdi.

Türkiyeli bir Ermeni olarak dini vecibelerini yerine getirmek istediğini söyleyen Mercan, bunun anayasal bir hak olduğunu dile getirdi. Mercan, “Anayasal bu haklarımın iadesinin bir pratiği olmalıdır. Öyle kağıt üzerinde olmasının bir anlamı yok” dedi ve uygulanan yasağı eleştirdi.

‘TOKİ’NİN TANITIM REKLAMINDA KİLİSE YOK’

Sur’un demografik yapısının değiştirilmek istendiğini belirten Mercan, 21’inci yüzyılda yaşanmasına rağmen iktidarın hala ilkel bir politika peşinden koştuğunu ve bunun kınanacak bir durum olduğunu söyledi. Mercan, TOKİ’nin Sur için hazırladığı tanıtım reklamını izlediğini belirterek o reklamda Surp Gregos Kilisesi’nin çanını görmediğini vurgulayarak, iktidarın bu tek tipleştirme politikalarından vazgeçmesi gerektiğini dile getirdi. “Bu zenginlikleri ve kültürleri yok etme anlayışı başarıya ulaşamaz” diyen Mercan, Sur’daki kültürel zenginliklerin yok edilmesine karşı herkesin birer nefer gibi ayakta olması gerektiğini belirtti.

‘SUR 7 DİLLİ 70 COĞRAFYANIN EGEMEN OLDUĞU BİR KENTTİR’

Üniversite okumak için geldiği Diyarbakır’dan bir daha ayrılmayan Hadi Gümüş, Üzüm Kutsama Bayramını kutlamak için Süryani Kilisesi’ne geldiğini ifade ederek, Süryanilerin bu bayrama çok önem verdiğini ve dünyanın en ünlü şarabını ürettiğini, bölgede bağcılığın bitirildiğini ve bunun bilinçli bir politikanın ürünü olduğunu dile getirdi.

Sur’un Ortadoğu’nun simgelerinden olduğunu belirten Gümüş, Sur için “Burası kültür merkezidir. Burada yaşamayan millet uygulanmayan inanç neredeyse yoktur. Burası 7 dilli 70 coğrafyanın egemen olduğu bir kenttir” ifadelerini kullandı. Sur’un bu özelliklerinden dolayı tarihten bu yana büyük hoşgörüye sahip bir kent olduğunu vurgulayan Gümüş, günümüzde bu hoş görünün yok olması için bazı güçlerin çalıştığını dile getirdi.

‘ORTAK NOKTAMIZ FARKLILIKLARIMIZDIR’

Egemenlerin bu hoşgörü ortamını yok etmek için birbiri ile yarıştığını söyleyen Gümüş, “Payımız ne olursa olsun payda olarak hepimiz insanız. Biz kendimizi sevdiğimiz kadar başkasını da sevmek zorundayız. Hoşgörü, bana benzesin anlayışı değildir. Birlikte yaşama anlayışıdır. Allah tektir, fakat yarattıkları rengarenktir. Bu renkleri görmeyen insanlıktan nasibini almamıştır. Bütün insanların tek bir ortak noktası vardır o da farklılıklarıdır” dedi.

‘YIKIM YAŞAM HAKKI İHLALİDİR’

Yaşam hakkının en önemli insan hakkı olduğunun altını çizen Gümüş, “Diyarbakır denince akla Sur gelir. Sur’un yok edilmesi demek içindeki kültürlerle beraber bir bütün olarak oradaki halkların da yok edilmesi demektir. Yani özünde bir yaşam hakkı ihlalidir. Bir insanı öldürmeniz için illa onu fiziki olarak ortadan kaldırmanız gerekmiyor. Benim kültürümü, dilimi, dinimi yok ettikten sonra benim mimari yapımı, sanatsal eserlerimi yok etmişseniz ben zaten yok edilmişim demektir” diyerek, Sur’daki yıkımın yaşam hakkı ihlali olduğunu sözlerine ekledi.

EN SON EKLENENLER