Bize de mi KHK?

Ülkede bakkal, pazar, kapı önü ve her yer meclisten daha hareketli ve politik. Hatta meclisten daha “özgür.”

Çıkarılan son KHK ile suskun ve etkisiz olan meclis iyice etkisizleştirildi. Milletvekilliği neredeyse mahalle muhtarlığı kadar saygın değil.

Bundan böyle bir derdiniz olduğunda vekil yerine muhtarı aramak daha işlevsel olabilir.

Zaten son KHK ile vekiller için çekilen kılıcın esas AKP’li vekillere yönelik olduğu fikri dikkat çekici.

Malum AKP kaynayan kazan. Parti yönetimlerinden meclise dek “güvenilir, itaatkar, yandaşdan da yandaş” insan bulmak eskisi kadar kolay değil.

Atılan adımlar, alınan kimi kararlar AKP içinde de rahatsızlıklara neden olabiliyor.

Partili birçok kişi sonun yaklaştığını görüp kendini kurtarmanın peşinde.

Ne zaman, kime yöneleceği belli olmayan siyasi saldırılar sıra bana da gelecek diye kaygılanmalarına neden oluyor.

Çevrelerindeki kişilere yönelik tutuklamalara karşı AKP’li kimi vekiller nadir de olsa çıkıp itiraz ediyor.

Demokratlıklarından değil elbet. Başlarına ne geleceğini kestiremediklerinden. Aynı kaderi paylaşma ihtimalinin yüksekliğinden.

Çünkü tıpkı ülke gibi AKP de korku ve tehdit ile yönetilmekte. İyice tek adamlaşan partilerinin kendilerinin de ayağını kaydırıp, başına her türlü çorabı öreceğinin ayırdında olmalarından.

Çıkan son KHK ile vekiller ağızlarını açsalar anında yargılanacaklar. Milletvekilliği dokunulmazlığı falan pır uçtu gitti. HDP’liler meclis kürsüsünden defalarca söylemişlerdi dokunulmazlıkların kaldırılması bizden sonra sizi hedefleyecek diye.

Hepsi bu gerçeğin farkındaydı. Gel gör ki tek adam, korku ile o kadar sindirmişti ki AKP’li vekilleri, iyice sünepeleşen vekiller mecliste kendi haklarını dahi savunamaz hale düşmüşlerdi.

Gidişat o kadar sert ve kanunsuz ki, AKP’li vekiller tek adamdan yırtsalar bile öyle ya da böyle bu günlerin hesabının kendilerine sorulacağını biliyorlar.

Bu iki korku nedeniyle şimdilerde her koyun kendi bacağını kurtarmanın derdinde.

Ama işte o kadar suç ortağılar ki gitseler de kurtuluş yok. Aynı zincirin halkalarılar. Mazi arkalarında adım adım hepsini takip etmekte. Bir zamanların başbakanı, bir zamanların cumhurbaşkanı, partinin kurucuları, muhteşem adamları, büyükşehir başkanları hep aynı dertten muzdaripler. Suç ortaklığı!

Öte yandan birbirlerinin kuyusunu nasıl kazacaklarının derdindeler.

Ellerine fırsat geçse ne yapacakları belli.

İşte tek adam da bu fırsatı vermemek için ülkenin üzerine salladığı kılıcı, partiden ve “eski dostlardan” da esirgememekte.

Çember daraldıkça daha çok KHK çıkacak.

Ve çıkan KHK’lar artık açıktan AKP’li vekilleri, yöneticileri, kadroları, AKP “sevdalılarını” da kapsayacak. Kenara çekilenleri kapsayacak.

Bize de mi KHK demesin kimse.

Evet, size de KHK. Hadi hayırlısı!

EN SON EKLENENLER